Düşünürken bile rahatsızlık veren bu durumlar bol bol düşman başına gelsin.Yatakta arkadaşın uyansın diye beklersin, asırlar sürer beklemek. Dört dönersin allahım napıcam diye diye.İçinden nasıl sesleneceğinin pratiğini yaparsın, az önce duyduğun adı unutmuş olmanın utancı da bir yandan bastırır içini, huzursuzluktan elin kolun dilin bağlanır.Allahım nolursun ışınlanayım tam şu an diye yalvarırsın ama nafile. Tüm evdeki gerilim vücudunda birikir mal mal bakarsın etrafa.Napıcam ben şimdi bu eli abi nasıl görmüyorsun ya, of feci rezil de oldum, hareket de edemiyorum, allah kahretsin seni.İki taraf için de soğuk terlerin döküldüğü andır. En son biri dayanamaz yolu olmadığı halde yolunu değiştirir. Çünkü çekilecek ızdırap değildir.Arkadaşın sizi tanıştırır, masada 3 kişisinizdir ama ortak arkadaşınızın tuvalete gideceği tutar. Haydiii al işte şimdi ne konuşucaz, derin sessizlik nasıl bozulacak, bozulursa çok garip olmayacak mı, of allahım of.Fark ettiğin anda yaşadığın yıkım dudaklarından hafif bir gülümseme, gözlerinden birer damla yaş olarak belirmek üzeredir ki zor tutarsın kendini. Sesini yavaş yavaş alçaltırsın, sesin alçaldıkça sen de yok olursun adeta.Şarkıya katılayım mı yoksa sırıtayım mı napacağımı bilemedim hadi çabuk bitirin şarkıyı.Bir de tekrar tekrar sormuşsunuzdur, en sonunda yine duyamayıp bu sefer gülümseyip kafa sallarsınız allahım lütfen komik bişey söylemiş olsun diye.Tanıştırmadığı için muhabbete giremezsin, sırıtarak dağa taşa ovaya bakar durursun, mal gibi hissedersin.Selam versem mi, baktığımı gördü mü acaba? Görmediyse geçer giderim. Ama gördü gibi lan. Off napıcam.Demin selamlaştık ve olabilecek en uzun konuşmamızı bitirdik, yine mi selamlaşıcaz napıcaz neden çıkıyorsun karşıma arkadaş.Hay dokunmaz olaydım sus nolursun sus her saniye ölüyorum yalvarırım artık sus.Çalışanların olmazsa olmaz sıkıntısı. Bey mi yoksa hanım mı diye hitap etsem diye düşünürsün, yazılarından cinsiyetini çıkarmaya çalışırsın sonra da tahmin yürütüp birini söylersin. Bil bakalım noldu? Evet, yanlış tahmin ettin.Sıra sana doğru geldikçe ne yapacağını bilememen maksimum seviyeye ulaşır, ağlamak istersin, bu baskıyı küçük bedenin kaldıramaz.Hızlansan bir türlü, yavaşlasan bir türlü, düşünürken bile ateş basar. Garip gözükürsün yanındakine.İki tarafın da ne yapacağını bilemediği anlardan biri daha. Karşıdaki gelene kadar kendinle hesaplaşırsın, allahım neden tuttum ki sanki dersin, bir ara bıraksam mı acaba diye düşünürsün. Kapıya gelmeye çalışan adam da adımlarını hızlandırır ama zaman yine de iki kişi için geçmek bilmez, garipliğin girdabında boğulurlar adeta.