Kurban Bayramı gelir de kavurma yapılmaz mı? “Bir türlü beceremiyorum, ya lastik gibi ya da taş gibi oluyor.” diyenler için ete dair ne varsa Türkiye’nin diplomalı ilk kasabı, ünlülerin etçisi Gürkan Şef’e sordum. Hem kavurdu hem cevapladı.
Yemek Bahane'nin bu haftaki konuğu Türkiye'nin ilk diplomalı kasabı Gürkan Topçu. Nişantaşı'ndaki mekanında ziyaret ettiğim Gürkan Şef bildiğiniz üzere kısa süre önce Kanal Türk ekranında ‘Mangal Zamanı' adlı yeni bir programa başladı. Her hafta bir ünlüyle mangal eşliğinde sohbet eden ve izleyicileriyle mangal yapımına dair püf noktaları paylaşan ‘etin jönü’nü yakalamışken ve hazır da Kurban Bayramı'yken ete dair bilinen bilinmeyen ne varsa sordum. Nefessiz geçen söyleşimiz sonrası Kurban Bayramı'nın olmazsa olmazı kavurma pişirdi Gürkan Şef, her adımında yapılan hataları anlattığı kavurmayı yedirmeden de göndermedi bizi. Bu arada suşiden hoşlanmayan şefimiz kendi icadı etşisini ve son günlerde ünlü futbolcularla meşhur olan ilik suyunu da tattırdı bana. Et suyunu meyve suyu gibi içmek biraz garip gelse de hoşuma gitti. Etşiye gelince benim gibi karpaçyodan hoşlanmayanlara şiddetle tavsiye ederim. Dış panesi susamla, iç dolgusu ise göbek marul, özel bir sos, salatalık ve avakodo ile yapılan, yanında galeta ve soya sosuyla servis edilen etşiye bayıldım. Kısa keseyim. Biliyorum daha et kesecek kavurma yapacaksınız. Son bir tavsiye; bu röportajı okumadan kavurma pişirmeyin sakın. Zira Gürkan Şef bir sürü tavsiyesi var sizlere. Bayramınız mübarek, kavurmanız lezzetli olsun.
Türkiye’nin diplomalı ilk kasabısınız. İngiltere’de et akademisini bitirmişsiniz. Kasaplık hayalleri süsleyecek bir meslek değil. Çocukken sorduklarında kasap olmak istiyorum demiyordunuz herhalde değil mi?
Hayır, ama yalnızca et yemeği değil doğramayı da çok severdim. Ailem gıda işiyle uğraşıyor. Sebze meyve topluyor. Bu açıdan mutfağa uzak değildim. Ama etle ilgilenen yoktu. Kurban bayramlarında çocuklar hayvan kesilirken uzaklaşır ya da uzaklaştırılır. Ben acayip meraklıydım. Durur izlerdim. 11 yaşımda başladım et doğramaya. Kasapla birlikte deri yüzerdim. Denizliliyim, Anadolu’da büyümüş biri olarak antrikot, bonfile vs. nedir bilmem zordu ama kendi kendime et keşfi yapardım. Burası çok lezzetli, burası çok yumuşak derdim.
Anneniz kızmaz mıydı et doğramanıza?
Hayır, 13 yaşıma geldiğimde evde etle ilgili bütün işleri ben yapar, etleri ben doğrar olmuştum.
İtalya’ya mutfak eğitimi almaya gidip bir ay sonra geri dönmüşsünüz. Makarna ve pizza kesmedi mi sizi?
(Gülüyor) Aynen. Makarna ve pizza değildi içimdeki aşk. Doğru zamanda doğru insanlarla tanıştım ve kararımı et eğitimi almaktan yana kullandım. Cenab-ı Allah yeniden dünyaya getirse yine bu mesleği seçerdim. Günde abartısız en az 16 saat çalışıyorum.
Gözünüzü et bürümüş desenize…
(Gülüşmeler) Kırmızı etle ilgilenmeyi de, yemeyi de çok seviyordum. Etçilim, aslan burcuyum.
Et okulu açarsınız artık…
İnşallah. 2015 yılı hedeflerim arasında hem bir et sanatları akademisi hem de kırmızı et ve steak hakkında A’dan Z’ye her türlü bilginin yer aldığı bir kitap projesi var. Akademi projesiyle hem bu mesleğe gönül vermiş gençlere eğitim vereceğiz hem de şubelerimizde çalıştırılmak üzere kendi şeflerimizi yetiştirmiş olacağız.
Eskiden ayağını bacağını kıran, ya kırıkçıya ya çıkıkçıya giderdi. Şimdi kırığını alan size geliyor…
(Gülüyor) Et suyu daha doğrusu ilik suyu içmeye geliyorlar. Kemikler çabuk kaynasın, güçlensin diye. Aslında herkesin bildiği bir şey ama ünlü futbolcular içti diye patladı bir anda. Ayrıca sadece bu maksatlı değil, et yemeye başlamadan önce minik shot bardaklarında bundan ikram ediyoruz ki midemiz ete hazırlansın. Kış mevsimi için ise doğal antibiyotik.
Fenerbahçeli futbolcu Caner Erkin, sakatlığı sonrası sizden 12 litre et suyu satın almıştı. Ne var Allah aşkına içinde bu kadar etkili?
Kaval kemiklerini kök sebzelerle birlikte 72 saat boyunca kaynatıyoruz. Ardından süzüp 1 gün dinlendiriyoruz. İçinde inanılmaz bir emek var. Başka futbolcu arkadaşlarımız da geliyor. Oyuncular da. Şükrü Özyıldız da küçük bir çatlak problemi yaşamıştı. Bir buçuk ay her gün içti.
Ünlülerden konu açılmışken kim ne yer ne sever?
Alişan, kuzu pirzola çok sever. Hayatımda bu kadar kuzu pirzola âşığı bir insan görmedim. Hastası resmen. Çok et tüketiyor. Gerçi şu ara ameliyat oldu, az ama sık yiyerek devam ediyor. Şükrü Özyıldız, bonfileci. Ayrıca iliği acayip seviyor. İlik suyuyla pişirilmiş eti ver bir kilo yer tek oturuşta. Haftada dört gün yiyor bunu. Burak Yılmaz, lokumcu. Caner, sakatlığından dolayı daha çok kuzu incik ve soslu etler yiyor. Işın Karaca da lokumcudur.
Yiyecekleri eti onlar mı seçiyor, siz mi yönlendiriyorsunuz?
Hepsini uzun zamandır tanıdığım için ne yiyeceklerini gayet iyi biliyorum. Bu yüzden geldiklerinde sipariş almam kesinlikle.
Mekânın girişinde ünlülerin isimlerinin yazılı olduğu camdan bir dolap var…
Bu ilk olarak Avustralya’da yapılan bir sistem. Kuru dinlendirme olarak adlandırılıyor. Etleri isim ve tarihleyip asıyoruz. Karşısında da Himalaya tuzundan oluşan bir duvar var. Dolabın içi 0-2 derece. Tuz etin nemini alıyor ve kurumasını sağlıyor. Etler 28 günde kuruyor. Süre dolduktan sonra sahibini çağırıyoruz süre doldu gel ye diye. Grup olarak yenmesi lazım. Çünkü kesildi mi bitmek zorunda.
Herkesi ete doyuruyorsunuz, siz ne yersiniz?
Her gün et yiyorum. Diyebilirim ki 365 günün 360 günü ete dokunan, yiyen biriyim.
Dikkat edin, et komasına girmeyesiniz…
Yıllardır böyle. 3 ayda bir sağlık kontrolünden geçiyorum. Allah’a şükür hiçbir sağlık problemim yok. Güne sucuk ile başlıyorum. En az 200-250 gram sucuk yiyorum. Toplamda günde bir kilo 200 gram et tüketiyorum.
Maşallah!
20 çeşit menü var burada. Her birinden 80 gram yeseniz bir kilo altı yüz gram yapar. Demek ki 50 gram yiyorum. Tadına bakmak zorundayım. Sonuçta işim bu. Yeni bir ürün geliyor vs.
Katlanamadığınız bir et yemeği var mı?
Olabilir mi? Hepsine bayılıyorum.
Steak houselarda neden etler ya az pişmiş ya da kanlı oluyor?
Eti ne kadar pişirirseniz o kadar lezzeti gider.
Biz kadınlar da tam tersini düşünüyoruz ama…
Bu arada steak houseların et restoranlarından farkı ne?
Steak demek doğal et demek. Steak houselarda yapılan etin içine hiçbir baharat girmez. Sadece yağ ve tuz. Et servis edilirken ara sıcaklar falan gelmez önden. Yanında sadece salata olur.
Et pişirmeye dair püf noktaları
Dana ve kuzuyu birlikte pişirmeyin: Zira biri yumuşak, biri serttir. Lezzetler yenik çıkar o etten keyif alınmaz.
Dana etini önce haşlayıp sonra kavurmayın: Yumuşasın ve daha kolay pişsin diye bu yönteme başvuruluyor ama oldukça yanlış. Çünkü etin bütün lezzeti suyunda kalıyor.
Kavurma yaparken bunlara dikkat!
-Kavurma için sac, döküm tava da kullanılabilir ama çelik olması çok daha iyi, çünkü ısıyı çok daha hızlı alır. Döküm geç ısınır. Et çelik tencerede daha keyifli pişer.
-Teflon tavada kavurma kesinlikle yapılmamalı. Teflon tava yeterli ısıyı sağlayamadığı için mühürlemeyi gerçekleştiremeyecek, bu yüzden etiniz suyunu tavaya bırakacak. Siz etinizin piştiğini zannedeceksiniz oysa bu sırada sıvı kaybediyor olacak. Sıvı kaybetmesi lezzet kaybı da demek.
-Tencere iyice ısıtıldıktan sonra (hafiften dumanlar yükseldiği zaman) sırasıyla önce kavram yağı, sıvısı çıktıktan sonra da (iyice sarımtırak bir hal aldığı ve kuruduğu vakit de) etler eklenmeli. Sadece kavurma yaparken değil, sebze yemeklerinde bile tencere soğukken malzeme asla tencereye konulmamalı.
-Neden yüksek ateş? Çünkü bir nevi mühürleme işlemi yapılmış oluyor. Mühürleme neden önemli? Çünkü bu işlemle sıvı, etin içine hapsedilir. Bu şekilde de et yumuşak ve lezzetli olur. (Et yemeklerinde ve ızgaralarda yüksek ateş gerekli.)
-Kavurma yaparken et de yağ da eşit parçalar halinde doğranmalı ki parçalar eşit sürede pişsin. Aksi takdirde küçükler daha erken pişecek büyük parçayı pişireyim derken de küçükleri yakacaksınız.
-Kavram yağı kavrulduktan ve sıvısını tencereye bıraktıktan sonra tüm taneleri tencereden alınmalı. Zira etler ilave edildiğinde, et pişerken yağ yanıp siyah noktalar haline dönüşebilir.
-En önemli püf noktalarından biri tuz. Izgaralık ette iri taneli tuz kullanılmalı (kaya ya da deniz tuzu), etli tencere yemeklerinde ise sofra tuzu. Izgaralık ette tuz önceden atılırken tencere yemeklerinde ise sonradan konulmalı. Bu yüzden kavurmaya da tuz en son eklenmeli.
-Kuzu kavurma yapıyorsanız kuzu etinin o keskin kokusunu yumuşatmak için kavururken bir miktar limon sıkabilirsiniz. Asidik özelliği olduğundan bu kokunun gitmesine yardımcı olacak. Birkaç dal biberiye de ilave edilebilir.
Ne kadar yağ o kadar lezzet!
En iyi kurban kavurması hayvanın neresinden olur?
Koldan. Buttan da olur ama kol buta göre daha lezzetlidir. Çünkü but kaslı olabilir. Kolda ise kas mevcut değildir. Bu yüzden kol etiyle yapılan kavurma çok daha keyiflidir.
Küçükbaş büyükbaş fark eder mi?
Hayır. Sonuçta anatomileri aynı.
Uzmanlar kavurma yaparken yağa dikkat diyor, yağsız mı kavrulmalı et?
Ben yağı, eti lezzetlendirmek için kullanıyorum. Piştikten sonra zaten posa haline geliyor. Hoşlanmayanlar ya da sağlığına dikkat edenler çıkarabilir. Sıvılaşan kısmı lezzet katıyor, bize de lazım olan bu kısım. Dana etinin sırt kısmından elde edilen antrikotun kenarında yer alan yağ da ızgara yapılırken çıkarılmamalı, lezzetsiz olur. Piştikten sonra isterseniz yemeyin. Yağ, ızgarada pişen etin hava almasını sağlıyor.
Kavurmaya kattığımız yağ kuyruk yağı mı?
Hayır, kavram yağı. İç bölgeden, böbreklerin üzerinden çıkan yağ ama kuyruk yağı da kullanılabilir.
Kurban etinin ne zaman yeneceği konusu her sene tartışılır. Uzmanlar dinlendirilmesini söylüyor. Etin ustası ne diyor?
Kurban kesildikten sonra âdet yerini bulsun diye akabinde kavurma yapılır. Sakatat kısmını ise akşam tüketilmeli. Ancak normal koşullarda kurban kesildikten sonra dört parçaya ayrılmalı, delikli tülbent bezine sarılarak artı dört dolabında (dipfrizde değil) 72 saat dinlendirilmeli.
Meraklı çocuk gibi olacak ama eti neden dinlendiriyoruz, ne oluyor dinlendirince?
Kurbanınız kesildikten sonra et seğirmeye devam eder. Yani kaslar hâlâ yaşar. Kaslarının ölmesi için en az 48, en fazla 72 saate ihtiyaç var. Kaslar öldükten sonra et parçalanmalı. Bu şekilde zayiat yani lezzet kaybı daha az olacaktır. Ayrıca dinlenmiş eti kesmek, kürek kemiğinden ayırmak çok daha kolay olur. Taze taze kestiğinizde kemik etin içine girebilir. Etin kendini çekmesi lazım. Dinlenmiş et elle bile kemiğinden ayrılabilir.
Hangi eti ne yapmalı?
Bonfile, antrikot, kontrfile asla tencere yemeklerinde kullanılmamalı. Kemikli büyük etler kesinlikle ızgaralık olmalı. Kaburga kısmından pirzola, but, gerdan ve incikten haşlama, koldan kavurma, antrikottan ızgara. Döş kısmından ise kıyma çektirilmeli. Tek seferlik kullanımlar için kıyma 250, 500 gram ve 1 kiloluk olarak paketlenmeli. Fazlası buzluktan çıkarıldığında kullanılmazsa bir dahaki sefere lezzet kaybına uğrar. Döş kısmından çektiğimiz kıyma dolma için uygun. Dolmalık kıyma ise dişe gelir olması açısından tek sefer çekilmeli. Köftelik ise iki sefer çekilebilir.
En değerli parçası neresi?
Kuzu ve dana küşlemesi yani bonfilesi çok kıymetlidir.
Neden değerli?
Sırt kısmında 2 kemik arasındaki uzantıda sıkıştığı için çok yumuşaktır. Hayvan hareket ettikçe et kasa dönüşür ama bu bölgedeki et kemik arasında sıkıştığında, hareket etmez dolayısıyla kas oluşmaz. O yüzden insanların tercihi hep bonfiledendir ama favorim antrikot. Çünkü ne kadar yağ o kadar lezzet.
Lezzetli et pişirmenin altın kuralı nedir?
3 kuralı var: Doğru kasap, doğru et, doğru ekipman.
Zaman