Bu filmlerden benim ve elbette birçok kimsenin heyecanla beklediği Matrix 4 var. Verdiğim eğitimlerde epey yararlandığım bir filmdir Matrix ve işaret ettiği evren düzeni. Biz onu merakla beklerken tiyatro sahneleri de boş durmuyor ve oldukça cazip oyunlarla izleyiciyi yeniden salonlara davet ediyor.
Ben ikisine gitme fırsatı buldum. İlki prömiyerine katıldığım Rutkay Aziz’in yönetmenliğiyle bambaşka bir çehreye bürünen Nazım Hikmet’in ölümsüz eseri Memleketimden İnsan Manzaraları… Gerek oyunculukları gerekse metne yapılan küçük, tatlı dokunuşlar, dekorun metaforlarla desteklenmesi, izleyiciye farklı bir oyun sunmuştu. Böylesi önemli eserlerin yeni kuşaklar için elden geçmesi, başkalaşıp yeni bir çehre ile seyirciyle buluşmasını önemsiyorum. Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun yeni oyunu, memleket sevdalılarını salonlara çağırıyor. Oyunu izlerken, yazılalı yıllar olan bu metnin içindeki dramın hiç değişmediğini görmek insanı derinden sarsıyor.
Bir diğer oyun ise galasına katıldığım Emre Kınay’ın tek kişilik oyunu Irgat oldu. Duru Tiyatro’da ünlü isimlerin de oldukça ilgi gösterdiği bir gala gerçekleşti. Irmak Bahçeci’nin Shakespeare’in günümüze kalan tüm oyunlarını tarayarak sadece onun cümleleri ile yazdığı Irgat’ın yönetmenliğini ise Emrah Eren üstlenmişti. Müziğin de baş rolde olduğu oyunda, vahşi kapitalizmin bir ırgatın yaşamına nasıl hoyratça dokunduğunu, Emre Kınay’ın farklı oyunculuğu ile izliyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncıların sonunu da güzel yansıtan oyunda, hünkarlar neden hep kıymetli ve ırgatlar neden hep aç, izleyici ve oyuncu birlikte sorguluyor. Oyunun müziklerini Cenk Erdoğan, dekoru ise Cihan Aşkar yapmış. Başlı başına alkışı hak eden ışık tasarımı ise Yakup Çartık’a ait. Güncele dokunan yanları bir yana insanın güce
olan zaafına ve itaatine de oldukça etkili değinen bir metin var karşımızda.