Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretine saatler kala AA kaynaklı bir bültenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Akkuyu ÇED Raporu’nu onayladığı basına duyuruldu.
Yeşil Gazete Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyaları Koordinatörü Devin Bahçeci ile görüştü. Bahçeci; Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilişkin ÇED Raporu’nun onaylanması durumu sonrası Greenpeace’in nasıl yol izleyeceğini belirten yazılı bir açıklama gönderdi.
Öncelikle ÇED raporunun halen resmi kanallar üzerinden onaylandığı duyurulmuş olmamasına rağmen, ÇED Raporu’nun onaylandığı haberinin medya üzerinden takip edilebiliyor olması bile bu sürecin ne kadar şeffaflıktan uzak yürütüldüğünün göstergesi olduğunu düşünüyoruz diyen Bahçeci; Greenpeace olarak ÇED raporu Rosatom şirketi tarafından 3. Kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulduğundan beri, özellikle nükleer santrallerin en temel riskini oluşturan nükleer atıkların depolanması, taşınması ve devreden çıkartılması süreçlerindeki çevresel risklerinin yanı sıra güvenlik ve emniyet konusu ile bunlara karşı alınacak önlemler konusunda ciddi yetersizlikler olduğunu defalarca söylediklerini kaydetti.
ÇED Raporu’nda Nükleer Kaza Hali Senaryosu Yok
Ayrıca ÇED raporunda, herhangi bir nükleer kaza halinde; bu kaza ile ortaya çıkacak olan her türlü zararların giderilmesinden kimlerin sorumlu olacağı ve bu zararların nasıl karşılanacağına dair yeterli bilginin bulunmadını belirten Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyaları Koordinatörü Devin Bahçeci, “Nükleer sorumluluğun sadece maddi zararların karşılanması olarak düşünülmemesi gerekir. Nükleer sorumluluk, nükleer bir kaza olduğunda bunun sorumluluğunun kimin alacağı sorusunun cevabının verilmesidir” görüşünü iletti.
Greenpeace’in bu eksiklikleri belirterek ÇED raporunun onaylanmaması için sürdürdüğü kampanyaya 215.000’in üzerinde kişinin katıldığını aktaran; bu imzaların yanında, yaptırdıkları kamuoyu araştırmasında Türkiye halkının %64’ünün nükleer istemediğinin ortaya çıktığını vurgulayan Bahçeci, “Biz Greenpeace olarak ilgili raporun bu kadar kısa bir sürede eksiklerinin giderilebileceğine inanmıyoruz. Raporun onaylanmasına dair verilen karara itirazlarımızı hazırlamaya başladık. Bu konuda gerekli tüm hukuki adımları atıyor olacağız” dedi.
Onaylanan ÇED raporunun 24 Ekim 2014 tarihinde halkın görüşüne açıldığını, bu süreçte, ÇED raporunun kabul edilmemesi gerektiğine dair 3.000’e yakın resmi imzalı dilekçe ilgili resmi kurumlara sunuldunu da sözlerine ekleyen Devin Bahçeci, “Ancak,başta da belirtiğimiz gibi ÇED raporunun onaylandığı resmi kurumlar üzerinden halen duyurulmadığı ve onaylanan raporun son hali halen yayınlanmadığı için bu görüşlerin ne kadar dikkate alınıp alınmadığına dair de herhangi bir şeffaflık söz konusu değil” şeklinde görüş belirtti.
Yeşil Gazete