Yanınızdan geçerken size ani bi hareket yapacakmış gibi gerildiğiniz oluyor mu? Bana oluyor valla.Mikrofonu yine birilerine dayamışlar, hararetli ve komik bir tartışma yaratma çabasındalar ve yanlarından geçiyorsunuz. Neredeyse her gün yaşanıyor bu an.Bu ablalar birden fazla ama sesleri birbirine çok benziyor? Veya tek bir abla aynı anda her yerde olabiliyor. Bunun olma ihtimali fazla çünkü ne zaman istiklal'e inilse bu sesi duymak mümkün. E ama milli piyango her gün çekilmiyor ki? Demek ki var bi hikmeti.Dikkat edin bunlar hep iki arkadaştır. Pek konuşmadan ilerlerler. Hangi birine baksam derken kayışlar yanar. Şahane de giyinmişlerdir diğer İstiklal insanlarının yanında kaynak kıvılcımı gibi parlarlar.İşleri güçleri rahatsızlık vermek hırboların. Muasır medeniyetler seviyesinin en büyük düşmanlarıdır aha bunlar.İstanbul'un başlıca gelir kaynağı olan saç ekimi yüzünden İstiklal'de yeni saç ektirmiş bir sürü Arap erkeğine rastlamak mümkün. Kafaları nokta nokta ve beyaz bandajlarla sarılı bu abiler cadde boyunca volta atıp duruyor.Epey fazla çocuk, aileden bir kaç hanım ve bir tosun aile babası olmak üzere küme halinde gezinirler. En sık durdukları yerler dondurmacıların önleridir.Erkeğiyle olsun kadınıyla olsun güzellikleriyle ışık saçarlar. Genelde sırtlarında kocaman dağcı çantaları bulunur. Çipil çipil gözlerle bakınırlar etraflarına.Etnik çalgısından yereline, horon çektireninden Ankara havası oynatana hepsinden birer tane bulunur. Baştan sona yürüdüğünüz vakit büyük bir müzik kültürüyle harmanlanmış olarak çıkarsınız.O kadar insanın keşmekeşin arasında köpeğiyle birlikte yürür, yürümeye çalışır, köpek küçükse kucağına alır falan. Ablacım/abicim ne gerek var gidiverin parkta geziverin. Yoksa siz hayvanınızla hava mı atmaya çalışıyonuz? Yoğsam ekmeğinizin peşinde misiniz?Coşkulu coşkulu önüne atlar, durduramazsın. Doğanın nasıl içine ettiğimizi anlatır da anlatır. Bazen valla billa üyeyim demek bile kesmiyor onlardan kurtulmaya. (inanmayan bir tanesine kredi kartı numaramı sorgulatmıştım, sizden kaçmak mümkün değil ki kardeşim üye olduk işte)Bunların da sayısı gitgide azaldı, ama halen kaybolmayan değerlerden. Torba falan tutuşturuyorlar artık insanların ellerine.Adının Edip olduğu söylenen bu abi gün boyu bıkmadan usanmadan ağzındaki düdük aparatıyla Godfather çalar ve ardından kuş gibi öter. Aleti alıp deneyenlerin dediğine göre marifet kendisindeymiş. Bu aralar kendisini pek duyamıyoruz valla, özledik.En olmadı tramvay yoksa rayların üstünde durup çektiriyorlar. Kim bilir kaç tane fotoğrafın içine konuk olduk istemeden.İstiklal caddesini İstiklal caddesi yapan temel unsurlardandır bunlar. Marjinal tipleriyle hemen tanırsın çünkü gün boyu caddede bir aşağı bir yukarı gezerler. Onlara rastlamamak mümkün değildir.Evet, koca caddede her milletten, her ülkeden ve her şehirden insanla karşılaşmak mümkün ama İstanbullu biriyle karşılaşmak samanlıkta iğneyle karşılaşmakla eşdeğer. İstanbullular gitmeyi neredeyse tamamen bırakmış, cadde İstanbul dışından gelenlere kalmış.