Özel kanalların hayatımıza girmesiyle görmeye başladığımız güzellik yarışmalarını bilirsiniz. Bir ara neredeyse her kanal kendi güzellik yarışmasını yapıyor, memlekette birden fazla 'Türkiye Güzeli' seçiliyordu. Bize de bu heyecanlı dakikaları izlemek düşüyordu. Yıllardır seyrettiğimiz bu güzellik yarışmalarında ise kronikleşmiş bazı durumlar var. Sizler için bunları bir toparlayalım dedik.
Kadınlar kendi kendilerine 'Bunlar kadınsa biz neyiz?' diye sorduktan sonra 'Önemli olan insanın içi güzel olsun' diye sakinleşir. Bu esnada erkeklerden pek ses çıkmaz, çıkmasın da zaten!
Bakışlarımızla favori adayımıza ekran karşısından olumlu enerji göndermeye başladıktan sonra ekrana doğru 'Ay hadi inşallah' diye dua transfer ederiz.
'Aaaa yastık savaşı yapıyolar', 'Aaa havuzda oynuyolar' diye diye 1,5 saat geçer. Sanki o eğlenceyi yaşayan bizizdir. Ne kadar zavallıyız kız :(
'Hayriye'nin düğünde ben de böyle bi şey mi giysem ki?' diye düşündüğümüz bütün kıyafetler ünlü bir tasarımcıya aittir. Bi de onlarda durduğu gibi bizde durmaz zaten. En güzeli siyah, kolları tüllü bi elbise aslında...
Bunu yıllardır düşündüm durdum, tek bir sonuca vardım: Kıskançlık. Evet, tamamen bu. Çünkü gerçekten o kadar saçma figürler yaptırıyolar ki kızlara, bıraksalar kendileri daha güzel dans edecekler. Ama yok, illa zor durumda bırakalım!!
Dünyaca ünlü isim tahmin ettiğiniz gibi jüri üyelerinden bir tanesi. Canlı yayın öncesi en az 50 kere prova yapıldıktan sonra sanki o an spontan bir gelişmeymiş gibi bize yutturulan çeşitli şovlar yapılmaya başlanıyor. Biz de 'Aaaa kız koş koş bak kim çıktı' diyoruz hemen.
Dikkat ederseniz güzellik yarışmacılarının sunucuları hep 'Bunu kulise bıraksak kızlara bi zararı olmaz' denilen tiplerden seçiliyor. Bu gelenek hiç bir zaman bozulmadı. Onu kurtaracak partnerinin ise daha iddialı olması denge unsurlarından bir tanesi.
'Güzel olmak yetmez, akıllı da olacaksın' düsturu ile sorulan bu sorular en olmayacak zamanda, en gereksiz anda sorulan sorulardır. Konunun dünya barışına bağlanması ise kaçınılmaz.
Bu adamlar olmadan bir güzellik yarışması düşünülemez. Hıncal Uluç'un güzellik konusunda otorite olduğu bir yarışma, jüri üyeliğinin bel kemiğidir.
Neredeyse 'Ben bunu hak etmedim, nolur başka birinci seçin' diyecek kadar ağlayan güzel kızımızın az evvelki güzelliği bir anda şekil değiştirir. Kız bu kadar üzülecektin, niye birinci olmak istedin mademse?
Taç takma töreninde gördüğümüz bu eski güzelimizin içinde bir miktar burukluk ama bolca 'Yıkılmadım, ayaktayım' havası bulunur. Kolay değil, üstüne yeni bir güzel gelmiş. Yalnız bu güzeller yıllar geçtikçe daha bi başka güzelleşiyor, o da önemli bir ayrıntı.
Bu kural yıllardır değişmedi, değişemez. Neden böyle oluyor bu bir merak konusu. Fotoğrafta gördüğümüz birinci güzelimizin ise yıllar içinde geçirdiği değişlik hepinizin malumu.
Hoşçakalın...
Sonra hoop oyunculuğa
Harbi ikinci hep daha güzel oluyor xhsbsba
2 saat sonra bu programı izledikten sonra ben: DİYETE GİRMELİYİM.