Gündüz Festival Gece Savaş

Mıssourı’deki Ferguson’da günlerdir sokaklara çıkan halkın isyanı, 18 yaşındaki siyahi gencin öldürülmesinden çok daha derine dayanıyor. Bu olay, siyahiler için sadece bir patlama noktası... Banliyönün nüfusunun üçte ikisini oluşturan siyahiler, yıllardır ırkları nedeniyle polisin ‘eziyetine’ maruz kalmış. Kendi mahallelerinde suçlu muamelesi görenler şimdi adalet istiyor...

Michael Brown (18), ABD’de silahsız olduğu halde polis tarafından öldürülen ilk siyahi genç değil. Son olmayacağını da herkes tahmin ediyor. Pazar günü protestoya kucağında küçük kızıyla gelen Klaude, “Bizi daha önce de öldürdüler. Ama bu kez çok saygısızca yaptılar” diyor. “Bu yüzden bu sefer farklı, bu yüzden insanlar bir haftadır sokakta” diye ekliyor. Herkes gibi onun da dilinde pazar günü basına sızan otopsi raporu var. Kimse silahsız bir çocuğun bedeninden altı kurşun çıkmasına anlam veremiyor.

Neden hâlâ maaş alıyor?

Protestocular geçen hafta eve dönmeye her karar verdiklerinde yeni bir hakaretle karşılaştıklarını söylüyorlar. Brown’u öldüren polis memuru Darren Wilson’ın adının günlerce gizlenmesini, olayla ilgili olmadığı halde Brown’ın bir kutu puro çaldığını gösteren görüntülerin basına dağıtılmasını içlerine sindiremiyorlar. Şimdi de Wilson’ın bir türlü tutuklanmamasına kızgınlar. Evinin önünde eylemi takip eden Mona Telley, “Bu adam bir çocuğu öldürdü ve hâlâ tutuklanmadı, hâlâ maaş alıyor, hâlâ faturalarını ödeyebiliyor. Biz birini öldürseydik çoktan hapisteydik. Tek istediğimiz adalet. Artık sesimizi duysunlar” diye bağırıyor.

Temiz sokaklar

Gösteriler Ferguson’da West Florissant isimli geniş bir bulvarda yoğunlaşıyor. Burada otoyol kenarlarını anımsatan benzinciler, fast-food dükkanları, Otomobil tamircileri var. Dışarıdan gelen birine tekin gözükmediği kesin. Ama etrafta biraz dolaştığınızda bakımlı, temiz sokaklar; tek katlı evlerle karşılaşıyorsunuz. Verandalarda oturma setleri var, bahçelerin hemen hepsinde çimler biçilmiş, komşular çitlerin üzerinden birbirleriyle sohbet ediyor. Ferguson’da yaşayanlar ve mecburen buradan geçenler bölgeyi çok farklı deneyimliyor. Havaalanından şehre gidene kadar konuştuğumuz beyazların hepsi Ferguson’u “çok tehlikeli” anlatıyor. Ferguson yakınlarında oturan siyahlar ise şaşkınlıkla “Aslında iyi bir mahalle. Neden böyle oldu ki” diyor.

Korkutucu olan polis!

Eyleme katılmak için komşu şehirlerden, hatta komşu eyaletlerden gelen siyahlara göre Ferguson’da korkulacak tek şey polisin kendisi. İki oğluyla protestoya katılan Candice Williams (25) normalde buraya gelmekten korktuğunu söylediğinde “Neden, çok mu tehlikeli bir bölge diye?” soruyorum. “Hayır” diye şaşkınlıkla cevap veriyor. “Buraya geldiğimizde polis mutlaka boş yere durduruyor, eziyet ediyor da ondan” diyor. Bir keresinde polisi kendi çağırdığı halde çocuklarının önünde memurlardan Tokat yediğini anlatıyor. Şoförlük yapan Quincin Arnold (27) az ileride, eylemlerin ilk gününde yanan QuickTrip isimli marketin önünde hatıra fotoğrafı çektirirken “Normalde buralara asla gelmem. Çünkü ehliyetiniz, ruhsatınız, sigortanız, arabanızın bakımı tam da olsa, bütün kurallara uysanız da bu yolda polis mutlaka durdurur” diyor.

Irkçıları seçiyorlar

Eyleme katılan az sayıdaki beyazdan biri olan Stan Doerr (32) de polisten şikayetçi. 30 derece sıcakta çevredekilere su dağıtırken hayatı boyunca burada yaşadığını ve polisten hep korktuğunu söylüyor. Ferguson’da siyah-beyaz çatışması değil vatandaş-polis çatışması yaşandığını düşünüyor. Ama siyahiler bu çatışmayı yine de daha ağır yaşıyor. Mona Talley “Buradaki ve komşu mahallelerdeki polisin hepsi ırkçı. Benzer düşünen kişileri işe alıyorlar. Hepsi birbirinin ya akrabası ya arkadaşı” diyor. Quincin Arnold (27) polisin siyahileri özellikle hedef aldığını anlatırken “Bu ülkede siyah bir erkekseniz kasiyerden polise kadar herkes suçlu olduğunuzu varsayar. Bu korkunç bir his” diyor. Gösteride birçok kadın da “Siyah erkeklerimiz bize lazım” pankartları taşıyor.

Ferguson’daki göstericiler ABD’de köleliğin ve ırkçılığın ağır tarihini omuzlarında taşıyor. Öfkeliler, üzgünler. Ama neşeli, sıcak insanlar. Yanınızdan geçip de gülümseyerek “merhaba” demeyen kimse yok. Havanın aydınlık olduğu saatlerde eylem protestodan çok bir panayırı andırıyor. Bir yandan Brown’un ölümüyle özdeşleşen “Eller yukarı, vurmayın” sloganını atıyorlar bir yandan dans ediyorlar. Arabalar korna çalarak West Florissant bulvarından geçiyor. Etrafta bedava yemek ve su dağıtılıyor. Bir köşede barbekü yapılıyor. Bazı aileler plaj sandalyeleriyle gelmiş, olup biteni piknik yaparak izliyorlar. Polisler coplarına dayanmış, memnuniyetsiz bir ifadeyle çevreye bakınıyor.

Herkes bu protestoların bir dönüm noktası olacağını umuyor. Tarihi bir an yaşadıkları hissi hakim. Eylem alanına gelenler önce geçen hafta yakılan QuickTrip isimli restoranın enkazının önünde hatıra fotoğrafı çektiriyor. Sonra bir yandan slogan atıyor bir yandan telefonlarıyla gösterileri videoya çekiyorlar. Yalnızca ABD’de karşılaşacağınız bir hızda çeşit çeşit Michael Brown tişörtü, şapkası, yaka iğnesi üretilmiş. Göstericiler kıyafetlerini ve pankartlarını basına gösterirken gururla poz veriyorlar. Akşam yaklaşırken yüzü kapalı gençler etrafta dolaşmaya başlıyor. “Bu gece ne olursa olsun kim olduğumuzu tespit edemeyecekler” diyorlar. Saat 20.30’da bir patlama sesiyle insanlar kaçışmaya başlıyor...

Nüfus 25 yılda alt üst oldu

Missouri eyaletinde, Missisippi Nehri kıyısındak St. Louis kenti çevresindeki irili ufaklı banliyölerle birlikte Amerika’nın en büyük 19’uncu metropolü... St. Louis şehir merkezinin kuzeyinde yer alan Ferguson bu banliyölerden biri... Sadece 16 kilometrekare alan kaplıyor. Nüfusu 21 bin. Demografik yapısı son 25 yılda altüst olmuş. 1990 yılında nüfusun yüzde 73.8’i beyazken 2000’de yüzde 44.7’ye düşmüş. bugün Ferguson’da yaşayanların yüzde 30’u beyaz, yüzde 67.4’ü siyah. ABD’de ortalama suç oranı 100 binde 297.5. Ferguson’da bu oran 100 binde 381’e çıkıyor. Eylemler Ferguson’un tek bir caddesi üzerinde yoğunlaşıyor.

GECE SAVAŞ

Missouri Valisi Jay Nixon, olayların büyümesi üzerine yedek askerler olan Ulusal Muhafızlar’ın Ferguson’a konuşlandırılacağını açıkladı

Michael Brown’ın otopsi raporunun açıklanmasının ardından Ferguson’da gösteriler büyüdü. Gündüz barışçıl geçen gösteriler, karanlık çöktükten sonra şiddetlendi. Gece yarısı yürülüğe giren sokağa çıkma yasağına dört saat kala, çatışma çıktı. Saat 20.30 sularında göstericiler arasında patlayan silah sonucunda bir kadın yaralandı. Bunu üzerine “gösterilerin artık barışçıl olmadığını” duyuruan polis megafonlarla dağılmaları için protestoculara çağrı yapmaya başladı. Göstericilerin büyük kısmı dağılırken, 100 kişilik bir grup reddetti. Polis, göz yaşartıcı gaz kullanırken, göstericiler taş ve molotofkokteylleri ile karşılık verdi. Müdahalesi sonucunda, sokağa çıkma yasağı yürülüğe girmeden yaklaşık bir saat önce tüm göstericiler dağıtıldı. Bu sırada bazı işletmelerde yağma olayları yaşandı.

Olaylar üzerine Missouri Valisi Jay Nixon, halkın güvenliğini ve düzeni sağlamak için ordunun yedek birimi olan Ulusal Muhafızlar’ı Ferguson’a çağırdığını açıkladı. Ulusal Muhafızlar, ABD ordusunun yedek birliklerinden biri. Her eyalette ayrı birliği bulunan Ulusal Muhafızlar’ın askerlerinin her üyesi tam zamanlı sivil bir işe sahip. Askerler için Ulusal Muhafızlar görevi ise yarı zamanlı.

Ulusal Muhafızlar’ın fonu ordudan gelse de yönetimi eyalet valilerine bağlıdır. Eyalet valileri, sel, deprem gibi olağanüstü hallerde Ulusal Muhafızları göreve çağırabilir. Ancak Ulusal Muhafızlar’ın muharip güçleri destekleme görevleri de vardır. ABD’nin yurtdışındaki operasyonlarına katılabilirler. ABD Başkanı, Ulusal Muhafıları federal hizmete çağırabilir.

Pınar Ersoy / Ferguson | Milliyet

Popüler İçerikler

Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu