Korku filmlerinde, dinlediğimiz korkunç efsanelerde geçen tüyler ürpertici karakterlerin aslında bu yerlerden geldiğini duyunca şaşıracaksınız. Sizler için kapısından geçmenin bile insanın kanını dondurmaya yeteceği korku öyküleriyle dolu mezarlıkları SlappedHam'den derledik.
Hayalet hikayelerinde çok duyduğumuz 'beyaz elbiseli kadın' zamanında tam da bu mezarlıktan yayılmış. Öyle ki, buraya çağrılan Korku Seansı filminden tanıdığımız Ed ve Lorraine Warren mezarlık hakkındaki deneyimlerini bir kitaba dökmüşler.
Yıllardır yapılan araştırmalar ve soruşturmalara rağmen gizemi çözülemeyen beyaz elbiseli kadın, kilisenin etrafında geziyor, yoldan geçen araçları korkutuyor, bazen araçların önüne atlıyor, bazen de mezarlığın etrafında uçarken görülüyor. Fakat şimdiye dek izi asla bulunamıyor.
Günlerden bir gün bir adam gece geç saatlerde aracına bir otostopçu alır. Bu otostopçu çok genç ve güzel olan nam-ı diğer 'Diriliş Mary' dir. Mary mezarlığın kapılarının önünde inmek ister ve indiği anda ortadan kaybolur.
Nam-ı diğer Diriliş Mary yani Marija Norkus 1927'de oradaki kilise yakınlarında bir trafik kazasında ölmüştür ve o zamandan sonra insanlar onun ruhunu gördüklerini daima anlatmışlardır. Mary'nin otostop çektiği, durmayan araçların ise önüne atladığı hep anlatılır.
Mary ile karşılaşan bir araç sahibi, onu kilise kapısı önünde indirdikten sonra izlediğini ve Mary'nin kilise kapıları üzerinde yanık el izleri bıraktığını ve bu izlerin sonraki gün görevliler tarafından da doğrulandığını anlatmıştı.
Mary'yi gören bir başka kişi ise çok benzer şeyler gördüğünü 1976 yılında yetkililere anlattı.
Highgate Mezarlığı, kötü ruhlar için mükemmel bir ortamdır. Bir zamanlar bakımlı olan bu mezarlık, son yıllarda giderek ürkütücü hale gelmiştir. Mezarlık çok sayıda korku filminde kullanılmıştır.
Bu mezarlığın öyküsünde ise Highgate Vampiri geçer. Vampir, 1960'ların sonlarında geniş çaplı bir tedirginliğe yol açmış çünkü mezarlıktaki mezarlar üzerinde gezindiği söyleniyormuş.
Geçen yıllar içinde onlarca kişi vampiri yakalamaya çalışsa da, başarılı olamadı ve mezarlık artık tüm ziyarete kapatıldı.
Amerika'da 1600'lü yıllarda Massachusetts'de yaşayan birçok vatandaş korkunç cadı ve hayalet hikayeleri ile sarsıldı. En çok kötü ruh davası ise Howard Sokağı Mezarlığı'ndan çıkıyordu.
Howard Street’in en çok tanınmış ruhu Giles Corey’e aitti. Giles zamanında arazi sahibi bir adamdı fakat sonraları cadı olmakla suçlandı. Masumiyetini sonuna kadar savunsa da, kayalarla ezilmeye mahkum edildi. Birkaç gün boyunca acı çekerek öldü.
Howard Street Mezarlığı'ndaki isimsiz bir mezara gömüldü, ve hala intikam peşinde olmasından korkuluyor. Giles'ın ruhu en çok kasabada olan büyük bir trajediden hemen önce veya sonra görülür.
Stull Mezarlığı, Orta Amerika Birleşik Devletleri'nin bir köşesine sıkışmış olsa da efsanesi dünyaya yayılmıştır. Bu mezarlığın cehenneme açılan kapılarından biri olduğuna inanılıyor. Burada şeytana tapan insanların her yıl Lucifer'ı beklediği, şeytan için insan kurbanlar kestikleri biliniyor.
Stull Mezarlığı'nın kötü şanı, orada bulunan ve eskiden cadıların asıldığı, ruhlarının Şeytana adandığı cesetlerin kemiklerinin dibinde gömülü olan bir ağaçtan kaynaklanıyor. Ağacın dibinde daire şeklinde alev halkaları görüldüğü söylentisi olayları her zaman daha inanılır hale getirmiştir.
Old Western Mezarlığı devrimci savaş generalleri ve ünlü korku yazarı Edgar Allan Poe gibi çok sayıda ünlü insanın yer aldığı bir mezarlıktır.
50 yılı aşkın bir süredir her yıl Poe’nun doğum gününde, orada aynı ruhun dolaştığı söylenir. Simsiyah giyinmiş ruh, fötr şapkası ve fularıyla dikkat çeker. Hayaletin kimliği hakkında çok fazla spekülasyon yapılsa da, kimileri de Poe'nin ta kendisi olduğunu iddia ediyor.
Mezarlığın en ünlü hayaleti Rufina Cambaceras'dır.
Yıl 1902'de Rufina 19 yaşındayken aniden ölmüştür. Naaşı La Recoleta'ya transfer edilmiş, ancak şiddetli yağmur nedeniyle hemen gömülememiştir. Ertesi sabah, orada çalışanlar tabutta bir tuhaflık fark eder. Önce mezar soyguncularından korkan çalışanlar tabutu açınca Rufina'nın çürümüş ve kanlı olduğunu görür. Ayrıca tabutun üzerinde tırmalama izleri de vardı. Ailesi Rufina'nın tabuta konduğunda henüz ölmemiş olduğundan şüphelendi.
İşte son anlarını huzursuz geçiren genç kızın ruhunun hala mezarlıkta gezdiği söylentisi bundan kaynaklanıyor.
Paris Yeraltı mezarları kabuslardan fırlamış gibi bir yerdir desek yanlış olmaz. Birçok ziyaretçi, tünellerde dolaşan hayaletler gördüğünü iddia etmiş, hatta bazıları iddialarını kamera görüntüleri ile kanıtlamıştır. 1990'lı yıllarda tünellerde kaybolan bir adamın korkunç hikayeleri ise Paris'teki bu korkunç yerin ünlenmesine neden olmuştur.
Kimileri ise, buradaki kötü ruhların ebedi dinlenme alanlarının bu kadar çok ziyaretçi tarafından rahatsız edilmesinden kaynaklandığını düşünüyor.
Krallar Vadisi, 500 yıl boynunca Mısır kraliyetinin mezarlığı olmuştur. Arkeolog ve araştırmacılar için ilgi çekici bir yer olan Vadi, aynı zamanda lanetli hikayeleri ile de ünlenmiştir.
Geceyi yakın bir kamp alanında geçirenler, siyah atlar tarafından çekilen bir at arabası gördüklerini söyler. Arabayı ise Mısırlı bir kral kullanıyordur ve at arabasını hızla onu görenlerin üzerine sürer. Korku içindeki insanlar atların seslerini, ayak seslerini hatta tekerlek seslerini bile duyduklarını iddia ediyor. Kimi ziyaretçiler ise etraftan gelen ağlama ve çığlık sesleri olduğunu anlatır.
Seslerin Mısır'da eski dinleri ortadan kaldırmaya çalışan Firavun Akhenaten'in lanetli ruhundan geldiği söylenir.
Bu listedeki bütün perili mezarlıklar arasından Greyfriars Kirkyard muhtemelen en tehlikeli olanıdır. Sadece en cesur hayalet avcıları bu kemik bahçesine musallat olan ruhla karşılaşmak için uğraşır ve çoğu da yaptığına pişman olurlar.
Bu mezarlık, George MacKenzie'nin ruhu olduğuna inanılan MacKenzie hayaletinin ev sahibidir. MacKenzie hayatı boyunca Presbiteryan İskoçlara zulüm etmiş ve birçoğunu da idam ettirmiştir.
Öldüğünde Kara Anıtmezar'a gömülen MacKenzie'nin mezarına, 1999 yılında evsiz bir adam girince ebedi istirahati rahatsız edilmiş ve ruhu ortaya çıkmıştır. O günden bu yana mezarlığı ziyaret eden kişiler vücutlarında oluşan çizikler, yanıklar, yaralar ve hatta kırılan kemik şikayetleri ile kayıtlara geçmiştir. Kayıtlarda bu kötü ruhla karşılaşan 450 kişi vardır.
Kimi vatandaşlar ise, o kasabada çalışan psişik Colin Grant'in ölümünü bu kötü hayalete bağlamıştır.
Oda bir şey mi ben insanların arasında yaşıyorum daha ürkütücü...
Çorum Mezarlığı -Türkiye
çanakkale yenice de bi mezarlık vardı karadedeler olayımıydı bişeydi.