Heykeller, resimler ve diğer sanat eserleri resmi telif haklarına sahiptir. Bu şaheserlerin fotoğraflarını doğrudan çekmenize izin vermemelerinin ana nedenlerinden biri telif hakkının ihlal edilmiş olabileceğidir. Yasal olarak eser sahibi eser üzerinde tam hakka sahiptir. İnsanların fotoğraflarını çekmesine izin vermek de bazı kişilere sanat eserinin kopyasını çoğaltabilmesini ve kasıtlı olarak kendilerininmiş gibi sunabilmesinin yolunu açar.
Müzelerin içindeki çoğu şeyin parasal değeri yüksektir ve bu da güvenliğin sıkı olmasının nedenlerinden biridir. İnsanların içeride fotoğraf çekmesine izin verilirse, tüm yerin güvenliği tehlikeye girebilir. Bu fotoğraflar sayesinde hırsızların giriş ve çıkışlara ulaşmaları daha kolay olur.
Galerilerde eser fotoğrafı çekilmesine izin verilmemesinin en önemli ve üzerinde durulan nedenlerinden biri de budur. Peki gerçekten de flaşla fotoğraf çekmek resimlere zarar verebilir mi? Gerçek şu ki bu olabilir. Pek çok tablo, özellikle de yıllar öncesine ait olanlar, ışığa karşı çok hassastır. Çeşitli ısı ve aydınlatma araçlarına maruz kaldıklarında renk bozulması olabilir.
Ancak konuyla ilgili birçok çalışma yapılmış ve flaşla fotoğraf çekmenin -ışık çok yüksek değilse tabii- sanat eserlerine zarar vermediği ortaya çıkmıştır. Tabii müze görevlileri flaşın esere zarar vereceğini değişmez bir kural gibi benimsemiş.
Flaşla fotoğraf çekmeyi sadece bir kişi yaparsa etkisi minimum olabilir, ancak herkes yaparsa işte zararın başladığı yer burasıdır. İkinci bir neden de diğer insanların müze deneyimlerini olumsuz etkilemesidir. Bu müzelerde canımızın istediği kadar fotoğraf çekemeyeceğimizin bilimsel bir açıklaması olmayabilir ancak en anlaşılır sebep budur. Kameralar sessiz deklanşör moduna sahip olanlar bile içerideki diğer insanları rahatsız edebilecek tıklama sesleri çıkarabilir.