Hâlâ "İstanbul Sözleşmesi Ne İşe Yarıyordu Sanki?" Diyenler Varsa Hukukçu Kanıtlarıyla Anlatıyor!

'Kökü dışarıda, yabancı, bize ait olmayan bir şey değil, bizzat kökü içeride, bu ülkenin kadın hareketinin öncüsü olduğu bir sözleşmedir bu.' diyor hukukçular.

Son birkaç gündür "İstanbul Sözleşmesi ne işe yarıyordu da kaldırılmasına kızdınız?" gibi tepkiler duyuyoruz.

Açıklık getirmek için gündemdeki popülist tartışmaları, siyasi eksendeki yorumları bir kenara bırakıp bu alandaki neredeyse tüm kararları incelemiş, detaylarıyla İstanbul Sözleşmesi'ni takip eden bir hukukçuya kulak verelim.

Hukukçu Işıl Kurnaz'ı dinliyoruz. 👇

'Hem dayanak davası, hem sözleşmenin hazırlık aşaması, hem takdim deklarasyonları gösterir ki, bu sözleşme, basbayağı Türkiyelidir.  Kökü dışarıda, yabancı, bize ait olmayan bir şey değil, bizzat kökü içeride, bu ülkenin kadın hareketinin öncüsü olduğu bir sözleşmedir bu.'

"İstanbul Sözleşmesi yaşatır derken kimse ama kimse soyut bir şeyden bahsetmiyor."

'Somut, elle tutulur, gözle görülür gerekçelerle bu sözleşme yaşatıyor. Bu sözleşme, salt kadını özcü bir yaklaşımla da korumuyor.

Yeri geliyor bu sözleşmeyi dayanak göstererek erkekler de dava açıyor, hatta lehe sonuçlar alıyor, kadınlar kadınlara karşı da dava açıyor. Bu davaların hepsi var, hepsi Anayasa Mahkemesi’nde görülmüş.'

Yani sözleşmenin maksadı sadece "kadını korumak" değil, kadın erkek ilişkilerinde hukuku daha iyi çalıştırmak.

'İstanbul Sözleşmesi, mahkeme kararlarında görülebilir ki salt kadını özcü bir anlayışla koruyan bir sözleşme olmasının ötesinde, getirilen itiraz olanakları ile erkek başvurucular lehine de kararların çıkabildiği bir mekanizmayı haizdir. Kadının kadın aleyhine açtığı davalar da Sözleşme’nin ve Kanun’un salt özcü bir bakış açısıyla yazılmadığının kanıtı.'

Kurnaz'a göre, daha doğrusu kanıtlara göre İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanıp uygulanmadığının da artık tartışılmasına gerek yok.

'İstanbul Sözleşmesi yaşatır, çünkü İstanbul Sözleşmesi bugüne kadar bu ülkede uygulandı. Koruyucu ve önleyici tedbirlerle kadınlar ve çocuklar korundu. Anayasa Mahkemesi İstanbul Sözleşmesi’ni dayanak olarak gösterdi ve Sözleşme’nin, şiddet mağdurunu etkin biçimde korumaya ve Kanun'un amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğunu söyledi birçok davada.'

Hatta bazı ilkleri de getiren İstanbul Sözleşmesi oldu.

'Bu Sözleşme ile ilk kez psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet de erkek şiddeti olarak tanındı.

Ama en önemlisi, Anayasa Mahkemesi önündeki bir başka karar. Bu kararda kendi kız çocuğuna istismarda bulunan bir baba, çocuğunun velayetinin kendisine verilmesini isterken, hem yerel mahkeme hem de AYM, İstanbul Sözleşmesi’ni dayanak göstererek, çocuğun üstün yararı ve şiddet mağdurunun etkin korunması gerekçesiyle o kız çocuğunu o babaya vermedi. Adamın, kız çocuğuyla kişisel ilişki kurma talebini, yine bu Sözleşme’ye dayanarak reddetti.'

"İstanbul Sözleşmesi, bu ülkede mahkemede çocuğun, istismarcı babaya verilmesini de engelledi...

... şiddet uygulayan erkeğin evden derhal uzaklaştırılmasını da sağladı. 'Sözleşme Yaşatır' derken, kimse soyut bir şeyden bahsetmiyor. İstanbul Sözleşmesi, yaşatır; İstanbul Sözleşmesi, yaşatacak…'

İstanbul Sözleşmesi'ne dair doğru zannedilen ancak kökten yanlış olan efsaneleri de şurada anlatmıştık.

Ahlakımızı Bozacağı, Aile Kurumunu Yıkacağı Söylenen İstanbul Sözleşmesi'yle İlgili Doğru Bilinen 12 Yanlış

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
İstanbul Boğazı'nın En Pahalı Yalısında Fiyat Güncellemesi: Değeri Tam 120 Milyon Euro
YORUMLAR
21.03.2021

Birde İstanbul Sözleşmesinin kadının beyanını esas aldığını erkeği mağdur ettiğini sananlar var. İstanbul sözleşmesi daha çok dayak yiyen kadını barıştırmaya çalışmak, tecavüze uğrayan kadının üzerine giderek şikayetini geri aldırmaya çalışmak gibi durumları engellemeye korumaya ve işlem başlatmaya yönelik, işlem başlatmak demek kanıt olmaksızın tutuklayıp yargıla demekte değildir. Kanıt olmaksızın tutuklayıp öyle yargıla demiyor ve hiç bir zaman etkin olarak kullanılmadı kullanılsaydı onca kadın öldürülmemiş olurdu. Unuttunuz mu düzinelerce şikayetine rağmen korumaya alınmayıp öldürülen kadınları. İstanbul sözleşmesi olmasa savcılığın, masumiyet karinasının ve hukukun doğru düzgün işleyip farklı bir karar alacağı da sanılmasın yani tutuklu yargılanan kişi sözleşme olmasa dahi tutuklu yargılanacaktır. Neyse yine anlamak istemeyecekler sizin olmayan beyninizi tikim. Bundan sonrası kadın vekil olur mu kadın çalışır mı hep yok saydılar sözleşme sadece bahane.

06.04.2021

Ne desen haklısın

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ