Hayata dönmesini 'mucize' olarak nitelendiren Kıncı, 'Hastaneye gittiğimde vücudumda 40'a yakın bıçak darbesi vardı ve çok fazla kan kaybetmiştim. Birkaç müdahaleden sonra doktorlar, çok zarar gördüğü için böbreğimi alabileceklerini söylediler. Ben de iki çocuğumun olduğunu belirterek, 'Ne gerekirse yapın, ölmek istemiyorum' dedim. Ardından birçok kez ameliyat oldum. Aileme de her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini söylemişler. 15 gün kadar yoğun bakımda yattım. Çok zor dönemlerden geçtim. Bıçaklanma anımda, tedavi sürecimde sadece çocuklarımı düşündüm. Canım yandığı için değil, onları annesiz bırakmamak için gözyaşı döktüm. Doktorlar hayata dönmemim mucize olduğunu söylüyorlar' diye konuştu.
Kendisini defalarca bıçaklayan Burak Kıncı'nın cezaevinde olmasına rağmen çıkacak korkusu yaşadığını belirten Aycan Kıncı, zanlının en ağır cezayı alması için çağrıda bulundu. Kıncı, 'Olay daha tazeyken psikolojik olarak çok kötü günler geçirdim. Karşı tarafın ailesi, şikayetçi olmamam için baskı yaptı. Gerekli yardımları aldım ve kötü günleri geride bıraktım. Kendimi güçlü hissediyorum. Başta avukatım olmak üzere tanıdığım veya tanımadığım birçok insandan çok güzel destekler gördüm. Bu tür insanların en ağır cezayı almaları gerektiğine inanıyorum. Ancak bu ağır cezalarla bu tarz olayların önüne geçilebilir. Bana bunu yapan insanın cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Eğer çıkarsa belki de yarım kalan işini tamamlamak isteyecektir. Hala hayati tehlikem geçmiş değil. Benimle aynı durumda olan kadınlara tavsiyem susmasınlar. Ben çocuklarım olduğu için sustum veya susturuldum ancak başıma bunlar geldi' dedi.