Onların yaşlılığı da çok güzel olur. Yüzünden nur akıyor, ışıl ışıl bakıyor, dersiniz hani. Bir insanın yaşlılığına bakıp, geride bıraktığı yaşamı tahmin etmek güç değil. Ne ekerseniz onu biçersiniz, diye boşuna söylenmemiş. Bu dünya bir ayna gibi, size sizi yansıtır her daim; siz farkında olsanız da, olmasanız da…
Bir de içi ile dışı uyumsuzlar var. Düşündüklerini söyleyemeyen, asla kendi gibi olamayan, hep bir başkasını oynayan ve hep başkalarına özenen, haset eden insanlar. İşte onların bu uyumsuzluğu da fiziksel bedenlerine yansıyor. Her hastalık önce içeride başlar, derler. Karanlığa fazla bakanın aydınlıktan yana umudu kalmaz. Kendini gerçekleştiremeyen insan önce içten içe hastalanmaya, çürümeye başlar.