Psikiyatrist ve yazar Gülseren Budayıcıoğlu, FOX TV'de yayınlanan 'Çağla ile Yeni Bir Gün' adlı programda yaptığı açıklamalarla üzüntüyle depresyonu birbirine karıştırmayın, dedi. Depresyon belirtilerinin çok daha ağır geçtiğini belirten Budayıcıoğlu, üzüntü ile arasındaki farkı açıkladı. Eğer çevrenizde ya da sizde bu belirtiler varsa bir uzmana danışmayı ihmal etmeyin, dedi.
Psikiyatrist ve yazar Gülseren Budayıcıoğlu'nun aktardıklarına göre, insan hayatında bir kez de olsa fark etmeden bu hastalığa yakalanıyor. Budayıcıoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün de araştırmalarına değinerek, toplumlarda aşağı yukarı bireylerin büyük bir çoğunluğu hayatları boyunca bu hastalığa kapılabiliyor, açıklamalarını ekliyor.
Budayıcıoğlu, meslekten edindiği deneyimlere göre Türk toplumunda çok sık depresyon yaşandığını belirtiyor: 'Kimi hayatında bir kez, kimileri ise hayatında 5 kez depresyon yaşayabiliyor.'
Depresyonu gribe benzeten Budayıcıoğlu, bu hastalığa ne zaman yakalanırız belli olmaz bu yüzden her an yakalanacakmış gibi hazırlık olmak ve hastalığı tanımakta fayda olduğunu belirtiyor.
Budayıcıoğlu, üzüntünün somut bir nedeni olduğunu söyleyerek: 'Eğer o gün veya bir süre moralimiz bozuksa o üzüntünün bir nedeni vardır. Mesela ölüm, ayrılık, ihanet ya da hastalık gibi...' Bu üzüntü duygusu her neyden kaynaklanıyorsa kaynaklansın zamanla eksilir, azalır ve kaybolur. Bu süreç çok insani olarak yaşanır. Eğer bu duygu temelinde bir nedene dayanıyorsa ve eksilerek azalıyorsa bu bir üzüntüdür, denebilir.
'Vücudumuz bir hüznü aynı yerinde tutmaya programlı değildir. Onu eskitmeye çalışır' diyen Budayıcıoğlu, üzüntü veren olay yaşandığı andan itibaren bunun yok olmaya başladığını söylüyor. Bunu yaparken ise insanların anlatarak derdine çare olduğunun altını çiziyor. Örneğin başınıza gelen bir olayı eşinize ya da dostunuza anlattıktan bir süre sonra içinizden atabilirsiniz. Ya da Budayıcıoğlu, toplumumuzda cenaze evine birçok insan gider ki üzüntü içerisinde olan anlatsın ve tedavi olsun diye, diyor.
Uzun bir süredir aynı üzüntü duygusunu aynı yoğunlukta hissediyorsanız bu durum psikolojide önce 'uzamış yas' olarak değerlendirilir. Ancak devam ettiği durumlarda 'depresyon' tanısı konulacağını açıklayan Budayıcıoğlu, depresyonun ortada üzüntü duyulacak bir neden olmamasına rağmen kişinin yaşama hevesinin bitmesi, olarak tanımlıyor.
Depresyon sırasında kişinin günlük ihtiyaçlarını yerine getirirken bile sorun yaşadığını söyleyen Budayıcıoğlu, depresyon yaşayan kişi aklından yalnız oraya gidebilir miyim, yolu bulabilir miyim, bulaşığı nasıl yıkayacağım ya da yemeği nasıl yapacağım gibi devamlı bir kaygı halinde olduğunu ifade ediyor.
Depresyondaki kişinin duygu durumunu açıklayan Budayıcıoğlu, 'Kendisini işe yaramaz hisseder, şimdiye kadar her şeyi kötü yapmıştır ve bundan sonra da hiçbir şeyin iyi olması için inancı yoktur' şeklinde konuştu.
Budayıcıoğlu, depresyonun tedavisinin rahatlıkla yapılabildiğini ve bu nedenle depresyon yaşayan kişinin sağlık kuruluşlarına danışması gerekliliğinin altını çizdi. İntihar vakalarının en çok tedavi edilmeyen depresyonda görüldüğünü belirten Budayıcıoğlu, buna imkan tanımayın, dedi.
Depresyonu önemsemeyen ülkede tabi sık görülür hocam adam psikolojiye inanmıyor din mi bu amk 😅
Senin ekmek kapın kapanmaz o zaman…Depresyon hikayesi yaz yaz dur