“Önce, ülkenin İçişleri Bakanı, gider yaptı. Ardından küçük ortak, koroya katıldı. Nihayetinde de Sayın Erdoğan, daha önce de birçok kez örneğini gördüğümüz üzere, ‘Meclis bir adım atarsa ben de desteklerim’ dedi. Son olarak, Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesi çıktı, kendi kurumunu siyasi malzeme yapmak isteyenlerin eline, altın tepside istedikleri fırsatı verip, tüy dikti. Ne kadar acı. Sosyal medyada, karşılıklı ışık yakıp söndüren polemiğin tarafları, Türkiye’ye nasıl hasar verdiklerinin farkında bile değil… Anayasa Mahkemeleri, medeni dünyada, demokratik ülkelerin vazgeçilmez kurumlarıdır. Görevleri bellidir. Karar verirken, önlerine koydukları anayasa da bellidir. Buradan bir kez daha sesleniyorum; Türk devletinin temel taşlarıyla oynamaktan bir türlü yorulmadınız. Yargıdan elinizi çekin. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, halktan gizlenen Covid-19 vakalarını tartışalım. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, uzaktan eğitim sürecindeki beceriksizliği, tableti veya bilgisayarı olmadığı için mağdur olan öğrencilerimizi tartışalım. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, Türkiye’nin dış politikadaki yalnızlığını ve düştüğü zor durumu tartışalım. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, şiddet gören, öldürülen kadınlarımızı; tacize, tecavüze uğrayan çocuklarımızı tartışalım. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, 8 liraya dayanan doları, işsiz gençlerimizi ve geçinemeyen insanlarımızı tartışalım. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, anayasal kurumları nasıl güçlendireceğimizi tartışalım. Anayasa Mahkemesini tartışacağımıza, gelin, 83 milyon vatandaşımızın, yeniden adalete güvenmesini nasıl sağlayacağız, onu tartışalım. Ama siz bunları tartışmayı istemezsiniz. Çünkü, bunları tartışmak işinize gelmez. Çünkü, hakikati konuşmaya, milletin dertlerini tartışmaya artık yüzünüz yok. Çünkü, sizin derdiniz, memleketin dertlerini çözmek değil. Çünkü, sizin derdiniz Anayasa Mahkemesi’yle değil, sizin derdiniz, bizatihi hukukun kendisiyle. Yoksa, kendi atadığınız üyelerden kurulu bir yüce mahkemeden, hala mutsuz ve huzursuz olmanızı nasıl açıklayacağız? Sizi mutsuz eden Anayasa Mahkemesi değil, hukukun ve adaletin ta kendisi. Ama maalesef bunda bile dürüst değilsiniz. Dürüst olun, dürüst! Madem anayasal düzenden, hukuktan, adaletten, demokrasiden rahatsızsınız, o zaman gelin “Erdoğansal” düzeni tartışalım. Çadır yönetim sistemini, kabile demokrasisini tartışalım. Çıkın, adam gibi, gerçek niyetinizi milletimizin yüzüne söyleyin. Bir taraftan çıkıp, kürsülerden 'Burası kabile devleti değil' edebiyatı yapıp, öbür tarafta küçük ortağına, 'Anayasa Mahkemesi’ni istemezük' dedirtmek, ne dürüstlüğe, ne ahlaka, ne de devlet insanlığına yakışmaz.”
Bu kadın Cumhurbaşkanı olmalı