Sizce de Grafik Tasarım sektörü eğlenceli ve cafcaf’lı mı? Gelin bir de perde arkasına bakalım emeği öpülesi tasarımcılar hangi işkencelere maruz kalıyor?
Sizce de Grafik Tasarım sektörü eğlenceli ve cafcaf’lı mı? Gelin bir de perde arkasına bakalım emeği öpülesi tasarımcılar hangi işkencelere maruz kalıyor?
Kardeşim diye lafa girerler hep ufacık, tefecik, minnacık işler isterler...
İşte en tehlikeli insan türü. Halbuki kardeşim dediği kadar samimi değilsinizdir.
Komik rakamlara dünya dolusu işi yaptırmak isteyen ve bir daha geri dönüş sağlamayacak olan müşteri tipi. Arkana bakmadan kaç!
En pis müşteri tipidir. Sömüre bildiği kadar sömürür sizi. İliğinizi kurutur aklından geçen tüm tasarımları yaptırmaya çalıştırır. Aklında ki tasarım çıkmayınca da en başta yapılan tasarımı onaylar.
İşte bir başka tehlikeli müşteri tipi de budur. Sana güveni sonsuzmuş gibi davranır. Kafana göre bişeyler yapıp yolladığın da ise, çalışmayı gördüklerinde ilk yorumları “Hmmmmmm”dır genelde. “Beklediğim gibi olmamış” diyip sizi çıkmaz bir yola sokarlar.
Kendisini bir türlü anlayamadığınızı düşünür. Halbuki telefonda ve mailde herşey gayet açık ve net konuşulmuştur. ‘Nasıl olsa senin elinde başka iş yoktur. Serbest çalışıyorsun ya.’ düşüncesinde ki müşteri tipi.
İşte en gülünecek müşteri tipi. Gülelim mi? Ağlayalım mı?
En sinsi müşteri tipidir. Sizi korkutmadan, sıkmadan, kaçırmadan tüm isteğini yaptırabilmektir amacı.
Bu tipler tasarım olayını aşmışlar artık onlar Art Director olmuşlardır. Karşınızda bir Art Director vardır. Öyle yeşil bir zemin üzerinde başka yeşil bir obje kullanamazsınız kafanıza göre.
Ve hep kaçarlar… İş yaparken her gün sizi 4 kere arayıp, 7 kere mail atarlar ama iş ödemeye geldiği zaman telefonlarını hiç açmazlar. Pardon haksızlık etmeyelim ‘duymamış’ olurlar!
Hep öyledir zaten. Ertesi gün açılışları vardır. 2 gün sonra fuara gideceklerdir. Sizin müsait olup olmamanız umurlarında değildir.
Hep yarına lazım olur zaten. Niye bu kadar geç geliyosun bana diye sorunca da “Vallahi bana da daha yeni söylendi proje” derler genelde.
Asla bu son revize değildir… Kanmayın!
İşte tam anlamıyla yapılmak istenen kung fu hareketi! Buyur bir de burdan yak bir başka Art Director kesilen müşteri tipi.
Nasıl mı? Mesela ön ödeme yaparak? 100 tane revizyon istemeyerek!
O renk kombinasyonu asla bitmez… Her renkte görmek isterler. İşin kötüsü “kırmızı ya da yeşil kötü durur ama” diye uyarmalarınıza rağmen ısrarla görmek isterler. Sonuç “beğenmezler!”
Hadi be!? Gerçekten mi? E dedik o kadar!
Bu tiplere göre Freelance çalışanlar uyumaz, yemez, içmez!
Tık canavarları.
Bir başka kung fu hareketini üstünde denemek istediğimiz müşteri tipi. E oturup yapsaydın kendin!
Yeğenler olmasaydı bu sektör kalkınamazdı. Yaşasın amca kızı, yaşasın dayı oğlu!
Reklamcılığın o iğrenç ve yalan dolan atmosferine kapılmayın sakın... Hayatınızı çalacaklar sizden hayatınızı... Onlarca doğum günü kaçıracaksınız, defalarca akşam yemeğine yetişemeyeceksiniz, haftasonu planınız olmayacak, "burası böyle yea" diyen sinir bozucu antisosyal tipler etrafınızda olacak. Gençsiniz ya, şimdi art DIRECTOR dediklerinizde kendinizi havalı sanacaksınız ama aslında siz bi grafikersiniz ama Art Dırector daha "cool". Bilgisayar kullanımı sadece facebook açıp kapatmak olan insanlar yaptınz tasarıma anlamsız değişiklik ekletecek. Patronların en sevdiği şey düşük maaş hele birde sigortaları düşükten yatıranlar yokmu? Tonla para kaldırıyorsunuz ya ayıptır be ayıp. bu artık ülkemizde bir meslek değildir.İşi bilmeyen herkes bir ajans kurdu, ortalık çöplük gibi, ajans sahibi oldum demek için harcamadığınız insan kalmadı bir de süper beceriksizsiniz, yönetemiyorsunuzda ajansları bunlar meslek ZORLUKLARI değil, adaletsizlik, hak yemek ve emek hırsızlığıdır...
Kurumsal bir işte şirketinin logosunu sana göndermez. Jpeg gönderir. Tekrar çiziverin işte derler.
ben artık yüksek ağızdan konuşarak müşteriyi eziyorum, anlamadığı terimlerle ağdalı konuşun adam tırssın, çok işe yarıyor çok...