Gülşah Elikbank Yazio: Yaşamı Sahiden Ciddiye Alan Kaldı mı?

‘Hayatı çok ciddiye almayın. Daha ondan canlı kurtulan olmadı.’ 

Elbert Hubbard çok haklı. Ama bir şekilde yaşamaya devam edeceksek, hakkını da vereceğiz; bir gün biteceğini bilerek... 

İlham aldığım birçok kadın var. Onlardan biri olan Betül Mardin'in biz kadınlara tavsiyelerini çok değerli bulurum. Sizinle de paylaşmak istedim:

~ Hep çalışacaksın. Üreteceksin. Beynin meşgul olacak, hep koşturman gereken işler olacak.

~ Günceli takip edeceksin. Haber izle, dergi, kitap, gazete oku. Gündemi yakala. Her konuda kendini update et. Yeni çıkan kitapları da bil, yeni açılan lokantaları da, bu sene moda olan renkleri de.

~ Evlilik ise şart değil, kafanı takma. Gerekli de değil. Hatta şöyle söyleyeyim: One problem less! (Bir problem eksik!)

~ Bazı şeyleri kabul edeceksin. Bütün kadınların seni sevmesine imkân yok! Demek ki bazı kadınlara dikkat edeceksin.

~ Erkeklere gelince, aynı anda birkaçını sevmeyeceksin. Ama onların böyle bir yeteneğinin olduğunu bileceksin.

Bir tane de ben ekleyeyim bu tavsiyelere: Bir başkasından seni mutlu etmesini beklemeyeceksin, içindeki mutluluğu, özündeki başkalığı keşfetmeden kimse seni gerçek anlamda neşelendiremez.

Fakat, mutluluğun her türü kişiye özeldir, diyor ünlü düşünür Ayn Rand. En büyük anlarımız kişiseldir, kendimizden kaynaklanan bir motivasyondan gelir, ona el sürülemez. 

Halbuki para ya da şöhret ne istediğini bilmeyen insana mutluluk satın alamaz. 

Belki de kendi var oluşumuz için başkalarının onayını aramaya başladığımızdan beri işler sarpa sardı, ne dersiniz? 

Kendini tanımayan, yalnız kalamayan, gökyüzüne bakıp dünyayı bütünsel olarak algılayamayan, neşeyi kendi kalbinde bulamayan insanlar, hatayı hep dışarda arar, kendi içlerindeki kuraklığı, yoksunluğu görmezler. 

Değişim için hiçbir zaman geç değil, Aşıklar Gece Ölür romanımda bir rock yıldızının kalabalıklar ve alkışlar arasındaki derin yalnızlığını anlatırken düşünmüştüm ilk bunları. Hayat bana yanılmadığımı gösterdi, ama haklı çıkmak her zaman neşe getirmiyor... Hepimiz derin bir yalnızlığın pençesindeyiz, yolumuzu kaybetmiş gibiyiz. 21. yüzyıl en çok ruhunu yitiren insan ile anılacak belki de. 

Aşıklar Gece Ölür’ü yazarken içimde keskin bir keder vardı, okurlarımın da satırlar arasında bunu hissettiğini biliyorum. Çünkü aynı yüzyılın hüznünü taşıyoruz hep birlikte. 

Kederlenebilmek de güzeldir, insana hâlâ ve her şeye rağmen bir kalbi olduğunu hatırlatır...Yeter ki o hüznün yerine ne koyacağınızı bilin. 

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu