Günlük Hayatımızda Tuvalette Bile Kendimizi Düşünürken Bulduğumuz Soruların Cevaplarını Sizin İçin Bulduk!

Günlük hayatta aklınızdan geçirdiniz ancak bir türlü cevap bulamadığınız soruların cevaplarını sizler için araştırdık. Siz de yolda yürürken bile zaman zaman kendinize sorduğunuz soruların cevaplarını merak ediyorsanız sizi şöyle alalım.👇

1. Asansöre bindiğimizde neden kendimizi garip hissederiz?

Bizden başkasının olduğu bir asansöre bindiğimizde genellikle kendimizi rahat hissedemeyiz ve tedirgin oluruz. Birkaç sebebi olabilecek bu hissin açıklamasını şu şekilde yapabiliriz: Uzmanlar, iki kişinin iletişim kurarken aralarında en az bir kol uzunluğunda mesafe olması gerektiğini belirtiyor ancak asansörde dip dibe bir durum oluştuğunda sadece kendi alanımızda hissedemiyoruz ve tedirgin olmamıza sebep oluyor. Bu noktada aynı zamanda başkalarına zarar vermekten de çekiniyoruz ve hareketlerimizin yanlış anlaşılmaması için ekstra çaba sarf ediyoruz. Bununla birlikte, hareketlerimizin ve kontrolümüzün asansörle sınırlandırılması da bizleri tedirgin ediyor. Yani yapabileceğimiz tek şey, gideceğimiz kata kadar beklemek oluyor...

2. Kekeme insanlar nasıl takılmadan şarkı söyleyebiliyor?

İlk olarak kekemeliğin iki çeşidi olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bunlardan bir tanesi çocukluk dönemindeki gelişimsel durumlardan dolayı meydana gelen kekemelik, ikincisi ise felç ve kafa travmalarından dolayı ortaya çıkan nörolojik kekemelik. Beyin hasarından dolayı akıcı konuşamayan ya da kekeme olan kişilerin takılmadan şarkı söyleyebilmesi ise konuşma sırasında beynin sol tarafı etkin olurken şarkı söylerken sağ tarafının etkin olmasından kaynaklanır. Yani aslında konuşurken ve şarkı söylerken beynin tamamen aynı bölümleri etkin olmuyor diyebiliriz. Aynı zamanda kekeme insanlar fısıldarken ya da kendi seslerini duymadıklarında da akıcı konuşabiliyor. Bunun sebebi ise konuşma anında beynin kulaktan gelen işitsel verileri, ses tellerinin ve ağız hareketlerinin kontrol edilmesinde kullanılması. Bu duyusal veriler genellikle beynin sol tarafındaki premotor kortekste birleştirilir. Bazı bilim insanları, kekemeliğin nedeninin dil süreçlerindeki bir sorun değil, beynin sol tarafındaki bir bozukluk nedeniyle duyusal verileri doğru şekilde birleştirememe olduğuna inanıyor.

3. Heyecanlandığımızda ya da gerildiğimizde neden titremeye başlarız?

Heyecanlanma durumunda beynimizdeki amigdala bölgesi, herhangi bir tehlikeyle karşılaşmışız gibi sempatik sinir sistemini etkin hale getirir ve vücudumuz adrenalin salgılamaya başlar. Bu noktada kalbimiz daha hızlı atar, nefes alıp vermemiz hızlanır ve karıncalanma hissi ortaya çıkar. Heyecanın arttığı ve kontrol edemediğiniz durumlarda da kendinizi rahatlatmak için gevşeme egzersizleri yapabilirsiniz.

4. Ellerimiz ve ayaklarımız neden karıncalanır?

Uzun süre hareket etmeyerek sabit bir şekilde durduğumuzda ellerimizde, kollarımızda, ayak ve bacaklarımızda karıncalanma oluşur. Oksijen ve glikozla belenen atardamar sinirlerimizin üstüne basınç uygulandığında sıkışır ve yeterli kanı sinirlere iletemez. Bu noktada da ellerimiz ve ayaklarımız hissini kaybeder. Oturuş ya da uzanma pozisyonumuzu değiştirdiğimizde vücudumuz yavaş yavaş normale dönmeye başlar.

5. Ayakları kırılan atların iyileşme şansı var mı?

Bacaklarında farklı tür kırıkların oluşabildiği atların sağlık durumu, kemiğin çatlamasına bağlıdır. Yani atların ayağındaki kemikler çatladığı zaman iyileşme şansları vardır. Kemik kırıldığı zaman da ikiye ayrılsa bile deriye zarar vermemişse basit bir tam kırıktır ancak kemik ikiden fazla parçaya ayrıldıysa parçalı kırık olarak bilinir. Kemiklerin deriye zarar verdiği kırıklar ise açık kırıktır. Sinir ve kasların zarar gördüğü kırıklar bacaktaki kan akışı da zarar görebilir. Bu noktada da enfeksiyon riski ortaya çıkar ve atların ağırlıklarından dolayı antibiyotik oranını ayarlamak zor olabilir. Atların bacağında kırık oluştuğu ilk an hayati önem taşır. Aksi takdirde ağırlıkları oldukça fazla olan atların ayakta durma şansı azalır. Ayakta oluşan kırığın sabit durması bir at için en önemli şeylerden bir tanesidir ancak atın dengede durması zorlaştıkça ağırlık uyguladığı kırık ayağına daha çok zarar verebilir. Atın iyileşmesi için gerekli şartlar oluşturulsa bile yine ağırlık eşit şekilde dağılmadığı için diğer ayaklarda da enfeksiyon oluşabilir.

6. Kuşlar neden ıslanmaz?

Birçoğumuz, kuşların genellikle kuru tüyleri olduğunu fark etmiştir. Bunun sebebi ise kuşların gagalarında salgıladığı yağdan kaynaklanıyor. Kuşlar, salgıladıkları yağı tüylerine sürerek suyun geçmesini engeller.

7. Neden esneriz? Esnemek neden bulaşıcıdır?

Son araştırmalar, esnemenin beyin üzerinde sıcaklık düzenleyici bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bu görüşe göre, esneme ile derin nefes almak beyni bir arabadaki buzdolabı gibi soğutur. Beynin sıcaklığı arttığında, burun içindeki kan akışı hızlanır. Esneme yoluyla alınan hava, duvarları doğrudan ön beyne bağlı kan damarlarıyla kaplı burun ve ağız boşluklarından geçerken damarlardaki kanın sıcaklığını değiştirir. Bu da beynin soğumasına yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, esnemeden önce beyin sıcaklığının arttığını ve ardından sıcaklığın düştüğü sonucuna vardı. Bununla birlikte, ortam sıcaklığı ortalama seviyede olduğunda, gerilmenin sıcaklık dengeleyici etkisinin (20°C civarında) daha belirgin olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda, uyku ve stresin beyin sıcaklığında değişikliklere neden olduğuna inanılıyor. Örneğin uykusuzluğun beyin sıcaklığını arttırdığı bilinmektedir. Esnemenin uyku ve yorgunlukla bağlantılı olmasının nedeni, beyin sıcaklığı üzerindeki etkileri olabilir. Başka birinin esnemesini izlemek veya esneme hakkında bir şeyler okumak esnemeyi tetikleyebilir. Esnemenin bulaşıcılığının ise empati duygusuyla ilişkili olduğuna inanılıyor. Beyin görüntüleme çalışmaları, bulaşıcı esneme sırasında, insanların duygularını değerlendiren beyin bölgesinin aktif olduğunu göstermiştir.

8. Neden yüksekten korkarız?

Geçmiş yıllara kadar yükseklik korkusunun düşmeden dolayı zarar görme tehlikesiyle oluşan bir korku olduğu düşünülüyordu ancak yapılan araştırmalar sonucunda yükseklik korkusunun derinlik algısıyla ilgili olduğu ortaya çıktı. Bu noktada, yükseklik korkusu olan kişiler dikey mesafeleri yanlış hesapladığı için tabiri caizse elleri ayakları titriyor. Yükseklik korkusu olan ve olmayan katılımcılarla yapılan araştırmalar sonucunda da korkusu olan insanların 14. katta tepki gösterirken yükseklikten korkmayan insanların 50. katta aynı tepkiyi gösterdiği gözlemlendi. Bilim insanları bu konuyla ilgili düşme korkusu nedeniyle aslında bütün insanların yüksekten korktuğunu, sadece tepki verdikleri mesafenin farklı olduğunu belirtti.

9. Neden semazenlerin başı dönmez?

Baş dönmesinin kaynağı iç kulaktaki vestibüler sistemdir. Sistemin parçalarından olan yarı dairesel kanalların içindeki sıvı başın yönelimine göre hareket ederken, sıvının hareketini algılayan tüy hücreleri mekanik hareketi elektrik sinyaline dönüştürerek beyne iletir. Semazenlerin, sporcuların ve balerinlerin baş dönmesi hissini azaltmak için dönüş sırasında belli bir noktaya odaklandıklarını birçoğumuz duymuşuzdur ancak aynı zamanda beyinde vestibüler sistemden gelen verilerin değerlendirildiği bölgenin balerinlerde daha küçük olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Araştırmacılar bu kişilerde beynin baş dönmesi hissine direnç kazanacak şekilde uyum sağladığını iddia etmiştir.

10. Neden zaman zaman trafik olması için sebep yokken arabalar tıkanır?

Her kilometre başına 15'ten fazla araç düştüğünde yoğun trafik oluşuyor. Yapılan araştırmalarda ise trafiğin anlık durduğu anda bir kilometrelik alandaki araçlar da etkileniyor. Yavaşlayan ya da durmak zorunda kalan araçların fazlalığına bağlı olarak hızlanma süreleri de git gide yavaşlıyor. Araç kullanımına bağlı olarak ön tarafta fren yapmamız aslında tüm trafiği etkiliyor. Bu noktada, hangi mesafede ya da hızda frene basıldığı oldukça önemli bir hal alıyor.

11. Neden elektrik direğindeki kuşlara elektrik çarpmaz?

Elektrik akımı iki ayrı şeritte yüksek potansiyelli bir noktadan düşüğe doğru akış gösterir. Kuşların vücuduna elektrik akımının ulaşması iki ayrı noktaya aynı anda temas etmesiyle gerçekleşebilir. Yani tek bir tel üstündeki kuşların temas ettikleri noktalar arasında potansiyel bir fark yoktur. Bu yüzden de vücutlarından elektrik akımı geçemez. Elektrik tellerinin mesafeli olmasının sebebi de budur.

12. Ayakkabı bağcıklarımız neden durduk yere çözülür?

Bağcıkların kalıcı olmasındaki en büyük etken sürtünmeyi arttırmaktır. Yani daha fazla düğüm attıkça sürtünmeyi arttırdığımız için kalıcılığı da artar. Ancak hızlı adımlarda ve koşma anında darbeden dolayı düğüm merkezine uygulanan kuvvet, ivme oluşturur. İvme yüzünden de her adımda bağcıkla iki yana doğru çekiliyor. 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir?

Antik Çağlarda Roma'nın Komşusu Olmasıyla Bilinen Etrüsklerin Gizemli Kökeni Sonunda Çözüldü
Göğüs Ağrısıyla Hastaneye Gittikten Sonra Kalbinden Çimento Çıkan Adamın Bi’ Garip Hikayesi
Gördüğünüz Anda Yaşadığınız Hayatı Sorgulatıp Şaşırma Kotanızı Bugünlük Dolduracak 15 Enteresan Gerçek

Popüler İçerikler

Elazığlı Mehmet 120 Bin Liraya Aldığı Tarlasına Fidan Dikerken Roma Dönemine Ait Eser Bulunca Hayatı Değişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Açıklamalar: Yeni Anayasa, Netanyahu, Ekonomi...
Kübra Aykut'un Ardından Bir Şok Ölüm Daha: Makyaj Artisti Alp Kavasoğlu Vefat Etti!
YORUMLAR
18.10.2021

cevapları mı cevapladın gerçekten

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ