İlhamını sokaktan alan graffiti sanatı, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nde dile geldi. Dün açılan “Duvarların Dili: Graffiti / Sokak Sanatı” sergisinde Amerika, Almanya, Fransa, Japonya ve Türkiye’den graffiti sanatçıları, müzenin duvarlarını kullanarak eserlerini yaptı. 5 Ekim’e kadar açık kalacak sergi, ‘içeri’ ve ‘dışarı’ kavramını tartışmaya açıyor.
Sokak sanatı graffiti, bugünlerde Suna ve İnan Kıraç Vakfı Müzesi'nin duvarlarında dile geldi. Dün açılan “Duvarların Dili: Graffiti / Sokak Sanatı” adlı sergi, sokakların başkaldırısı olarak başlayan, günümüzde çağdaş kent sanatı olarak da adlandırılan ve son yıllarda sanat gündemindeki en popüler konulardan biri haline gelen graffitiyi sokaktan müzeye taşıyarak, sadece sanat çevrelerini değil, birkaç kuşağı etkilemiş bu fenomenin hem kapsamını hem de kültürel çeşitliliğini yansıtmayı hedefliyor.
Roxane Ayral küratörlüğünde gerçekleşen, Amerika, Almanya, Fransa, Japonya gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye'den de sanatçıların yer aldığı sergide Futura, Mare 139, Cope 2, Turbo, Wyne, JonOne, Tilt, Mist, Psyckoze, KR, Herakut, Logan Hicks, C215, Suiko, Evol, Gaia, Tabone, Funk ve No More Lies gibi farklı kuşaklardan ve disiplinlerden sanatçılar Pera Müzesi'ne özel projelerini gerçekleştirirken, Martha Cooper, Henry Chalfant ve Hugh Holland gibi fotoğrafçıların önemli kareleri sergide de yerini alıyor.
Kökleri ilkçağ mağara resimlerine de dayandırılan graffiti, 1970'lerde New York'ta azınlık Afrika ve Hispanik kökenli gençlerin, kendilerini ifade etme ihtiyacı sonucu doğdu. Kısa zamanda yaygınlaştı ve bu sanata ilgi giderek arttı.
Günümüzde underground (yeraltı) dönemini geride bırakan graffiti, artık küresel bir sanat akımı olarak anılıyor. Sanatçıların farklı stil ve teknikler kullanarak çeşitlenen eserleriyle kültürlerarası bir değer oluşturdukları bu sanat akımı, yalnızca bireysel bir varoluş mücadelesi olmaktan çıkıp toplumsal ve sosyal konuları da ele alarak daha geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Sergi, uluslararası ve yerel sanatçı seçkisi ve tarihsel bir incelemeye olanak veren kurgusuyla, sokağın günümüz dinamiklerini, farklı stil ve estetik anlayışlarını bir araya getiriyor ve bu akımı fotoğraf, müzik gibi disiplinlerle birlikte ele alıyor. Sergi sadece müzede değil, Beyoğlu ve Beşiktaş belediyelerinin ayırdığı kent duvarlarıyla, İstanbul sokaklarını da graffitiye açarak hem daha geniş bir alana ve kitleye yayıyor, hem de içeri ile dışarı kavramlarını tartışma imkânı veriyor. “Duvarların Dili: Graffiti / Sokak Sanatı”, 5 Ekim'e kadar görülebilir.
Zaman