'Halil Sezai, karışmış olduğu olay neticesinde 'silahla kasten yaralama' suçundan dolayı tutuklanmış olup savcılıkça hakkında cezalandırma talep edilmiştir. Dava dosyasına sunulan, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanmış olan rapor ile tutukluluğa sebep olan 'silahla kasten yaralama' suçunun işlenmediği kesinlik kazanmıştır.
Bu rapor ile müşteki Hüseyin Meriç’in vücudunda meydana geldiğini iddia ettiği dosyada yer alan odun parçasıyla gerçekleşmediği açıktır. Raporda görüleceği üzere Halil Sezai hiçbir surette dosyada ileri sürülen odun parçası ile şikâyetçi Hüseyin Meriç’i yaralamamış olup bu suçun işlendiği iddia edilen savcılık iddianamesi çökmüştür. Bununla birlikte tutukluluğun devamını gerektirecek hiçbir sebep kalmamıştır.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin silahla yaralamanın olmadığına ilişkin raporundan sonra tutukluluk hali bir tedbir olmaktan çıkmış ve cezalandırma aracı haline gelmiştir. Bu husus kanunlarla sabit iken ünlü şarkı Halil Sezai’nin cezaevinde infazı mümkün dahi olmayan bir cezadan dolayı tutukluğunun ceza aracı olarak kullanılmasının ölçülülük ilkesi uyarınca kabulü mümkün değildir.
Masumiyet karinesi uyarınca özgürlüğün sınırlandırılmasına yol açan tedbirlerin yaptırıma dönüşmemesini gerektirir. Dolayısıyla tutuklamaya, hükümden önce bir cezalandırma aracı olarak başvurulmamalıdır.
Şikayetçi tarafça medyada algı yaratılmak amacıyla montajlanmış, kesilmiş ve sesi kısılmış görüntüler servis edilmiş olup yargı makamları baskı altına alınmakta istenmiştir. Maddi gerçeği olduğu gibi yansıtmaktan uzak olan bu görüntülerde dahi şikâyetçiye herhangi bir silahla vurduğu görülmemekte iken aksi yöndeki savcılık iddianamesi tamamen çökmüştür.
Ünlü şarkıcı Halil Sezai’nin işlemediği bir suç sebep gösterilerek tutukluluk halinin devam etmesinin kabulü mümkün olmayıp mahkemece ivedilikle tahliye kararı verilmelidir.'