Halbuki Binlerce Yıl Öncesinden Biliniyordu: Dünya Düzdür Fikrinin Ortaya Çıkışı Neden ve Nasıl Oldu?

Bize öğretilenlere göre Orta Çağ'da insanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu. Oysa ki o dönemde insanların dünyanın yuvarlak olduğunu bildiği ve buna inandığına dair bir sürü kanıt var. Peki dünyanın düz olduğuna inandıkları efsanesinin çıkış noktası nedir? Hepsi ve daha fazlası içeriğimizde.

Bu 900 yıllık çizime bakarak da net bir şekilde görebileceğiniz üzere, Orta Çağ'da insanlar dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı.

Öyleyse, Orta Çağ halkının dünyanın düz olduğunu düşündüğü efsanesi nereden geldi?

Yani insanlar iki bin yılı aşkın bir süredir dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlar.

Yaklaşık MÖ 360'da filozof Platon şunu yazdı:

'O bu nedenle dünyayı, her yönde uçları merkezden eşit uzaklıkta olan, bir torna tezgahından çıkmış gibi yuvarlak bir küre şeklinde yarattı.'

Bunu bilen sanmayın ki sadece filozoflardı. Antik Yunan astronomları da dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamışlardı.

M.Ö. 240 civarında Eratosthenes adlı bir adam, çevresini gerçek rakamın %1 sapması ile hesapladı.

Bunu yapmak için de iki farklı yerde gölgelerin uzunluklarını ölçtü.

Belki de en etkili eski gökbilimci, M.S. 2. yüzyılda Mısır'ın İskenderiye kentinde yaşayan ve çalışan Ptolemy idi.

Gezegenleri ve yıldızları tutan 'göksel küreler' ile çevrili, merkezde küresel dünya bulunan bir evren modeli önerdi.

Bunların hiçbiri Roma İmparatorluğu'nun düşüşüyle kaybolmadı, sözde Karanlık Çağlara kadar devam etti.

Bu nedenle, M.S. 725'te yazan Muhterem Bede, dünyanın 'aslında bir küre olduğunu ... bir kalkan gibi sadece dairesel değil ... aynı zamanda bir topa benzediğini' söyledi.

Dünyanın yuvarlak olduğuna inanan bilim adamlarının ve ilahiyatçıların listesi sonsuzdur, çünkü aslında genel olarak kabul edilen görüş buydu.

1230'da Holywood'lu John adlı bir keşiş ve gökbilimci, Küresel Dünya Üzerine adlı bir inceleme yazdı.

1300'lerin başlarında yazılmış, Ortaçağ edebiyatının en önemli başarısını, Dante'nin İlahi Komedyasını ele alalım.

Hepsi Ortaçağ kozmolojisine göre Cehennem, Araf ve Cennet'te bir yolculuğu anlatıyor.

Sanatçılar Dante'nin yolculuğunu yukarıdaki şekilde tasvir ettiler.

Bu, Ortaçağ Avrupa'sındaki çoğu hükümdarın neden kraliyet kıyafetlerinin bir parçası olarak haçlarla yapıştırılmış kürelere sahip olduğunu ve Charles III'ün taç giyme töreninde de bunlardan bir tanesinin olmasını açıklıyor.

'Globus haçı' olarak bilinen bu şey, hem kendilerinin hem de İsa'nın (küresel) Dünya üzerindeki egemenliğini sembolize ediyordu.

Peki madem öyle, o zaman Orta Çağ insanlarının dünyanın düz olduğunu düşündüğü fikri nereden çıktı?

Bir anlamda, 14. yüzyılda 'Karanlık Çağlar' fikrini ortaya atan Rönesans'ın kurucu figürü Petrarch'a kadar izlenebilir.

Bu görüş yani Roma'nın Düşüşü ile Rönesans arasındaki yüzyılların bir karanlık çağ olduğu görüşü oldukça yaygındı.

17. yüzyılda, Orta Çağ'ın Katolik Kilisesi tarafından geride tutulduğunu söylemek Katolik karşıtı propaganda haline geldi.

Amerikalı yazar ve bilim adamı John William Draper, 1874 tarihli "Bilim ve Din Arasındaki Çatışma" adlı kitabında da bu konulara değindi.

Draper eserinde, dünyanın düz olduğu inancı, kilisenin farklı mezheplere bölünmeyi yasaklaması gibi bilim ve din çatışmasına dair örneklere yer verdi.

Ptolemy'nin yanıldığını ve dünyanın aslında düz olduğunu iddia etmişti.

Önceki örneklere ek olarak, 1245'te Gautier de Metz adlı bir rahibin "dünya top şeklindedir" diye yazdığını da ekleyebiliriz.

Verilerin hepsi gösteriyor ki Orta Çağ'da inanılan söylenenin tam tersiydi.

1828'de Washington Irving, Kristof Kolomb'un tamamen kurgusal olduğu düşünülen bir biyografisini yazdı.

Irving biyografide şunları söyledi:

'En basit önermesi olan dünyanın küresel biçimine, kutsal metinlerin mecazi metinleri bile karşı çıkıyordu.'

1800'lü yılların yazarlarından Washington Irving, Kristof Kolomb'u Katolik cehaletiyle yüzleşen aydınlanmış bir kahraman, "Yeni Dünya davasını savunan" dürüst bir denizci olarak resmetti.

Çoğu kişi, dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlayanın ve tüm dünyayı bu gerçekle tanıştıranın Kristof Kolomb olduğuna inanmaya başladı.

Ama aslında gerçek tam tersiydi.

Çünkü herkes dünyanın yuvarlak olduğunu zaten biliyordu.

Ayrıca batıya yelken açmanın doğuda ticaret yapmak için alternatif bir yol olabileceği konusunda da herkes hemfikirdi.

Columbus'un planının, Irving'in de belirttiği gibi, mesafeyi yanlış hesaplaması ve bunun imkansız olması yüzünden başarısız olacağı düşünülüyordu.

1492'de Columbus, ikinci noktada onların yanıldığını kanıtladı; ve beklenmedik bir şekilde Amerika'yı keşfetti.

İlk ayak bastığı yer ise şu anda yerinin tam neresi olduğu kesin olarak bilinmeyen Bahamalar civarında bir adaydı.

Orta Çağ insanlarının dünyanın düz olduğunu düşünmesi, 21. yüzyıla kadar varlığını sürdüren, bir zamanlar okul ders kitaplarında ve şimdi de sosyal medya tarafından yayılan bir şehir efsanesidir.

Belli ki Orta Çağ'da herkes dünyanın düz olduğuna değil tam aksine yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Burada sorulması gereken asıl soru şu: Draper ve Irving gibi insanlar neden bu fikri sağlamlaştırdılar? İki ana sebep var gibi görünüyor.

İlki Orta Çağ'ı cahil olarak resmetmek, ikincisi ise bu sayede 19. yüzyıl yazarlarının ve bilim adamlarının elinde Amerika için temel bir efsane yaratmış olmaktı.

Evet ne yazık ki Orta Çağ insanları, dünyanın evrenin merkezinde olduğu gibi, çoğu çoktan çürütülmüş bazı yanlış ve hayali fikirlere sahiptiler.

Ama tüm bunları ayrı tutarak söyleyebiliriz ki, Orta Çağ insanları dünyanın düz olduğuna tıpkı bizim 21. yüzyılda yaptığımız gibi inanmıyorlardı.

Hümanist Bir Bilgin ve İlahiyatçı: Desiderius Erasmus'un Hayatına Dair Bilinmeyenler
Dibine Kadar İndik: Dante ile Cehennemin Dokuz Katını Geziyoruz!
Komünal Narsizm Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman