Son yıllarda retro oyunlara duyulan hasret, pixel art oyunların önünü açmış durumda. Geçtiğimiz birkaç sene içerisinde pixel art oyunlar arka arkaya çıkarak, pastadan kendilerine düşen dilimi fazlasıyla aldılar. Biz de bu dönemde piyasaya sürülen en iyi 10 pixel art oyunu listeledik.
Son yılların en popüler oyunu Minecraft'a bambaşka bir bakış getiriyor Telltale Games. Birçok film ve televizyon dizisini oyunlaştıran şirket, bu sefer de Minecraft'ı hikayeleştirdi. Yaptığımız seçimlerle göre hikayenin değiştiği oyun, hem Minecraft'ın klasikleşmiş kare grafikleri hem de piksellerin katmış olduğu tatlılıkla bize görsel bir şölen sunuyor. 5 bölümden oluşan oyunun ilk kısmı, Steam üzerinden de bedava olarak alınabilir durumda.
Yaşadığınız devletin hükümeti, elinize bir cep telefonu tutuşturup kendilerine bilgi sızdırmanızı istiyor. Elinizdeki telefona gelecek emirlere itaat etmek ya da özel hayata saygı duymak sizin elinizde. Tabii ki devlete karşı geldiğiniz zaman sonunuzun pek de hayırlı olmayacağını söylememe gerek bile yok. 12 farklı sonu bulunan oyunda vereceğiniz kararlar hem sizin, hem de telefonun sahibinin geleceğini etkileyecek.
Hotline Miami, 80'lerin sonunda geçen bir oyun. Eski GTA'lar gibi tepeye yerleştirilmiş kamerasıyla bizi nostaljik duygulara sürükleyen yapım, iki farklı ana karakteri oynamamıza olanak sağlıyor. Telefonumuza gelen mesajları takip ederek yeni görevler alıyor, hikayede ilerlemeye çalışıyoruz.
Kendi ellerinizle yetiştirdiğiniz gladyatörlerinizi arenalarda görmeye hazır mısınız? Kölelerinizi kıyafetinden vuruş stiline, dayanıklılığından gücüne kadar eğitip, düşmanlarını yok etmek için hazırlamanız gerekiyor. Arenalardan kazandığınız paralarla su, şarap ve gıda stoklarınızı arttırıp yeni ve daha iyi gladyatörler yetiştirerek en iyi olma yolunda ilerliyorsunuz. Hele ki Twitch yayıncısıysanız değmeyin keyfinize. Oyundaki Twitch entegrasyonu sayesinde yeni gelecek olan gladyatörler ve düşmanlar, o anki izleyicilerinizden rastgele olarak seçiliyor ve oyuna ayrı bir heyecan katıyor.
Arstotzka isimli komünist bir ülkede gümrük memuru olarak atanarak oyuna başlıyorsunuz. Sınırdan geçmeye çalışan herkesi kontrol etmek sizin göreviniz. Hata yapma lüksünüz çok az. Ülkede patlayan canlı bombalar, sizi tehdit eden çeteler, tepenize çökmek için bir hata yapmanızı bekleyen amirler ve korumanız gereken bir aileniz var. Oyunda verdiğiniz kararlar geleceğinizi etkiliyor. Tekrar tekrar oynanıp, farklı sonları da görebileceğiniz güzel bir oyun.
Yapısı itibariyle Minecraft'ı andırsa da, 2 boyutlu olması ve piksel grafikleriyle Minecraft'dan çok farklı bir oyun Terraria. Açık dünya ve rastgele oluşturulan haritası sayesinde her başladığınızda bambaşka bir deneyim yaşamanızı sağlıyor. Kaynak toplamaktan, kazı yapmaktan ve kendi üssünüzü inşa etmekten hoşlanıyorsanız kesinlikle denemeniz gereken bir oyun.
Daha küçücük bir çocukken babası gözlerinin önünde öldürülmüş bir genci canlandırıyoruz Punch Club'da. Hayalimizdeki boksöre dönüşmek için inşaatlarda çalışıp, pizza dağıtıcılığı yapıp, sokaklarda dövüşüp para kazanmalı; spor salonlarında kendimizi geliştirmeliyiz. Star Wars, Rocky, Ninja Turtles gibi onlarca popüler işe yaptığı göndermelerle, güzel ve akıcı hikayesiyle sizi kendisine bağımlı hale getiriyor bu oyun.
80'lerde üzerinizde üniformanız, belinizde silahınızla New York sokaklarında adalet dağıtmak sizin işiniz. Başarılı bir dedektifken gittiğiniz görevde, üzerinize kalan bir suç yüzünden kendinizi trafik cezası yazan bir memur olarak buluyorsunuz. Hayat kadınları ve uyuşturucu satıcıları dışında, İtalyan mafyası, siyahi çeteler ve amirleriniz arasındaki üçgenin içerisinde de doğru pozisyon almalısınız. Bu kadar işin ve zorluğun arasında, üzerinize atılan suçu da temizlemeniz gerekecek.
Konusu itibariyle National Geographic belgesellerini anımsatan Escapists'de tek amacımız bulunduğumuz hapishaneden kaçmak ve özgürlüğümüzü illegal yollardan da olsa geri kazanmak. Hapishanedeki işlerden, diğer mahkumların verdiği görevlerden ve dövdüğümüz kişilerden kazandığımız paralarla kaçmamıza yarayacak eşyaları ya da eşyayı üretebilmemiz için gereken malzemeleri satın alabiliyoruz. Her hapishaneden kaçmanın onlarca yolu bulunmakta ve sizi sıkmadan oyunun içerisinde tutmakta. Serinin 2. oyunu olan Escapists 2'de ise arkadaşlarınızla oynayabilme imkanınız da var. Böylelikle gerçek arkadaşlarınızla aynı hapishaneden kaçmak için ortak bir plan yürütebilirsiniz.
İş hayatından ve şehrin gürültüsünden bunalmış olan kahramanımız, dedesinin ölürken kendisine verdiği mektubu açar ve kendisine miras olarak bıraktığı araziyi öğrenir. Hayatımız bu dakikadan sonra bahçemizi çapalayarak geçecek. Yalnız bu oyunu Facebook'daki çiftçilik oyunlarıyla karıştırmamak gerekiyor. Çiftçiliğin yanı sıra, balıkçılık yapabilir, beğendiğimiz kızın gönlünü kazanmak için peşinden koşturabilir, köyümüzün şirin müzesi için kazılar yapabilir ve daha birçok aksiyonun içinde kendimizi kaybedebiliriz. Bu oyunu oynamaya karar verdiyseniz, uzun saatler boyunca başından kalkamayacaksınız, haberiniz olsun!
Undertale nerede gözükmüyor yoksa o kadar yükseğe koydunuz da görmüyor muyuz?
undertale nerde? yaktırırım burayı bak...
hotline miami'nin müzikler de efsoydu. özellikle m.o.o.n-hydrogene! ayrıca diğer arkadaşlar da demiş amma undertale olmayınca olmamış gerçekten...