Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Birçok kişi için bu gün, kadınların toplumsal hayattaki rollerine saygı gösterdiğimiz ve eşitlik mücadelesini hatırladığımız özel bir gün. Ancak, kadınların toplumdaki yeri sadece bu günde değil, her gün hatırlanmalı ve değer verilmeli. Kadınlar, her alanda, her zaman var oldular ve olmaya devam ediyorlar. Fakat tarih boyunca ve özellikle son yıllarda kadınlar, yalnızca toplumda değil, evlerinde ve sokaklarda da şiddet, ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele ediyor.
Günlük hayatımızda kullandığımız bazı kelimleler, deyimler ve kalıplar ise kadına yönelik şiddetin sadece küçük bir parçası. Farkında olmadan söylediğimiz kelimeler dil, kadınları küçümseyebilir, onları güçsüzleştirebilir ve toplumsal eşitsizlikleri pekiştirebilir. Gelin, farkında olmadan kullandığımız bu kalıpları ele alıp altlarındaki derin anlamların kadınlara verebileceği derin yaralara birlikte bakalım...
siz niye erkeklere sen erkek değilsin diyorsunuz o zaman? siz de sözlü şiddet uyguluyorsunuz.
Kadın, insandır. Cinsiyeti nedeniyle ayrı bir varlık gibi görülerek ötekileştirilmesi saçma. Yaşamak için insan ırkının yapması gereken temel şeylerden sorumludur. Bir insanın anatomik özelliklerini taşıdığı sürece her işi yapabilir, her şeyi düşünebilir... Şoförlük yaptığı için ya da inşaat şantiyesinde çalıştığı için alkışlamaya gerek yok. Bir insan yüceltilecekse karakterinden, başarılarından ötürü yüceltilmelidir. Cinsiyet bağlantılı sebeplerle değil.
kadınlar çiçektir'i kötü olarak yorumlamak nedir. saçmalık sadece. cicekte zariflik naiflik güzel duygular barındıran anlamlar vardır.