Güneş Sistemi'nin hem kütle olarak hem de çap olarak en büyük gezegeni Jüpiter'dir. Güneş'ten uzak olan beşinci gezegendir. Düşük yoğunluğu, gezegenin akışkan bir yapısı bulunması ve kendi çevresindeki dönüş hızından dolayı ekvatordan geniş, kutuplardan basık elips şeklindedir.
Gezegenlerin yapısında bulunan elementlerin oranlarına göre iki alt grup oluşturur. Neptün ve Uranüs'ün buz ve kaya oranı daha yüksek olduğundan Uranüs benzeri gezegenler grubundadır. Jüpiter ve Satürn ise, Jüpiter benzeri gezegenler grubu içerisindedir. Jüpiter'in kütlesinin büyük bir kısmı hidrojen ve helyumdan oluşur. Hidrojen ve helyumun kütle oranı ise 75 ila 25 civarındadır.
Bir gaz devi olan Jüpiter, belirli bir yüzeye sahip değildir. Gezegenden en dış tabakası olan atmosfere doğru kesintisiz yumuşak bir geçiş söz konusudur. Ayrıca atmosfer tabakası oldukça kalın ve karışıktır. Atmosferin çoğunluğunda hidrojen az da olsa helyum bulunur. Jüpiter'e uzaktan bakıldığı zaman yüzeyinin ekvatora yakın yerinde, koyu ve açık renkli bulutlar kuşağı yer aldığı görülür. Atmosferin en üst katmanında bulunan bulutlar, kristal halindeki amonyak ve su parçacıklardan meydana gelmiştir. Derinlere inildikçe yoğuşma sıcaklıklarına göre farklı bileşiklerin meydana getirdiği bulutlar tabakalar halinde devam eder.
Jüpiter'in halkaları çeşitli boylardadır. Toz kadar mikroskobik boyutlardan, yüzlerce metre büyüklüğe kadar değişen birçok sayıdaki parçacığın bir araya gelmesi ile oluşur. Parçacıkların hareketleri birbirinden bağımsızdır. Her biri gezegenin etrafında kendine ait bir yörünge izler. Jüpiter'in 79 tane doğal uydusu bulunmaktadır. Bu uyduları ise ilk keşfeden Galileo Galilei'dir.