Çünkü beyinde anlam ve algı yüzdeki mikro kasların kasılması sonucunda oluşan ifadelerle anlaşılır. Üstelik bu tek yönlü değildir. Size algı mekanizmasını üç madde ile açıklıyorum:
1- Kişiler başkalarını yüzlerindeki mikro ifadeleri görerek algılamaz.
2- Karşısındaki insanların yüzlerindeki mikro ifadeleri ayna nöron aracılığıyla kendi yüzünde taklit eder.
3- Bu taklit sonucunda kişinin beyni karşısındaki insan bu yüz ifadesindeyse mutlu gibi bir algı sonucuna ulaşır. Yani insan görerek değil taklit ederek algıyı oluşturur.
Şimdi botoks uygulamış kişilere dönelim.
Bu kişiler yüzlerinde mikro ifade oluşturan kasların bir bölümünü felç ettirdiği için öncelikle bir duyguyu kendi yüzlerinde doğru şekilde mikro ifadeye dönüştüremezler. Bu yüzden botoks yapılan kişinin duyguları karşısındaki tarafından algılanamaz. Ancak durum bundan da ibaret değildir. Botoksu yaptıran kişi daha çok kendi algı zekasıyla ilgili gerilikler yaşar. Bunun da sebebi şudur.
Dedik ki algı başkasının ifadesini kendi yüzünde taklit ederek oluşur. Peki botoks yapmış biri karşısındaki kişinin mikro ifadelerini nasıl taklit edebilir?
Örneğin biri 30 tane yüz kasını kasarak hüzünlü bir yüz ifadesi oluşturuyor.
Botoks yaptırmış bir kişi bu yüz kaslarının bir bölümünü felç ettirdiği için 30 kasını kasarak taklit edemez. 20 kasını kasarak taklit eder. Bu yüzden karşısındaki kişinin yüz ifadesini kopyalayamaz. Kopyalayamayınca da algılayamaz. Sadece bununla kalsa iyi. Bir süre sonra beynin algı ile ilgili bölümleri yanlış çalışmak ve çalışamamaktan dolayı küçülmeye ve işlevsizleşmeye başlar. İşte bu süreç aptallaşmanın ta kendisidir.
Sonuç olarak botoks yaptırmak kişinin algı ve zekasının geriye gitmesine ve beyninin küçülmesine sebep olur. Bu da araştırma süreçleri tamamlandıktan sonra anlaşılmaya başlanır. Yani bunları her şey çok geç olduktan sonra öğreneceksiniz diye açıklamalar yapıp durdum.