Sedat Peker ile Süleyman Soylu arasında arabuluculuk yaptıkları iddia edilen Özışık kardeşlerden Hadi Özışık açıklama yaptı: Mesafemi koruyamadım. Geçiştirici cümleler kurdum.
Sedat Peker ile Süleyman Soylu arasında arabuluculuk yaptıkları iddia edilen Özışık kardeşlerden Hadi Özışık açıklama yaptı: Mesafemi koruyamadım. Geçiştirici cümleler kurdum.
Sedat Peker'le yaptığı görüntülü görüşmenin yayınlamasının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine 'tezgah' kurmakla suçladığı Hadi Özışık YouTube kanalından açıklamada bulundu.
Hadi Özışık videonun açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
'Merhaba Arkadaşlar, Ben bir gazeteci olarak Sedat Peker’le konuştum, samimi oldum, mesafemi korumadım. Bu konudaki eleştirilerin tamamını kabul ediyorum. Zira ben hata yaptım. Gazetecilik yapmanın dışında ister suç örgütü lideri olsun ister olmasın bir kişiyle mesleğime yakışmayan bir davranışın içinde oldum. Peki ben bu samimiyetin dışında ne yaptım? Özgür Özel’in iddia ettiği gibi, Süleyman Soylu ile Sedat Peker arasında mesaj götürüp getirdim mi? Süleyman Soylu’nun adını Sedat Peker’i arayıp, “Bakanımız dedi ki” tarzında bir cümle kurdum mu? Bu videoda size Süleyman Özışık’ın da dahil olduğu bütün gerçekleri sizinle paylaşmak istiyorum. Sedat Peker ne dedi, benimle ilgili gizlice kayıt altına alınan konuşmamda ne dedim? Özgür Özel’in Halk TV’de söyledikleri ne kadar doğru? Ben Peker’in bana gönderdiği son videoyu Soylu’ya izlettim mi? Tüm bu soruların cevabını bu videoda veriyorum.'
Hadi Özışık videoda yaptığı açıklamada kendisine ve kardeşi Süleyman Özışık'a sosyal medyada yapılan hakeretlerle ilgili yasal işlem başlatacaklarını söyledi ve yurt dışına kaçtıkları iddiasını yalanladı.
'Face Time'dan arayan bir kişi Reisim Sedat Peker sizinle görüşmek istiyor dedi. Aldım telefonu Hadi abi nasılsın diye başladı. Bana birilerinin İçişleri Bakanı'nı üzerine çekmek istediğini söylüyor. Bu ne anlama geliyor? Sedat Peker durup dururken bu açıklamasından sonra beni niye aradı sizce? O kadar net ki anlayacağınız benim üzerimden Soylu'ya mesaj göndermek istiyor. Ben bu konuda herhangi bir yorum yapmadım. Kendi yaşadıklarını anlattı ben de dinlemekle yetindim.
O konuşurken benim gazetecilik iştahım kabardı. Ya dedim acaba Sedat Peker ile bir röportaj yapsam... Kendisine bu talebi ilettim 'emrin olur' dedi. Kendisine geri döneceğimi söyledim görüşme bitti. Bu görüşme olduğunda hakkında bir dosya olup olmadığını biz bilmiyoruz. Aynı gün içinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu aradım ve Sedat Peker ile röportaj yapmak istediğimi söyledim. Soylu ne dedi bana, Habertürk'te söylediği gibi ne bir eksik ne fazla: işine bak dedi telefonu kapattı. Soylu ile benim aramda geçen bir çok görüşmede Sedat Peker ismi bir daha hiçbir zaman geçmedi.
Şayet ben bir daha Sedat Peker ismini geçirmiş olsaydım, Soylu o an benimle olan dostluğunu bitirirdi. Huyunu suyunu biliyorum, bildiğim için bir daha Sedat Peker'in P harfini bile geçirmedim. Ben bayram günü aradığımda 'O adamla irtibat halinde olduğunu bilmiyordum' diyerek benimle irtibatını kopardı Süleyman Soylu.'
HADİ ordan
Yazık ya, hazır rantından oldu. Ne güzel "gazetecilik" adı altında ülkedeki pastadan çöküş sürecinde olan bir iktidarı yalayarak çıkar sağlıyordu, şimdi ondan da oldu, iyi kötü 2023'e kadar çıkarlarını koruyabilirdi ama çakallığının kurbanı oldu. İşin diğer kötü yanı ise iktidar gittikten sonra da ne bok olduğu zaten bilinirken tam işfa oldu ve artık bu taraftan da ekmek yiyemez. Garibim arafta kaldı. lkajsdlkasdlk
Bir de utanmadan insanların gözünün içine baka baka yalan söylemeye devam ediyorlar. Bu arsızlığın kaçıncı seviyesi acaba?