İlişkiler duygularımız sayesinde ortaya çıkar, onlardan etkilenerek şekil alır ve onları fazlasıyla da etkiler. Bir bakarsınız pek mutlu uyandığınız ve pozitif başladığınız gün sona ererken neşeniz kaybolur, moraliniz bozuluverir. Öylesine bir keyifsizlikten bahsetmiyoruz, hisleriniz öylesine yoğun olur ki acıyı iliklerinizde hissedersiniz.
İlişkilerin mutlu anlardan oluştuğunu söyleyenler, yanılmıyor fakat unuttukları bir şey var. Çünkü samimi ilişkiler, pozitif olanlar kadar negatif duyguları da içinde barındırıyor. Bu duygular daha önce hissetmediğiniz kadar derin ve içten oluyor.
Kendinizi tamamen teslim ettiğiniz için, ilk defa bu kadar çok korkuyorsunuz ve bomboş hissediyorsunuz. Kimi zaman her şey çok net olsa da görmezden geliyorsunuz. Sadece karşınızdaki insanı değil, kendinizi de tanıyorsunuz. Bir başkasını, hatta kendinizi ne kadar sevebileceğinizi ve bu sevginin size ne kadar acı verebileceğini de öğreniyorsunuz.
Bu olumsuz duygulardan pek bahsedilmese de onlar ilişkilerimizin vazgeçilmez bir parçası. Çünkü en iyi ilişkiler, hislerimizi daima canlı tutanlar oluyor. Çünkü aşk, midenizde yalnızca kelebekler uçurmuyor, bazen kramplara ve ağrılara da sebep oluyor.
Bir ilişkiye başlarken yaşayacağınız olumlu-olumsuz her duyguyu en baştan kabul etmiş oluyorsunuz. Tıpkı lunaparka gidip her şeye rağmen hız trenine bindiğiniz gibi, aşağıda yürüyüp durmak yerine yukarıda ters düz olmayı tercih ediyor, hatta yere çakılmayı göze alıyorsunuz.