Halil Sezai'nin açıklaması şu şekilde:
'Kimse sormadı ama… “Bu bir itibar suikastıdır.”
Günlerdir kamuoyunda tutuklu yargılanmama gerekçe olan olaylar hakkında pek çok şey yazılıyor, anlatılıyor, söyleniyor. Herkes kendi dünya görüşü, değer yargıları üzerinden söz söylüyor, yorum yapıyor, hüküm veriyor…
Kimse de bana, “Aslında ne oldu? Nasıl oldu?” diye sormadı, sormuyor ama ön yargılar hakkında kamuoyu yargısına dönüşüyor. Korkarım ki bu kamuoyu yargısı, adli yargıyı yönlendirici bir baskı oluşturmak amacıyla, bilmediği (ama tahmin ettiğim) nedenler ile pompalanıyor.
Bakın, savcılığa sunulan kamera kayıtlarının kesilip biçilmiş olması, bazı yerlerin sesinin açılıp bazı yerlerin kısılmış olması, basının ve kamuoyunun yalan bilgilere yönlendirilmesi, yargıyı tesir altında bırakacak yalan haberlerin olması bunlara hiç birinden kaygın duymuyorum. Geçte olsa gerçekler görülür ve adalet yerini bulur.
Ancak; beni ezan ve inancım yüzünden yargılama, linç etmeye kalkışmasını kaldıramıyorum…
Şimdiye kadar insanlığa, doğaya karşı vicdanı sorumluluğumun olduğunu bilerek yetiştirildim ve kendimi yetiştirdim. Paylaşmanın kutsallığını deneyimledim. Maddi manevi imkanlarımı insanlarla ve doğada ki canlılarla paylaştım. Elimde geldiğince mutlu etmeye çalıştım, benimde mutluluğa ihtiyacım olduğu niçin…
Allah’tan kendi adıma hiçbir şey istemedim aşk dışında…
O’nun ne istediğini anlamaya çalıştım. O’nu dinledim. Hissetmeye çalıştım.
Ezan bir köprü ve vicdanı sorumluluklarımı hatırlatan kutsal bir çocukluk yadigarıdır…
İşte tamda bu yüzden, beni buradan yaralamaların, yargılamalarına müsaade edemeyeceğim. Ezan saati ile denk geldiğim konserlerimde ara verdiğim için çok matah bir durummuş gibi haberlerimin yapılmasına nasıl şaşırdıysa, şimdi de aynı şaşkınlık ve kızgınlık içindeyim.
Kim neye inandırsa inansın… Kim ne yer ne içerse içsin bu beni ilgilendirmez. Ancak tek derdimiz sadece Youtube içeriği çelmek olduğu zaman diliminde (yaklaşık 6 ay) her defasında, verandasında kurduğu hoparlörle içki masasına çöreklenip ezan açmasının sebebinin içine iyi niyet arayamam... Ezanı kişisel husumeti için bir tahrik ve taciz aracı olarak kullanılmasını yediremedim. Yansıtılan algının tam aksini savunduğum bir tepkinin, şeytani bir şekilde bu duruma getirilmesini hazmedemiyorum.
Evet, bunu daha soğukkanlı, daha sükunetli yapamadığım için üzgünüm.
İnsanız…
Sizlerden ricam; benimde söyleyeceklerim olduğundan haberdar olmanız ve benim açımdan da olaylara bakmanız.
Hem de kendi objektifliğiniz ile. Bu şahsın eylemlerine, gerçekliği oluşturmak vicdani bir görevdir.
Son olarak; Her ne kadar böyle bir ispatta bulunmak durumunda kalmayı gururuma yediremesem de, sırtımda ki dövmeyi incelemenizi rica ediyorum. Arama motoruna “Halil Sezai dövmesi” yazmanız yeterli.
Kurumuş bir ağaçta açmış tek bir yeşil yaprak var. Ne yazıyor üstünde?
Sevgiler.'
Yayınlanan görüntü üzerinde oynama yapılmıştır ve bu kavga ezandan dolayı çıkmıştır. Herkes burda ezanla ne alakası var demesin haberin tamamını okuyun. Halil sezai fiziksel şiddet göstermiş olabilir fakat halil sezaiye aylarca yapılan psikolojik şiddetten kimsenin haberi yok ilginç. Güya her şeyi biliyorsunuz ya bunu nasıl bilmiyorsunuz şaşırtıcı.
Bunun ezanla onla bunla alakası yoktu ki dfgdgdg Ben hiç umursamadım o kısmı. Dövmesi suç. Ama, bu adalet hızı başka suçlular için aynı şekilde işlemiyor. İlginç
Herkese aynı şekilde uygulansa şu adalet, gıkım çıkmayacak da. Bu iş başka bence. Yani adamla uğraşıyorlar. Muhalif oldun mu biletini kesmeye yer arıyorlar gibi geliyor bana. İnsanlara onca işkenceler yapılıyor, o kadar tecavüz olayları yaşanıyor, bir o kadar da insan öldürülüyor ama adaletten çıt yok. Sosyal medya alevlenirse belki o zaman bir şey çıkıyor. Halil Sezai elbette ceza almalıydı ama bu ceza abartı bir ceza kusura bakmayın. İyi hal indirimi ve tahrik indirimini seçmece kullanan bir adaletin aldığı kararları da ben vicdanımda yargılıyorum açıkçası.