Güzel Olmak Uğruna Ayakları Kesiliyor! Çinli Kadınların Küçük Ayaklı Olmak İçin Yaptıkları İlginç Gelenek

Güzellik algısı zaman içerisinde evriliyor.  Dönem dönem popüler olan şeyler geriye dönüp baktığımızda göze çok da güzel gelmeyebiliyor. Bu trendlere uymak uğruna kadınların yapamayacağı şey yok gibi. Bunlardan biri de Çin'de geçmişte uygulanan, Lotus Ayak adı verilen oldukça acı verici ayak bağlama geleneği. Ne kadar küçük ayaklı olurlarsa o kadar güzel olacaklarına inanıyorlarmış. Gelin birlikte detaylarına bakalım...

Güzellik için acı çekmek birçok kadının aşina olduğu bir kavram ancak dahası var.

Saçlarını boyayan, traş eden, yüksek topuklu ayakkabılara katlanan ve dahasını yapan kişilerden çok daha ileri gidenler mevcut. Milyonlarca Çinli kadın geçmişte ayaklarını bağlayarak onları değerli '7 santimlik nilüferlere' dönüştürdüler. Lotus ayaklarına...

Güzellik adı altında yapılmış en acı verici gelenek...

Ayak bağlama, genç kızların ayaklarının büyümelerini önlemek için sıkıca bağlanmasını içeren, ayakların deforme olmasına ve normalden önemli ölçüde daha küçük olmasına neden olan geleneksel bir Çin uygulamasıydı. Bu gelenek, 10. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar bin yıldan fazla bir süre uygulandı ve güzelliğin ve sosyal statünün sembolü olarak kabul edildi.

Ayak bağlama uygulaması ilk olarak 960-1279 yılları arasında Song Hanedanlığı'nda başladı.

Daha sonra Ming hanedanlığı döneminde (1368-1644) üst sınıf aileler arasında popüler oldu. Gelenek, zenginliğin ve soyluluğun bir işareti olarak kabul edildiğinden, statülerini ve prestijlerini göstermek isteyen varlıklı aileler arasında yaygınlaştı. Uygulama, güzelliğin ve kadınlığın sembolü olarak kabul ediliyor, kadınları daha çekici hale getirdiğine inanılıyordu.

Kız çocukları 4-6 yaş arasındayken ayakları bağlanıyordu.

Yapılması son derece acı vericiydi ve yapılan kişilerde ciddi sağlık sorunlarına yol açtı. Genç kızların ayakları bandajlarla sıkıca bağlanmış, ayak parmakları bükülmüş ve topuk ayağın tabanına doğru zorla yaslanmıştı. Kız çocukları büyüdükçe bağlar sıkılarak ayaklardaki kemiklerin kırılmasına ve kemerin çökmesine neden oldu. Bu, ayakların, sadece 7-10 cm uzunluğunda olmasına neden oldu.

Topukları havada kaldığı için ayaklar küçük duruyordu. Hiç topuğunuza basmadan yürüdüğünüzü hayal edin...

Deforme olmuş ayaklar yürümelerini zorlaştırdı ve sıklıkla kronik ağrı, enfeksiyon ve uzun süre ayakta durmada zorluklar yaşadılar. Kişinin yaşı ilerledikçe hareketliliği sınırlandırarak günlük aktivitelere bile katılmalarını engelledi ve çalışmalarını zorlaştırdı. Daha küçük durması için baş parmak hariç ayak tırnakları tamamen kesiliyordu.

Üç metre uzunluğundaki bandajlar, parçalanmış ayağın etrafına sıkıca sarılıyor çözemesinler diye birbirine dikiliyordu.

Ayağı bacakla hizalamak için ayağın kemeri ciddi şekilde paramparça ediliyor parmaklar kırılarak aşağı geçiyordu. Enfeksiyonu önlemek için ayaklar birkaç günde bir çözülür ve temizlenirdi. Çürüyen et de kesilirdi. Ayakların boyutunu daha da değiştirmek gerekirse kemikleri daha da parçalamak ve dolaşımı artırmak için önemli mesafeler boyunca yürütülüyorları.

Her 10 kadından biri hastalıktan öldü.

Sağlık risklerine rağmen ayak bağlama geleneği yüzyıllar boyu devam etti. Bu prosedürden geçmeyenler toplum tarafından küçümsendi. Ayrıca, ayaklar ne kadar küçükse, kadının o kadar arzu edildiğine inanılıyordu. 19. yüzyılın sonlarında giderek barbarca bir gelenek olarak görüldüğü için ayak bağlama uygulaması azalmaya başladı.

Çin hükümeti, Batı'dan gelen yorumlarla birlikte uygulamaya karşı geldi ve 1911'de yeni kurulan Çin Cumhuriyeti, ayak bağlamayı yasa dışı hale getirdi.

Yasağa rağmen gelenek bazı bölgelerde devam etti ve 1949'da Komünist Parti iktidara gelene dek uygulama ortadan kaldırılmadı. Günümüzde ayak bağı, kadınların baskı ve istismarının bir sembolü olarak görülmekte ve yaygın olarak barbarca ve modası geçmiş bir gelenek olarak kabul edilmektedir. Ortadan kaldırılmasına rağmen, bu gelenek Çin'in bazı uzak bölgelerinde hala uygulanmaktadır.

Günümüzde yaşayan 86 yaşındaki Zhou Guizhen bu küçük ayak geleneğini yaşatan son insanlardan biri.

'Ayaklarımı bağladığım için çok pişmanım. Dans edemiyorum, düzgün hareket edemiyorum. Ancak o zamanlarda eğer lotus ayaklı olmasaydın, kimse seninle evlenmezdi.' 

Şu an hiçbir kadının ayaklarını onun ayakkabılarına sığdıramadığını söyleyen Zhou şunları ekliyor; 'İnsanlar ayaklarımızı incelemeye geldiğinde annem bana büyük ayakkabılar giydirdi. Müfettişler geldiğinde, büyük ayaklarım olduğunu düşünmeleri için onları kandırdık. O zamanlar zenginliğimin ve güzelliğimin bir simgesiydi. Şimdi ise bir aşağılanma olarak görülüyor.'

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Dünya Üzerinde Sadece Çin'de Karşılaşabileceğiniz Birbirinden Fantastik 22 Durum
Dünyanın Farklı Bölgelerinden 'Yok Artık' Dedirten Enteresan Güzellik Algıları
Hâlâ Uygulandığına İnanmakta Zorluk Çekeceğiniz Dünyanın Dört Bir Köşesindeki Güzellik Algıları

Popüler İçerikler

Osman Gökçek’in Cumhuriyet Resepsiyonunda Giydiği Fiyatıyla Dudak Uçuklatan Ayakkabıları Gündem Oldu
Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
"Estetik mi Olmuş?": Miss Turkey 2024 Birincisi İdil Bilgen'in Son Haline Yorum Yağdı!
YORUMLAR
03.02.2023

Arkadaş insanın yürümesini ve ayakta durmasını sağlayan organı nasıl cazibeyle cinsellikle bağdaştırdınız ya. Acaba manyağın biri çıkıp kitlesel olarak insanlara eziyet etmek istedi de öyle mi başladı olaylar :D

07.02.2023

erkekler afedersiniz kadının g∅tündeki kılı bile cazibe hâline getirmiş ayağı mı getirmesin?

Pasif Kullanıcı
03.02.2023

Güzellik bu mu şimdi? Asla anlam veremediğim gelenekler..

03.02.2023

36.5 olacak diye ne bu tantana 😅😅😅

07.02.2023

Çok komik mal oğlu mal

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ