İstanbul’da hasta yakını bir hâkim, tartıştığı doktoru poliklinikte hasta bakarken gözaltına aldırdı.
İstanbul’da hasta yakını bir hâkim, tartıştığı doktoru poliklinikte hasta bakarken gözaltına aldırdı.
İstanbul’da yakınının yanında refakatçi olarak kalan kadın hakim, taburcu işlemleri sırasında tartıştığı doktor Suna Dilbaz'ı hastalarını muayene ederken gözaltına aldırdı.
Olay İstanbul Küçükçekmece'de bulunan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde meydana geldi. Beyin ve sinir cerrahı Suna Dilbaz, ameliyat ettiği hastasını kontrol için odaya girdiğinde hastanın refakatçisinin yatağında yattığını görünce uyardı. Hasta yakınını 'Toplanır mısınız?' diye uyaran Dilbaz, hasta yakınının tepkisiyle karşılaştı. Dilbaz, hasta yakınının kendisine el kol hareketi yaparak bağırdığını söyledi.
Dilbaz tartışma sonrası poliklinikteki görevine dönerken, daha sonra hakim olduğu öğrenilen hasta yakını savcılığı arayarak doktordan şikayetçi oldu.
Savcılık şikayet üzerine kadın doktorun görev yaptığı devlet hastanesinden gözaltına alınması için polise talimat verdi. Dilbaz, gözaltı işlemi için gelen polislere bakması gereken hastalar olduğunu, öğle arası karakola gelip ifade verebileceğini söylediğini ancak bu isteğinin kabul edilmediğini anlattı.
İfade için gittiği karakolda da yaklaşık 3 saat bekletildiğini anlatan Dilbaz, şunları kaydetti:
'Arzu Tengir hakim olduğu için polis odasında komiser ile birlikte saatlerce çaylar kahveler içildi. Ben dışarıda otururken onlar sohbet ettiler, hiçbir hastayı düşünmediler. İfademi almaya giderken Arzu Hanım'a, 'Yaptığınızın yanlış olduğunun farkında mısınız? Birçok hasta mağdur oldu' dedim. Kendisi bana dönerek, 'Bu beni ilgilendirmiyor, sen önce refakatçiye nasıl davranacağını öğren' dedi. Bizler mahkeme salonlarında bir hakim görünce doktor ya da başka bir olsak ayağa kalkmıyor muyuz? Kim mahkeme salonunda bağdaş kurarak hakimi dinlemiştir, sorarım size. Kendilerine gelince sonsuz saygı isteyen bu insanların sağlık çalışanlarına saygı göstermesi bu kadar mı zor? Hakimlik gibi eğitimli bir mesleğin saygınlığını aşağılayıp şahsi egosu için kullanmak yanına kar kalmamalı diye düşünüyorum.'
Türk Nöroşirürji Derneği bir açıklama yaparak olaya tepki gösterdi. Suna Dilbaz'ın kanuna aykırı şekilde gözaltına alındığı vurgulayan dernek, sürecin takipçisi olacağını bildirdi. Açıklama şöyle:
'Bugün kamuoyuna yansıyan, değerli meslektaşımız Dr. Suna Dilbaz’a yapılan hukuka ve insan haklarına aykırı muamele ile ilgili bir açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur.Dr. Suna Dilbaz tarafından ameliyat edilen hastanın taburculuk viziti esnasında, hakim olduğu daha sonra öğrenilen, refakatçi ile aralarında geçen konuşmadan sonra poliklinik hizmeti vermekte iken polis zoru ile ifadesinin alınması amacıyla emniyete götürülmüştür.
CMK 145. maddesine göre ifadeye çağrılmak davetiye ile gerçekleşir. Bu davetiyede kişinin çağrılma nedeni açık bir şekilde yer almaktadır ve kişinin ifadeye gelmemesi halinde zorla getirileceği ifade edilmektedir. Gerçekleşen olayda Dr. Suna Dilbaz’ın ifadeye çağrılıp gitmemesi şeklinde bir durum olmamasına rağmen polis marifetiyle iş yerinden alınmıştır. Randevulu hastaların mağdur olduğunu beyan etmesine, görevli kamu çalışanı olduğunu belirtmesine ve ifadesinin alınmasını istemesine rağmen 2,5 saat süreyle bilgi verilmeksizin bekletilmiştir.
CMK 147. maddesine göre 'Şüpheli veya sanığın kendisine yüklenen suç anlatılır.' ifadesinden yola çıkarak, isnadın ne olduğunu bilmek şüpheli için bir haktır. Dr. Suna Dilbaz’a şikayetçinin kimliği, bilgileri, suçunun ne olduğu anlatılmamış ve yasal haklarını kullanması engellenmiştir. Soruşturma tamamlanıp, hüküm kesinleşene kadar kişi kesinlikle suç işlemiş gibi hareket edilemez. Buna karşılık meslektaşımıza ifade sürecinde suçlu muamelesi yapılmış, masumiyet karinesi ihlal edilmiştir.
Yasa uygulayıcıların, yasaları keyfiyet içinde ve menfaatlerine uyacak biçimde kullanarak suistimal etmeleri Türkiye Cumhuriyeti yargısına ve adalet sistemine zarar vermekte ve güvenilirliğine gölge düşürmektedir. Yetkili mercilerin söz konusu uygulamayı yapan yargı mensubu hakkında, bu ve benzeri utanç verici olayların tekrarlanmaması için gerekli işlemleri başlatacağına inanıyor ve sürecin yakın takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.'
Ne oldum delisi, kompleks çok kötü bir şey ya. Sonra doktorlar, eğitimli yetenekli insanlar ülkeyi neden terk ediyor. Telefondan reçete yazdıramadığı doktoru tutuklatan hakimi, araca not yazdığı için gözaltına alınan vatandaşı, halı saha maçında öğretmenleri göz altına aldıran ve yurt basan savcıların haberlerini okumuştuk. Sözde hiç bir yargı mensubu bulunduğu nüfuzu kendi lehine kullanamaz adalet mercii zorbalık yapmaz. Kimsenin kimseden ayrıcalıklı olmadığı herkesin hak ve hukuka saygılı uygarca yaşadığı toplumlara uzak kalmak ne acı. Bundan 150 yıl önce Almanya'da kral ile arazi kavgasına giren sade bir vatandaşın sözleri hukuk devletinin temel taşıdır "Berlin'de hakimler var" bizde de var hukukun gücü yerine "güçlünün hukuku". Kendine saygısını kaybetmeyen “aman ağzımın tadı kaçmasın” demeyip kuralları uygulayan, hukuksuzluk kuralsızlık talep eden tiplere geçit vermeyen insanlara bravo.
Doktorlara öğretmenlere sürekli saldıran bir kitle var. İşin ilginç yanı bu kitle onlara muhtaç oldukları için kıskançlık ve öfkeleri daha da artıyor
Doktor da hakim de hatalı. Sen içeri girdin diye refakatçi neden ayağa kalkmak zorunda olsun ki. Sen kimsin de. Hakimin de tartıştığı kişiyi gözaltına aldırması nedir. Adamlardaki egoya bak. Neyse burada olan polise olur gibi duruyor. Hakime bişeycik olmaz