Hakan Altun, fantezi müziğin prensi olduğunu bilmeyenimiz yok. Ancak görünenin bir de perde arkası var, Hakan Altun'un ciğerleri solmak üzere. Bunu bize şarkılarıyla haykırıyor adeta. Bir el vermek, destek olmak, üzülme be Hakan'ım demek lazım kendisine. Yoksa dağ gibi adam gözümüzün önünde solup gidecek.
Bu kadar ayrılık acısına dağ olsa dayanamaz, ama Hakan direniyor... Dayan hakan, yanındayız sana kız mı yok!?
Her şey Hakan Altun'un terk edilmesiyle başlıyor. Zalimin biri Hakan'ı, acımasızca, merhametsizce, öylesine bırakıp gidiveriyor... Biri de ardına bakıp bu adam ne yapar, ne yer, ne içer demiyor. Tüm Allahsızlar bir olmuş Hakan'ı yakıp yıkma derdinde. ABV!!
Haliyle her ayrılığın ardından Hakan Altun bir iç hesaplaşma içine giriyor. Kaç kere terk edildi, kaç kere öylesine ortalarda bırakıldı ki tövbe ediyor, aman diliyor ama gönül bu, laftan anlamıyor... Artık küfre doğru gidiyor Hakan, ciğerini s...klerim demesi an meselesi.
Adam beddua ediyor ya, burasına kadar gelmiş. Aşk acısı, özlem, hasret, yokluk hepsi birleşip üzerine çullanmış belli ki. Bütün bunların altından ses veriyor Hakan, 'beter ol be vicdansız!' diyor ki haklı. Hatırlarsanız ardına bile bakmamıştı haspa!
Tövbe zamanı, kim bilir bu kaçıncı tövbesi Hakan'ın? Ama romantik bir prensin aşktan usanması, tövbe etmesi mümkün mü? Elbette değil, Hakan bunun canlı örneği.
Belli ki durup durup uğradığı haksızlık aklına geliyor, kafasında sürekli bir şeyler kuruyor ve kurdukça isyanı, haykırışları büyüyor. Beni anlamadın diyor kim bilir kaçıncı defa, kaçıncı kere farklı kadına. Anlamıyorlar seni Hakan, söylediğinle kalıyorsun be hacım.
Burada büyük bir ayrılığın ardından gelen kısa süreli ilişkinin de başlamasıyla bitmesinin bir oluşuna tanık oluyoruz. Haaaah afferin sanaaaa diyor Hakan!
E bu yine aşık olup ayrılmış? Daha önceki ikisinin acısı dinmeden, tövbesinin tükürüğü kurumadan aşık olup ayrılmış bile. Hakan acaba sen sırf ayrılıp acı çekmek için aşık oluyor olabilir misin?
Demek ki bu genç bir sevgiliymiş, Taksim'de falan takılmışlar, büfeden sosisli yemeceler, İstiklal'de yürümeler... Ama bu da bitmiş, ben buradayım diyor, o da oralardadır, Nevizade'ye falan bak.
Taksim'in ara sokaklarında tinerci gibi takılmış. Sanmıyorum ki birisin buna bir şey sorsun da bu da terk edildim diyememiş olsun. Yine kendi kurup kendi oynuyor. Büfe, sokak derken muhtara kadar bağlayacak galiba du bakalım.
Yok şehit oldu kendisi. Sanırım son evre bu, büfeye gitti, İstiklal'de turladı, nerdesin aşkım, burdayım aşkım diye sokakları arşınladı ve donarak öldü. ARE Hakan Altun.
Haaah haberi geldi işte, dedim kız Nevizade'de başkalarıyla takılıyor büyük olasılıkla. Artık Taksim'e uğramaz bir daha. Muhtar da yalan oldu haliyle.
Bu son kız çok üzmüş belli, son diye diye elli tane şey söyledi kıza ama kızın bunların hiçbirini duyup işittiğini sanmıyorum. Hakan, kız çoktan yeni sevgilisinin gömleği üzerinde yatağa kahvaltı getiriyor toparlan be artık babacım.
Demek ki neymiş, kız bunu aldatmış! Aşkını çaldıklarına göre elemanın biri ayartmış bunu. E canım şarkı yazıp beddua edeceğine, topla mahalleden arkadaşları dalın elemana. Sen hala naif gibi şarkı türkü peşindesin. Kusura bakma da sen böyle saf oldukça daha çok çalarlar sevdiğini senden.
Al işte başka bir eziklik örneği daha, yahu o gitsin sen niye gidiyorsun? Düzenini kurmuşsun, ekmeğini kazanıyorsun, başka şehirde bunları tekrar düzene sokman kaç yılını alır? Bırak Allah aşkına Hakan ya.
İç iç belki sarhoş olup kapısına dayanınca geri döner sana. Prenslikten berduşluğa doğru koşar adım gidiyorsun haberin olsun.
Olm tanıyan falan varsa gidip bir baksın, saçmalamaya başladı iyice bu adam. Sonum geldi falan demeler, ben işkillendim iyice.
Resmen genel konuşmaya başladı, kime diyor, neden diyor belli değil. Ya tutarsa diye şarkı mı yazılır be, anonim aşk mı aranır?
Vallahi gülmekten karnım ağrıdı, burada lafı çok güzel sokmuş şimdi Allah'ı var... Tabii ki Allah'ı varsa asdfsdfsdafsd....
Sonunda kimse dayanamadı bu ağlak hallerine tabii ki ve herkes bırakıp gitii. Bunun olacağı çok belliydi, bir insanın hayatı aşk acısı, beddua, bekleme ve ağlama üzerine inşa edilemez ki. Kim dayanabilir senin bu hallerine Hakan, hatayı lütfen kendinde ara. En yakın arkadaşların alkolik oldu senin yüzünden.
O da kabul ediyor bu durumu, ama elinden mi bir şey gelmiyor yoksa düzeltmek istemiyor mu bilmiyorum. Sevemiyorum, unutamıyorum, toparlayamıyorum, ve sair ve sair... E olmaz ama böyle.
Tamam günahı onun boynuna, tamam Allah onun belasını versin, tama o kaybetti, tamam sen kazandın, tamam yeter artık toparlan yahu! Eş dost hepsi kaçtı hala had bildirme peşindesin. Kadın kim bilir kaçıncı adamın sıcaklığını emiyor senin derdine bak be!
Yav he he öğrendin, öğrenmiş halin buysa s.çtın haberin olsun!
Sanırsın ki kadın bunun kapısına geldi, ağlıyor,i lütfen affet diyor da bu da dimdik uzaklara bakarak olmaz diyor. Hişşt Hakan kalk, g*tün açıkta kalmış!
Vallahi senden adam olmaz, şu kadar lafı dedikten sonra hala son bir şans istemek... Verse gideceksin yani, nefes alsa yeter akımının lideri misin Hakan?
Git Allah aşkına, lütfen git, n'olur git... Allahın varsa git.
Kadının çocuğu oldu Hakan, ikiz...
ince hastalığa yakalanırım diye okumadım
Ya bi siktir Hakan Altuna yaptığı içerik 50 sayfa tamam işsiziz de o kadar da ölmedik kim okuycak bunu
sadece fotolara bakıp yorum yapmaya geldim bu adamın bakışları bi tuhaf gelior bana bilemedim.