Geçtiğimiz günlerde ana haber bültenlerinin son sıralarında, gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alan sıradan bir haberdi Güneş Yüksel'in hikayesi. Oysa geçip gitmemeliydik, onun hikayesi yüzümüze şu an kimse tarafından istenmediği için 15 gün boyunca kalması gereken morg kadar soğuk bir tokat gibi çarpmalıydı.
1998 doğumlu Güneş de ailesiyle birlikte tarım işçiliği yapıyordu.
Belki de tecavüze uğramıştı ve annesi de bunu paraya çevirebileceğini fark etmişti. Olay duyuldu, annesi Ç.Y. ve yakın akrabalarından oluşan 11 kişi tutuklandı. Güneş de ailesinden alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı Sevgi Evleri'nden birine yerleştirildi.
Fiziksel olarak 'yaşıtlarından büyük' gösterdiği için sahte kimlikle Antalya'daki gece kulüplerinde çalışmaya başladı. Reşit olmayan kızları asla bu tür yerlerde çalıştırmazlardı çünkü, kesin yaşından büyük gösteriyor olmalıydı.
Onu 13 yaşında pazarlayan annesinin, hayatını karartan ailesinin Güneş'in gece kulüplerinde çalıştığını öğrenince töre gereği infaz kararı alması nasıl bir toplumsal ikiyüzlülüktü?
Bir süre Denizli'de çalışan Güneş Yüksel, son olarak Konya'da konsomatrislik yapıyordu.
Güneş, 00.30’da iş çıkışı bitkin halde yolun karşısına geçmek istediği sırada Kenan T.’nin kullandığı otomobil çarpınca yaşamını yitirdi. Haberlere göre ağır uyuşturucu etkisi altındaydı, ancak bunu Adli Tıp raporu söyleyene kadar bir iddia olarak kalacak.
Burada Güneş'in sahte kimlik kullanıyor olması da etkili olmuş olabilir elbette. Ancak tamamen yanlış bilgi vermek, muhtemelen bilgi kirliliği ve kulaktan dolma yapılan haberlerle ilgili. Birçok kuruluş videonun ve gerçek haberin ortaya çıkmasından sonra düzenleme yayınlasa da, çoğu buna da gerek görmedi.
Polis kazadan sonra Adana'da yaşayan babası Abdürrahim Y.'ye ulaştı. Kızının kötü yola düştüğünü, aşiret içerisinde itibarlarının kalmadığını söyleyen baba; “Benim öyle bir kızım yok. Kimsesizler mezarlığına gömün” diyerek cenazeyi kabul etmedi. 15 günlük yasal sürenin ardından aileden başka kimse cenazeyi almaz ise Güneş Yüksel, Denizli’de kimsesizler mezarlığına defnedilecek.
Güneş Yüksel; ne kadar anlamlı bir isim değil mi? O başarılarıyla parlayabilir, hayatı çok farklı şekillenebilirdi. Ancak izin verilmedi. Henüz karar verme yetisine sahip olmadığı bir yaşta onun hakkında çirkin kararlar alındı, sonra da her şeyin suçlusu ilan edildi.
Biz de hiçbir şey yapamıyoruz. Onlar sıradan 3. sayfa haberleri, onlar geçip gittiğimiz, üstünü örttüğümüz; sırf konsomatris, trans vb. diye dışladığımız hikayelerin sahipleri. Onlar, Güneş'in şu an kimse tarafından istenmediği için durduğu morg kadar soğuk gerçeklerimiz...
Burada fotoğraflarda mutlu gözüküyor, hayatından memnunmuş diyenlerle 13 yaşında 26 kişinin tecavüzüne uğrayıp oturmakta bile güçlük çektiği için 4 kez ameliyat olan N.Çnin davasında rızası var diyen hakimin aynı kafadan olmadığını açıklayın bana. N.Ç şimdi 25 yaşında ve başarılı bir avukat hayatından mutlu mu peki? Muamma. Ya Güneş ve de Güneş gibi yüzlercesi, binlercesi... Hergün ölmekten daha beter olan kızlar,kızlarımız. Söylediklerinizi bir daha gözden geçirin şimdi. Ya da geçirmeyin. Bu zihniyetle devam edin!
Güneş'in ailesi olacak haysiyetsiz, cahil, insan musveddelerine izin veren devlet kadar göz yuman bizler de suçluyuz! Huzur içinde yat Güneş..
''Kimsesizler Mezarlığı'' ne yürek burkan bir cümle öyle...