Bir arabaya bakıldığında bazen kullanıcı profili hakkında çok birçok bilgi alabilirsiniz. Hatta kullanıcının saçından tırnağına, gömleğinden telefonuna, sigarasından kullandığı kelimelere kadar. Tabii unutmamak lazım: Bu dediklerimiz önemli bir yüzdeyi kapsayıp tümü için geçerli değildir. İşte o arabalardan bazıları:
Evli ve çocuklu asker, polis, memur arabası. Bu araba sahiplerinin çocukları yaman Y kuşağına aittirler. Korkun. Genelde şehirlerde sakin hayatı seçen bu memurların hayatlarında ekşın yoktur. Fakat hatırlatmakta fayda var, gidiş yönünüzün tersine konuşlanmış bir Megane varsa bilin ki o bir radardır ve yavaşlayarak uzaklaşmanız şiddetle tavsiye edilir. Merak etmeyin o sizi bulur.
Küçük esnaf için Doblo neyse, çiftçi için de Renault Toros odur. Az yakar, hiç kaçmaz. Fakat dağda, bayırda en zorlu arazi koşullarında kullanıcısının yüzünü güldürür. Kullanıcıları genelde yaşlı emmilerdir. Bagajında buğday çuvalı, süt güğümü hatta zaman zaman koyun, keçi bile görebilirsiniz. Bu emmiler Anadolu'nun efendisidir. Her zaman sıcakkanlı, güleryüzlü ve tontondurlar. Uzun sakal bırakıp kırmızı takke giyse noel baba olacak kıvamdadırlar. Anadolu'nun kaybolan misafirperverliğini bu emmilerde bulabilirsiniz.
Bunlardan AVM önlerinde bol miktarda bulabilirsiniz. Bu otomobiller, hayatına genç kadın arabası olarak başlar, sonrasında bu sürüş tecrübesi kıt genç hanım tarafından pert edilip sigortadan satışa çıkarılır ve genç modifiye meraklısı bir erkek tarafından satın alınarak ikinci hayatına devam eder. Modifiye edilmesi elzemdir.
Geçtiği zaman 'oha bu kadar gürültü bu minnak arabadan nasıl çıkıyor' diye düşünürsünüz. Dar gelirlinin modifiye tutkusunu bu araç giderir. Hafif olması ve modifiyeye uyumu sayesinde drfit olsun drag olsun her türlü ekşına gelir bu araçlar. Geceleri otobanlarda fink atarlar. Farkındaysanız hala serbest çağrışım şakası yapmadım. O kadar da değil.
Bu aracı görünce aklınıza tek bir imge gelmeli: Küçük esnaf. Tam bir enişte, dayı arabası. Dükkana eşya taşımak yanı sıra, kayın biraderlerle piknik, çocuklarla yeğenleri denize götürme gibi görevleri de layıkıyla yerine getirebilir. Yanında standart donanım olarak sunulan Osmanlı tuğrası ile ecdada selam çakmanız ve soyunuzun Osmanlı padişahlarına dayandığını belirtmeniz farzdır. Yoksa kim anlayacak ecdattan olduğunuzu? Halbuki madem ecdada aitsin neden Doblo'ya biniyorsun diye sorarlar adama değil mi? Bu arabayı aldığınızda satıcıdan Osmanlı tuğrası sticker'ını ısrarla isteyiniz. Vermiyorsa bir şekilde edininiz. Tekerleksiz bir Doblo düşünebilirim ama tuğrasız asla!
Tam bir Merve arabası. Lisede herkesi tanıyan hafif kilolu Merve üniversiteyi kazanınca ailesi onu bir ikinci elle ödüllendirir. Merve'nin anne babası memurdur ve Merve ailenin tek çocuğudur. Tüm imkanlar bu kıza seferber edilerek bu araba alınır. Hayırlı olsundur. Bu hanım kızımız okulu bitirip işe girince Ford Fiesta ya da VW Polo alacaktır. Onu da galerinin ilerleyen bölümlerinde göreceksiniz inşallah.
Trafikte saçma sapan makaslar atan araçları bildiniz mi? İşte onlardan bahsediyorum. Item'ları sayıyorum: Modifiyeli bir adet Alfa 147, jöleli saçlar, Marlboro ya da Parliament sigara, beyaz gömlek, janti ayakkabılar. Bu kulübe katılmak için aracınızın pert kayıtlı olması lazım. Bu arabaya sahipseniz mümkünse derslere girmemeli, kankalarla nargile eşliğinde ihale batak çevirip baba parası ezmelisiniz. Sırf bu yüzden 'pederle kavga ettik gene' lafı ağzından düşmemelidir. Ders ve sınav konusunda telaşlanmayın zira baba zoruyla okuldan çıkarılıp işlerin başına geçeceksiniz. Ha unutmadan profil fotoğrafınızın araba içinden güneş gözlüğüyle çekilmiş fotoğraf olma zorunluluğu var.
Memleketi olan Suudi Arabistan'da yöresel kıyafetleriyle poz veren bu genç kardeşimiz İngiltere'de, İsviçre'de modern görünümüyle kraliyet parasını ezmekte hiçbir sakınca görmeyecektir. Memleketinde koyu Müslüman olan bu genç Avrupa'da her türlü itliğin serseriliğin peşinden koşacaktır.
Hatta fıkrası bile var. Prensin biri babasına mektup yazar: 'Babacığım herkes okula trenle gelirken ben altın kaplamalı arabayla gelmekten utanıyorum' diye yazmış. Babasının cevabı gecikmemiş: 'Hesabına 10 milyon dolar yatırdım. Bizi utandırma ve sen de kendine bir tren al'.
Bu amcalar trafik kurallarına sıkı sıkı bağlı olup uymayanlara küfürler savururlar. 60 km/s'i hayatta geçmezler. Fakat bir sorunları vardır, kornayı kaputtan çıkarıp amcanın kulağına da dayasanız korna sesini duymayacaktır. İşin kötüsü önleri hariç başka yere de bakmazlar. Ama merak etmeyin sadece yavaş kullanıp sizi çileden çıkarırlar. Başka kimseciklere bir zararları yoktur. Arada bağırır, çağırır yaşına verin, sinirlenmeyin.
Bu arabayı satın alırken sakallı olmanız ve en az bir adet enstrümanı çalıyor olabilmeniz lazımdır. Item'larınız şiir, müzik, kitap, Oğuz Atay, Charles Bukowski, edebiyat, gönül dostları gibi şeylerdir. Gündüz bu işlerle meşgulken akşam gönül dostluğunu bırakıp bara akmak, kadın peşinde koşmak elzemdir. Bu abilerin klasik otomobil tutkusunu bu araba fazlasıyla giderecektir. Paraları olunca ilk alacakları araba ise 1960 model Ford Mustang'dir. Ama gece hayatından dolayı istedikleri Mustang'e bir türlü ulaşamazlar. Nereden mi biliyorum? Siz hiç sokakta gezen 60 model Mustang gördünüz mü? Hayır. Peki Vosvos gördünüz mü? Evet. Unutmamakta fayda var, Hitler rejimi bu arabayı fukara Almanlar binsin diye üretmişti.
Almanya'da yaşayan 3 çocuklu işçi ailenin 'Türkiye'ye izne gittiğimde bol bol eşya koyayım' mantığıyla aldığı, Alman mühendislerin Türk gurbetçilere özel üretim arabasıdır. Bagaj ve üst port bagaj full Türkiye'ye 'rayze' yapmaya gelinir ve bu gurbetçi vatandaşlarımızdan hediye olarak kahve ya da çikolata almanız kuvvetle muhtemeldir. Bu arada çocukların çoğu Türkçe'yi ya az biliyordur ya da Meryem Uzerli Türkçesiyle konuşmaktadır. Acı ama gerçek. Şayze!
Bu aracın fabrikadan çıktıktan sonra bir gram değişiklik görmemiş modelini bir kişide görebilirsiniz: İlaç mümessilleri. Item'lar: bir adet bond çanta, beyaz gömlek, jöleli saçlar, prezentabl görüntüdür. Öyle demeyin zira eğer hala doktorunuz size aspirin yazabiliyorsa bunu biraz da bu araca borçlusunuz. İki ilaç mümessili otobanda birbirini görürse kesin kapışırlar. Kazanan diğerini akşam meyhaneye götürür.
Adının bir başkan adı olmasından anlamalıydınız, bu bir koruma arabası. Cumhurbaşkanı ya da başbakan iseniz arkanızda ve önünüzde onlarcası bulunur. Düşmanınız çoğaldıkça bunların sayısı artar. Eğer bir yakın koruma olacaksanız siyah gözlüğünüzü (hayır kahverengi olmaz), siyah takım elbisenizi, telsizinizi alın. Kısa kesilmiş saç ve sinek kaydı traşınızı yapın da öyle gidin. Maaşları dolgunmuş diye duydum.
Daha çok çocukları okula bırakmak için ya da altın gününe gitmek için dizayn edilmiş bir anne arabası. Az yakar, az kaçar. Parçası ucuz, yakıtı cimri, ikinci el piyasası var ve genelde bayandan satılık. Küçük olduğuna bakmayın kullanıcı profili olan anneler genelde bu arabayı park edemez. Item'ları sayıyorum: Kısır, açma, börek. Parola: 'Nereye koyduysan oradadır.'
Item'ları sayıyorum: Tesbih, arabesk müzik, kirli sakal, apaçi dance. Bu arabalar Fiat tarafından İtalya'da üretime girdiğinde adı Regata idi ve ülkemizde Şahin adıyla İtalya'da olduğundan çok daha ünlü olacağını kimse bilmiyordu. Yaklaşık 15 sene önce üretimden kalkmasına rağmen fenomen haline gelmiş, fanları sayesinde hala yedek parçası üretilen, ikinci eli değerli olan bir araba haline gelmiştir. Ne dersek diyelim, 80'lerin sonu 90'ların başında doğan her çocuğun hayatının bir kısmına bir Şahin ya da Doğan girmiştir. Bagajı komple ses sitemi olup frenleri doğru tutmayan Şahinler gördü bu gözler. Fanları için özel not: Türkiye'deki fabrika sökülüp komple Mısır'a götürülmüştür ve üretimi orada devam etmektedir.
Bir haberde bu aracı görürseniz şunu anlayabilirsiniz: Savaş var. Her ne kadar Bu araçlar barış getirmek için orada bulunsa da genelde bunu beceremezler. Madem beceremiyorum bari insani yardım yapayım mottosuyla hareket edip insani yardım dağıtırlar. Yani bu aracı kullananların kanatsız melek olduğunu söylemek yanlış olmaz. Büyüyüp kafamız basmaya başladığında bu araçların aslında yazıldığı gibi un taşımadığını öğrenmemiz ilk büyük hayal kırıklığımızdı.
Country'de yaşıyorsanız, yaşlı ve sarışınsanız, oduncu gömleği giyiyorsanız, evinize girmeye çalışanı çifteyle kovalıyorsanız, bir adet yaşlı bir köpeğiniz varsa ve country müzik dinliyorsanız bu pikap garajınızda zaten kendiliğinden belirir. Amerikan filmlerinde bol miktarda bulunsa da arka kısmı hep atıldır. Bir bavul bile göremezsiniz üstünde.
Üniversiteyi bitirdikten sonra bir iki işe girilir çıkılır. Bu iş ile araba sahibi olmak zordur ama. Sonra düzgün bir iş bulunur ve eldeki minnak birikmiş para peşinat olarak yatırılıp bir Ford Fiesta alınır. (Bazen VW Polo olur, farketmez.) Hemen arkadaşları da alıp arabanın içinde dil çıkarmalı selfie'ler çekine çekine gezilir ve instagram hesabı coşturulur. #yineçokgüzeliz #kankalarlagezmece #canımıniçi #likyayolu #holiday. Tebrikler mükemmel bir stereotip oldunuz. Aferin.
İlaç mümessili arkadaşların değişik bir versiyonu. Tek fark ilaç mümessilleri filo kullanır, şirketler ise kendi arabalarını. Bu arabayı görünce aklınıza tek bir şey gelmeli: Beyaz gömlek. Zıpır bir satış temsilcisi iseniz bu araba tam size göre. Yerine göre çip, yerine göre efendi olmalısınız. Bu şirket arabasıyla çukurlar ve tümseklere 120 km/s hızla girmeli, içinde ölümüne sigara içmelisiniz ki arabanın annesi ağlasın. Hatta Dünya Ralli Şampiyonası'na bile katılabilirsiniz. Nasıl olsa araba hiç sevmediğiniz patronunuza ait. Gönül rahatlığıyla annesinin ayarlarıyla oynayabilirsiniz.
Bmw 7 serisine binen kadın gördüm ben. Çok şaşırdım, hem de kadın kendi kullanıyodu (Genelde kalantor abiler şoförle kullanır o yüzden, cinsiyetçilik falan yapmıyorum)
Süper tespit.Gülümsettin.Harbiden imajları öyle olan arabalar.BU kadar iyi anlatılır:D
Güzel tespitler . Bir çoğu cuk oturmuş :)