1899 yılında dönemin önemli mimarlarından Alexander Vallaury tarafından Büyükada'da, adaya hakim bir noktaya otel olarak yapılan görkemli bina, birkaç yıl sonra satın alınarak yetimhane olarak kullanılması için Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağışlandı. Dünyanın ikinci büyük ahşap yapısı olarak kabul edilen eski yetimhane binasının kapısına 1964 yılında kilit vuruldu ve yarım asrı aşkın süredir kaderine terk edildi. Yaklaşık 120 yıldır tarihe tanıklık eden bu yapı, adeta tarih olmamak için direniyor.
Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü de taşıdığı kültürel mirası dikkate alarak bu yapıyı 'Avrupa'nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası' listesine aldı.
Bu kadar farklı çağlara ve farklı kültürlere ev sahipliği yapmış toprakları olan ülke çok az vardır. Umarım bir gün bu eserlere sahip çıkabilmeyi öğreniriz.
Bu zamana kadar kundaklanmaması başlı başına mucize zaten. Fazlasını istememek lazım.
yetimhane de neymiş, güzel ülkemde neler kaybolmadı ki..:((