Güneş Burada Daha Farklı Doğuyor ve Batıyor: Nemrut Dağının İki Bin Yıllık Hikayesi, Heykelleri ve Önemi

Kommagene denilince aklımıza çiğ köftenin geldiği ama aslında 2000 yıl önce çiğ köfte yemeden çiğ köfte yemenin huzurunu topraklarında yaratan ve yaşatan bir krallık. Adıyaman ile Malatya arasında bulunan Nemrut Dağı hala iki şehrin kırmızı çizgisi dersek abartmış olmayız. Nemrut Dağı hikayesi, devasa heykeller, kralın mezarı ve daha nicesi için kalın giyinin, spor ayakkabılarınızı unutmayın ve mutlaka yanınıza yiyecek içecek alın. Hazır mıyız?? Bekle bizi Nemrut...

Nemrut Dağı Hakkında

Nemrut Dağının yüksekliği 2150 metre. MÖ 1. yy civarlarında burada hüküm süren Kommagene Krallığının bulunduğu bölge. Hala tam olarak gizemini koruyan devasa heykellerle Nemrut Dağını Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunan Kayadibi Köyüne yakın bir konumda bulunuyor.

Nemrut Dağındaki Heykellerin Keşfi

Nemrut Dağında heykellerin daha çok yerde duran kafaları fotoğraflandığı için heykellerin bundan ibaret olduğu düşünebilirsiniz. Aslında aynı heykellerden 2 grup olacak şekilde bulunuyor; bir grup heykel güneşin doğuşunu, diğer grup da batışını selamlayacak şekilde yerleştirilmiş. Aslında sadece kafasını gördüğümüz heykellerin vücutları oturur pozisyondaki heykellere ait ama zamana yenik düşmüşler. Binlerce yıllık tarihe tanıklık eden heykeller, kireçtaşı bloklarından yapılmış.

Heykellerden ilk kez bahseden Alman Mühendis Karl Sester o zamanlar Diyarbakır’da yol yapım işlerinde görevliymiş. Sester buranın Asurlular’dan kalmış olduğunu düşünüyormuş. Sester’in ilettiği bilgiler ile Kraliyet Akademisi bu bölgeye araştırma yapması için Otto Punchtein liderliğinde bir arkeolojik ekip göndermiş. Her tarihi keşifte hep bir yabancının adı var bu keşif yine beni şaşırtmadı ya sizi ?

Bu ekip, buradaki eserler üzerinde uzun bir süre çalıştıktan sonra Otto Punchtein, Yunan dilinde yazılmış olan kitabeyi çözerek buranın Kommagene Krallığı’na ait olduğunu ve kralı I. Antiochus tarafından yaptırıldığını ortaya çıkarmış. Antiochus’un ağzından yazılmış olan kitabe buranın sırrının çözülmesinde anahtar rolü oynamış.

Aynı zamanda bu kitabede I. Antiochus’un yazılarını da içeriyormuş. Bu keşiften sonraki dönemlerde yapılan kazı çalışmalarına İstanbul Arkeoloji Müzesinin kurucusu Osman Hamdi Bey ve Alman Mühendis Karl Humann da katılmış. Sonraki yıllarda 1953’ten 1980’li yıllara dek süren arkeolojik çalışmalar, Amerika’lı Arkeolog Theresa Goell ve Friedrich Karl Dörner tarafından devam ettirilmiş. Yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkan taşınabilir haldeki eserler çeşitli müzelerde sergilenirken, heykeller ve yazıtlar da Nemrut Dağında ziyaretçileri için yerlerinde bekliyor.

Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya mirası listesine kabul edilmiş olup o bölge 1989 yılında Milli Park olarak ilan edilmiş ve koruma altına alınmış.

Nemrut Dağında Bulunan Heykellerin Anlamı Nedir?

Nemrut Dağında bulunan devasa kafa şeklindeki heykellerin amacının tüm dinleri ve kültürleri tek bir bayrak altında toplamak amacıyla yapıldığı düşünülüyor. Tarihi belgelerin ve çevresel kalıntı ve bulgular ışığında burada bulunan devasa heykellerinin o dönem inanılan tanrıları simgelediği biliniyor.

Kommagene, hem Pers İmparatorluğu hem de Helenistik Yunan kültürden fazlasıyla beslenen bir krallık. O zamanlar dünyada çok tanrılı dinler daha yaygın olunca Pers İmparatorluğu ve Yunan mitolojilerinden etkilenmemesi imkansız. E haliyle Büyük İskender’in soyundan gelen Kraliçe Laodike ve Kral I. Mithridates’in oğlu olan Kommagene Kralı I. Antiokhos Theos, iki kültürün birleşimini içeren bir eğitim alarak büyümüş. Egemenliğinde bulunan toplumu bir arada tutmak için I. Antiochus, tanrılar tarafından görevlendirildiğini ve korunduğunu ifade eden tanrılar ile tokalaştığını gösteren heykellerini yaptırarak ülkenin dört bir yanındaki tapınaklara göndermiş.

Kral I. Mithridates’in amacı, iki kültürü sentezleyerek ve yapılandırarak krallığını geniş bir imparatorluk haline getirmekti. Babasından miras kalan düşünce doğrultusunda Nemrut Dağı’nın tepelerine bir tapınak inşa ettiren I. Antiokhos, daha sonra buraya tanrıları simgeleyen ve uzunluğu 10 metreye kadar ulaşabilen dev heykeller yaptırmış. Her ne kadar iki kültürün sentezlenmesi hayali gerçekleşmese de I. Mithridates ve I. Antiokhos’un vizyonu sayesinde o zamanların görkemine ve inanışlarına bu zamanda bile tanık olabiliyoruz. Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış bu iki kral günümüzde Adıyaman ili Kahta ilçesini böylece dikkat çekici bir turistik merkezine dönüştürdüler.

Kısacası 2150 metre yükseklikteki Nemrut Dağı yamaçlarında, antik zamanlarda kalma ve hala nasıl yapıldığı tam olarak bilinmeyen heykeller ve muhteşem gün doğumu, gün batımı ve doğa manzarası sizi bekliyor.

Heykeller

Nemrut’un simgesi haline gelmiş tanrı heykelleri doğu ve batı terası olmak üzere iki yerde bulunuyor. Ortalarında ise I. Antiokhos’un mezarı olan tümülüs bulunuyor. Bugün doğu terası en iyi korunmuş olan bölge. Buradaki tapınaktan geriye pek birşey kalmamış ancak heykellerin vücutları ve kafaları alanda sergileniyor. Büyük taş bloklardan oluşan heykelleri sağdan sola doğru; Aslan, Kartal, Antiochus, Kommagene, Zeus, Apollon ve Herakles olarak sıralanmış. 2002’de tüm bu heykel başları, koptukları gövdelerin önüne yerleştirilmiş ve tek sıra halinde dizilmiş. Yapılan ölçümlerde bu heykellerin gerçek boyutu 8-9 metreyi bulduğu düşünülüyor. O dönemde nasıl yaptıklarına dair gizem hala devam etmekte.

Koruyucu Heykeller

Heykellerden ilk iki sırada olan Aslan ve Kartalın koruyucu hayvan heykelleri olarak biliniyor. Bunlar tanrılara ait heykel dizisinin başında ve sonunda ikişerli olarak durur ve onları korurlarmış. Fakat dört koruyucu heykelden sadece tek bir çift görebiliyoruz.

Kartal: Kommagene Krallığının gökyüzü hakimiyetini simgeleyen Kartal heykeli aynı zamanda Zeus’un insanlara emirlerini ulaştıran kutsal hayvan olarak da biliniyor.

Aslan: Kommagene Krallığı’nın yeryüzündeki gücü ve hakimiyetini simgeliyor.

Tanrı Heykelleri

Kral Antiochos (Sonradan aldığı ismi ile Theos): I. Antiochos, öldükten sonra, yanında olan diğer tanrıların kendi saygınlığını sonsuza kadar devam ettireceğine inandığı için kendi heykelini de onların yanına yaptırmış.

Aslında Antipchos’un başı yapılan ilk keşiflerde bulunmamış. Heykelin baş kısmı, alandaki mıcırların altında kalmış. 1953 yılında başka bir amaçla yapılan araştırmada bulunmuş. . Antiochos heykelin elinde Zeus ve Apollon’da olduğu gibi bir dal demeti taşıyor.

Kommagene: Tanrılar dizisindeki tek kadın tanrı, bereket tanrıçası Kommagene. Sıralama olarak Kral Antiochos ve Zeus arasında bulunuyor. Heykelin baş kısmında bereketi simgeleyen nar ve üzüm motifleri bulunmakta. Aynı şekilde arkasındaki kaide kısmında da kucağında da meyveler bulunuyor. Aslında Kommagene’nin başı, anıtsal heykellerin keşfinden 1963 yılına kadar ait olduğu yerde kaidesinin üstündeymiş ama 1963’te heykele bir yıldırım düşmüş ve Kommagene’nin başı da diğer heykellerin kaçamadığı kaderi yaşamış.

Zeus: Tüm tanrıların tanrısı, en yüksek rütbeli tanrı olan Zeus, heykel sıralamasının en ortasında bulunuyor. Zaten diğerlerinden daha büyük boyutlarda olması tanrıların tanrısı olduğunu daha da gözümüze sokar şekilde. Başında bir Pers tiarası (tacı) takmış şekilde göreceğiniz Zeus’un çenesi kırık görünse de dikkatli bakıldığında aslında sakallı olduğu anlaşılıyor. Kaidesinde ise omzunda bir pelerin bulunuyor.

Apollon: Zeus’un oğlu, aynı zamanda aydınlığı ve aklı simgeleyen Apollon da Zeus’tan sonraki tanrı heykeli olarak yerini alıyor. Heykelde Apollon da elinde bir dal tutuyor.

Herakles: Dizinin son heykelin babası tanrıların tanrısı Zeus ve bir fani olan Alkmene’nin oğlu olan Heraklesdir. İnsanın doğaya karşı olan mücadelesini simgeleyen heykel Zeus gibi sakalllıdır ve elinde bir sopa bulunuyor.

Tümülüs: Bu yer aslında kralın mezarının üzerine 30.000mᶟ kırma taş dökülerek oluşturulan tümülüs. Göklerdeki tanrılara daha yakın olmak için bölgenin en yüksek tepesi olan Nemrut’u seçmişler. Enteresan olan şu ki kralın mezarını burada olduğu biliniyor ancak mezarı henüz keşfedilememiş çünkü içine girilmesi halinde tamamen çökerek içeri girenlerin mezarı olacak şekilde inşa edilmiş.

Nemrut Dağı Nerededir?

Adres: Nemrut Dağı Yolu, 02000 Kayadibi/Kâhta/Adıyaman

Açılış-Kapanış Saati: 24 saat açık

Google Harita Konumu için tıklayın 

Ziyaretçi Yorumu:’Gün doğumunda yada batımında gitmek gerekiyor. Bu saatlerde manzarası daha güzel oluyor. Araçla bir yere kadar çıkabiliyorsunuz, ondan sonra yaklaşık bi 15 dk lik yokuş yukarı yürüyüş yolu var. Heykeller hakikaten ilginçler, mutlaka görülmesi gereken bir yer. Kültür mirası.’

Nemrut Dağına Nasıl Gidilir?

Hava Yolunu tercih edeceksiniz Gaziantep havalimanına gelip oradan ister araç kiralayıp isterseniz Adıyaman’a kadar otobüsle gidebilirsiniz. Kahta ilçesinden rehberlik ve ulaşım için yardım alabilirsiniz. Adıyaman Havalimanına bazı günlerde yapılan uçuşları takip ederek de tatil planınızı düzenleyebilirsiniz.

Otobüsle gelecekseniz Adıyaman otogarından Kahta ilçesine giden minibüslere binip ilçeye gidebilirsiniz. Nemrut’a gitmek için rehber ve ulaşım için yardım alabilirsiniz.

Özel aracınızla gelecekseniz:

İstanbul-Kahta arası yaklaşık 1260 km’dir. Tahmini 15 saat sürecek yolculuğu göz önüne alarak plan yapmayı unutmayın. Ankaradan Nemruta gelmek isterseniz Kırıkkale, Kayseri Pınarbaşından Malatya yolunu kullanarak Adıyaman sonrası Kahtaya gidebilirsiniz.

Bir diğer alternatif yol ise Gaziantep otobanını kullanarak ters istikametten Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahta’da son bulan yolculuğu seçebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
YORUMLAR
21.08.2022

Malatya Pütürge den de bir yol var Nemrut'un doğu yakasına çıkan Batı yakasındaki gibi 15 dk yürümek zorunda kalmazsınız zirveye 100-150 metre kadar araç ile yaklaşabiliyorsunuz. Kesinlikler gidilip görülmesi gereken bir yer.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ