Son konserimde, dilediğimi giyme özgürlüğümü kullanarak seçtiğim kıyafet, bir çok farklı ama en mühimi özgürlük alanına, tercihlere olan saygı sınırlarını aşan türden yorumları duymama sebep oldu.
Sizler için çok küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Ne giydiğime, ne düşündüğüme, nasıl yaşamak ve varolmak istediğime sadece ama sadece kendim karar verebilirim. Tıpkı sizlerin de hayatlarında olduğu ya da olması gerektiği gibi.
Bir toplumu oluşturan bütün parçaların, her görüşten, her inançtan olan tüm insanların, birbirlerine zarar vermeden, dilediği şekilde bir arada barış içinde yaşamasıdır bütün hikaye...
Bugün toplum olarak geldiğimiz noktada bunu hatırlatmak durumunda kalmış olmak inanılmaz iç acıtıcı.
Ama ben bilhassa, bana kalbi ve aklıyla eşlik edenlere, umut diyenlere, nefes kabul edenlere sımsıkı sarılıyorum ve teşekkür ediyorum.
Öyle hayat doluyuz ki yok ettiklerini düşündükçe kök salıyoruz.
cengiz kurtoğlunun evli barklı oğlu neler geçiyor aklımdan tövbe tövbe diye aleni şarkı söylerken ona da yapma oğlum demiş mi ahlak bekçimiz?
Kişi kendinden bilir işi diye bir laf vardır. Eleştirenlerin hepsi eli s*kinde konuşanlar. Senin ne gözle baktığın zaten belli, sen eleştirsen ne olur?
sıktı bu giyim özgürlüğü muhabbeti, sonuçta bir topluluk karşısına çıkıyorsun, dekolteyi ben de çok severim de, bu yatak odası kıyafeti be gülşen..iç çamaşırın üstüne dantel de nedir, bence senin izleyiciye saygın yok..Biz seyirciytişz ve sen bizim karşımıza çıkıyorsun, para veriyoruz , mecburmuyum yatak odası fantazisi kıyafet izlemeye.