Güneş Sistemimiz İçerisindeki Yaşam Barındırıyor Olması Muhtemel 11 Gök Cismi

İnsanlığın Dünya dışı yaşam arayışı on yıllardır sürmekte, hala çağrımıza kimse kulak vermemiş olsa da bu pes edeceğimiz anlamına hiç mi hiç gelmiyor. Üstelik elimizde bizi heyecanlandıran bu kadar çok ihtimal varken...

Dünya dışında canlılık bulma konusunda bilim insanları çok iyimser; bunun nedeniyse daha kendi Güneş Sistemi'miz içerisinde bile yaşam barındırma ihtimali yüksek olan gök cisimleri bulunması. Hal böyle olunca bizim sistemimiz dışında daha neler neler vardır diye düşünmüyor değil insan.

Yaşam ararken ilk baktığımız kriterlerden biri ise su. Yaşam pek çok şekilde oluşabilir, belki diğer canlılar suya değil de başka bir sıvıya ihtiyaç duyuyor olabilir, hatta komple sıvıya bile ihtiyaç duymuyor olabilirler. Ancak insanlık olarak biz suyun en az bir kere yaşamın ana maddesi olmayı başardığını biliyoruz, dolayısıyla su barındıran gök cisimleri de yaşam için en büyük adaylarımız konumunda.

1. Enceladus

252 km yarıçapı ile Satürn'ün en büyük 6. uydusu olan Enceladus'un yüzeyinin altında büyük miktarlarda sıvı su olduğu tahmin ediliyor. 2005'te yapılan gözlemler sonrasında yüzeyinde, özellikle de gayzerlerinin etrafında bol miktarda buz kütleleri bulunduğu tespit edilen Enceladus'un; gerek Satürn'le, gerekse de diğer uydularla beraber girdiği kütle çekimsel etkileşimler nedeniyle kazandığı enerjinin yüzeyin altında bulunan suyu sıvı halde tutabileceği tahmin ediliyor.

2. Europa

400 yıl önce Galileo Galilei tarafından keşfedilen ve Jüpiter'in uydusu olan Europa, Güneş Sistemi'miz içerisinde yaşama ev sahipliği yapması en olası gök cisimlerinden biri, öyle ki Mars'tan bile daha yüksek şansa sahip. Yüzeyin altında tüm uyduyu kaplayan devasa bir okyanus bulundurduğu düşünülen Europa'nın, Dünya'daki tüm su miktarından daha fazla su barındırıyor olması da ihtimal dahilinde. 

Sıkıntı ise bu okyanusun yüzeydeki kalınlığı 10 ile 30 km arasında değişen buz tabakasının altında yatıyor olması. Birincisi; bu derinliğe inip yaşam araştıracak teknolojiyi Europa'ya göndermek inanılmaz zor. İkincisi; Europa'nın okyanusu hiç Güneş ışığı almıyor, daha doğrusu alamıyor. Bu nedenle potansiyel canlılık için fotosentez ihtimali de ortadan kalkıyor. 

Yine de okyanusun tabanlarında bulunması olası hidrotermal bacaların ortaya çıkardığı jeotermal enerji sayesinde canlılık oluşmuş olabilir. Dünya'daki okyanusların diplerindeki hidrotermal bacalarda canlıların yaşadığı biliniyor. Üstelik uydunun karbon, hidrojen, nitrojen ve oksijen gibi yaşamın oluşması için gereken önemli moleküllerin hepsine önemli miktarlarda sahip olduğu da biliniyor.

3. Titan

2576 km'lik yarıçapı ile Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan, Merkür'den bile büyük. Kendisi Dünya haricinde yüzeyinde sıvı maddeler barındırdığı bilinen tek gök cismi. Ayrıca yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydu da Titan.

Yüzeyinde sıvı bulunduğunu söylemiştik, ancak bu sıvılar maalesef su değil; hidrokarbon ve sıvı metan. Dolayısıyla Titan'ın barındırdığı nehirler, göller ve okyanuslar tamamen bu ikiliden oluşmakta. Tüm bunlar da atmosferinin %98'inin nitrojen, kalan kısmınınsa metan ve etan gibi gazlardan oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle bizler için oldukça öldürücü bir atmosfere ve ortama sahip olduğunu söylemeliyiz.

Bulutları bile olan Titan'da bu nedenle yağmur da yağıyor, ancak bildiğimiz yağmurlardan farklı şekilde; sıvı doğalgaz halinde. Ayrıca mevsimlere ve rüzgarlara da sahip olan uyduda hava sıcaklıkları ise -180'lerde geziniyor. Bizim için hiç elverişli bir yer olmasa da -en azından şimdilik- metan ve etana uyum sağlamış canlılara ev sahipliği yapıyor olabilir.

Titan ile ilgili tüm bildiklerimizi Huygens uzay aracına borçluyuz.

4. Callisto

Yine 400 yıl kadar önce Galileo Galilei tarafından keşfedilmiş olan Callisto; Jüpiter'in en büyük ikinci, Güneş Sistemi'ninse en büyük üçüncü uydusu.

Bilim çevrelerinde Güneş Sistemi'nin en çok çile çeken uydusu olarak bilinen Callisto, bu ünvanını sayısız asteroit tarafından bombalanmasından dolayı neredeyse her yerinde kraterler bulundurmasına borçlu. Yüzey sıcaklığı -138 derece olan uydunun ölü olduğu düşünülüyor, bu da artık hiçbir jeolojik aktiviteye sahip olmadığı anlamına geliyor.

Güneş Sistemi içerisinde oluşmuş ilk kara parçalarından biri olan Callisto'nun yüzeyinin çok uzun zamandır ölü olduğu düşünülmekte, hatta daha spesifik olarak söylemek gerekirse yüzeyinde son 4 milyar yılda bir değişiklik olmadığı düşünülüyor. Oldukça ince de olsa bir atmosfere sahip olan uydunun atmosferinin karbon dioksit ve moleküler oksijen barındırıyor olduğunu da belirtelim.

'Ölmüş bir uyduda yaşam ne arar' diyecek olursanız, Callisto'nun yüzeyinin 100 km altında bir okyanus olabileceği düşünülüyor.

5. Ganymede

Güneş Sistemi'nin ve dolayısıyla Jüpiter'in de en büyük uydusu olan Ganymede'in tıpkı Callisto gibi yüzeyinin 100-150 km altında bir okyanus bulundurma ihtimali bulunuyor. Üstelik bu su miktarının tüm Dünya'daki su miktarından bile fazla olması ihtimaller dahilinde.

Kendi manyetik alanına sahip tek uydu olan Ganymede, bu nedenle kendi auroralarına da sahip. Bu auroraları inceleyen bilim insanları, yüzeyin altında uydunun manyetik alanını etkileyen tuzlu sulardan oluşmuş devasa bir okyanus olması gerektiği tahmininde bulunuyor.

6. Io

Belki de en çirkin uydulardan biri olan ve Jüpiter etrafında turlayan Io, listedeki diğer adaylara göre yaşam barındırma ihtimali açısından sonlarda yer alıyor. Bunun nedeniyse uydunun ev sahipliği yaptığı inanılmaz yoğun volkanik aktiviteler. Üstelik Jüpiter nedeniyle çok ağır şekilde radyasyona maruz kalıyor.

400'ten fazla aktif volkan barındırdığı düşünülen Io, sülfür ve sülfür dioksit bakımından oldukça zengin. Yüzey sıcaklığı -130 derece olsa da, volkanların etrafında 1000 dereceyi aşan sıcaklıklar görülebiliyor.

Tüm bunlar Io'nun yaşam barındırma ihtimalinin olmadığını düşünmeye itse de, bazı bilim insanları biraz daha iyimser konuşuyor ve her ne kadar yüzeyde yaşam bulunması zor olsa da, derinlere inildikçe canlılıkla karşılaşılmasının olası olduğunu düşünüyor.

7. Ceres

Ana asteroit kuşağında yer alan ve parlak iki noktasıyla ünlü olan Ceres'in de yüzeyinin kilometrelerce altında su veya buz tabakası bulundurabileceği düşünülüyor. Hatta bu su veya buz miktarının neredeyse Dünya'dakinden bile fazla olabileceği konuşuluyor, ancak varlığına dair kesin bir bilgimiz henüz yok.

Dawn uzay aracı yıl sonunda daha yakın uçuşlarından elde edeceği verilerle Ceres hakkında bildiklerimizi daha da ilerletmemize yardımcı olacak.

8. Mimas

396 km'lik çapı ile bilinen yuvarlak şekilli en küçük gök cismi olan Mimas, Satürn'ün bir uydusu. Yüzey alanı İspanya'dan bile küçük olan bu uydu Star Wars evreninden fırlayıp gelmiş bir Death Star gibi duruyor.

Mimas'ın da yüzeyinin altında ya rugby topu şeklinde kayalık bir çekirdek, ya da sıvı halde bir okyanus bulunduruyor olduğu düşünülüyor.

9. Triton

Neptün'ün uydusu olan Triton, Güneş Sistemi'ndeki diğer büyük uyduların aksine ters yönde bir dönüş yapmaktadır, dolayısıyla gezegenin tersi yönde dönen tek büyük uydudur. Bunun nedeni olaraksa önceleri Kuiper Kuşağı'nda bulunan bir cisim olması, ancak sonradan Neptün'ün çekim kuvvetine yakalanması gösteriliyor. Tabi elimizde kesin bir bilgi yok.

Plüton'a benzer şekilde yüzeyindeki nitrojenin buharlaşmasıyla oluşan ince bir atmosfere sahip olan Triton'un, yüzeyinin altında büyük bir okyanusa sahip olma ihtimali bulunuyor. Bilim insanlarına göre böyle bir okyanus varsa, yaşama ev sahipliği yapma olasılığı en yüksek gök cisimlerinden biri de Triton.

10. Venüs

Diğer ihtimaller arasında yaşam barındırma ihtimali en düşük olan aday belki de Venüs. Bunun bazı nedenleri var; gezegen inanılmaz kural, atmosferi öylesine kalın ki atmosfer basınca Dünya'dakinin 90 katı, yüzey sıcaklığı çok yüksek (464 °C). Üstelik durum öylesine vahim ki; gönderdiğimiz tüm uzay araçları gezegenin atmosfer basıncına ve sıcaklığına dayanamayarak bir kaç saat içinde eriyor ve parçalanıyor.

Peki böyle bir durumda Venüs'te nasıl yaşam bekliyoruz diyebilirsiniz; bazı bilim insanları Venüs'ün atmosferinin üst kısımlarında, yani bulutlarda yaşam olabileceğini düşünüyor. Bunun nedeniyse yükseklerde sıcaklığın canlılık için nispeten daha uygun olması.

11. Mars

Ve tabi ki Mars. Mars'ın yaşam barındırıyor olma ihtimali artık Dünya'daki herkesçe bilinen bir gerçek. Geçtiğimiz günlerde yapılan tuzlu su akıntıları açıklaması da artık Mars'ta yaşam bulmaya bir adım daha yaklaştığımızın işareti. 

Diğer adaylar arasında yaşam barındırma ihtimali açısından açıkça en önlere çıkan adaylardan biri olan Mars, Ay'dan sonra belki de üzerinde en çok çalışılan gök cismi olması nedeniyle Dünya dışı yaşam varsa bulunacak ilk gök cismi olması muhtemel; tabi kendisi yaşam barındırıyorsa.

Popüler İçerikler

İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!