Görünüşleriyle Düşmana Korku Salan Osmanlı'nın Gözü Pek Kanatlı Süvarileri: Deliler

Bırakın karşılarında olmayı, aynı saftayken bile korkutucular...

Kaynak: İslam Ansiklopedisi

Deliler Ocağı'nın XV. yüzyılın sonlarına doğru Rumeli'de teşekkül ettiği düşünülür. Esas olarak ise XVI. yüzyılda istihdam edilirler.

Kendilerine yakıştırılan 'deli' lakabı ise onların korkusuzluklarından, delice cesaret ve atılganlıklarından ileri gelir. Çeşitli kaynaklarda isimleri bazen deliler, bazen divaneler, bazen ise dilâverler olarak geçer.

Menşeleri hakkında fazla bilgi bulunmayan Deliler'in, Yeniçeri Ocağı'ndan farklı olarak, piri Hz. Ömer'dir.

'Kalpaklarımız Emîrü'l-mü'minîn Hz. Ömer'in çizmesinin koncuğudur, ocağımız müşârün ileyh efendimize mensuptur.' diyerek Hz Ömer'e bağlılıklarını gösteren Deliler'in bu tutumu İran'a olan düşmanlıklarına bağlanır.

Kadere ve tevekküle iman eden Deliler, "Yazılan başa gelir." düsturunu benimseyerek tehlikelerden kaçmazlar, ölümüne savaşırlar.

Başlarına kurt, benekli sırtlan veya pars derisinden yapılmış ve üzerine kartal tüyü takılmış kalpak giyen delilerin elbiseleri aslan, kaplan veya tilki postundan; şalvarları da kurt veya ayı derisindendir. Ayaklarına ise serhadlik giyerler.

Akıncı atları gibi dayanıklı hayvanlara binen Deliler, atlarının örtülerini de vahşi hayvan derisinden seçerler.

Silah olarak ise eğri pala, tekne kalkan, orta uzunlukta mızrak, kılıç, balta, bozdoğan kullanan bu çılgın askerler, kalkanlarını da kuş tüyüyle süsler. Merasimlerde ise sırtlarına kanat takan Deliler, ok, yay ve kaburgalık taşır.

İri yarı ve cesur olup "Deli" olmak isteyen gözü kara genç önce zobu adıyla ocak ağalarından birinin yanına verilip eğitilir.

Kendini ispatladıktan sonra ise dine, devlete ve kavgadan geri dönmeyeceğine dair söz vererek törenle başına deli kalpağı giyer. Verdiği sözü tutmayan ise başından kalpağı alınıp keçe külah giydirilerek teşhir edilir ve ocaktan kovulur.

Çünkü "Deli olmak" ciddi iştir. Doğrudan Vezîriâzamın maiyet ve muhafız askerleri olan Deli Birliği aynı halde savaşlarda hep en öndedirler.

Sefere ordunun önünde, Delibaşıların ardında giden Deliler, savaş sırasında gözlerini budaktan sakınmazlar, düşman saflarını yararak taburlarını delerler ve özellikle canlı esirler alırlardı ki onlardan düşman hakkında bilgi alınabilsin.

17. yy.ın sonlarına ateşli silahların yaygınlık kazanmasıyla birlikte klasik Deliler'in popülaritesi düşer ve birlikte "reform"a gidilir.

2. dönem Deliler'in kıyafetleri, silahları, maaşları 300 yıl öncesine göre farklıdır. Ve ocak birçok nedenden ötürü bozulmaya başlar. Buna rağmen kayıtlar 1828 Rus Savaşı'nda oldukça yiğit bir şekilde dövüştüklerini kaydeder.

Başları boş kaldığında eşkıyalığa meyleden ve ıslah edilmeleri oldukça zor olan bu birlik II. Mahmud tarafından 1829'da lağvedilir.

18. yy'ın başında Konya tarafına yerleşen Deliler' Padişah'ın kararı bildirilir ve itaat istenir. İtaat etmeyenlerin üzerine giden Konya âyanı Süleyman Bey tarafından Deliler dağıtılır ve Delibaşılar öldürülür. Böylece bir efsane sona erer.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Aslanı ile Gezen Amerika'yı Vergiye Bağlayan Kaptan-ı Derya: Cezayirli Gazi Hasan Paşa
Şair, Padişah Demeden Öldüren Osmanlı'nın En Acımasız Celladı: Kara Ali
18. Yüzyılda Osmanlı'ya Matbaayı, Teleskobu Öğreten Büyükelçi: Yirmisekiz Mehmed Çelebi

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı