Aydın paylaşımında şu ifadeleri aktardı:
'Doğru ve dürüst haber, çalıştığımız kurumun hakkı ve mesleğimizi korumak için... Vicdanımızın sesi ile ham ve gerçek görüntüler... Bakalım ne anlatıyor?'
Mehmet Yeşilkaya paylaşımında şunları aktardı:
'Habertürk olarak haberi eğmeden, bükmeden olanı vermek temel ilkelerimiz arasında. Çarpıtmaya asla izin veremeyiz. Daima doğru ve dürüst habercilik temel prensibimiz…'
Açıklamada 'Bu haberde muhabirimizin, çocuğun konuşması/konuşturulması ile ilgili kısımda aldığı tutum bu ilkelerin açıkça ihlali niteliğinde görülmüş olduğundan kendisiyle iş ilişkimiz bugün itibarıyla sonlandırılmıştır.
Başta haberde konuşturulan çocuk olmak üzere haberden etkilenen tüm kişilerden ve değerli izleyicilerimizden muhabirimizin kabul edilemez bu görev ihlali nedeniyle açıkça özür diliyoruz.
Tespit edildiği anda hatalarını açıkça kabul etmek, doğruyu söylemek ve gerektiğinde haberin mağdurundan özür dilemek de dürüst gazeteciliğin olmazsa olmaz ilkelerinden birisidir.' denilmişti.
Demek ki televizyonda gördüğümüz bütün haberler yalan. Şimdi ben bu görüntüleri izledikten sonra her hafta karadenizde doğalgaz bulmamıza, bütün almanların bizi kıskandığına, ekonominin iyiye gittiğine falan nasıl inanayım?
Ne habersin ne Türksün...
Daha yarım saat olmadı kendisinin paylaştığı tweetlerin haberini okudum. "Çocuğu yönlendirdiğim iddiaları yalan." dedi. Sırf daha çok izlenmek adına küçücük bir çocuğu kullanmaya gerek var mıydı? Biz halk olarak ekonomi ne hâlde bilmiyor muyuz? İçinde yaşıyoruz bu karmaşanın zaten! Neyi ispat etmeye çalıştı yani? Gazetecilik ağır meslektir, düsturu gerçek olmalı! Böyleleri Hasan Tahsin'in, Hrant Dink'in, Uğur Mumcu'nun ve hayattan koparılan nice gazetecinin kemiklerini sızlatıyor...