Bazı fotoğrafların arkasında yatan gizemli ve ürkütücü hikayeler zaman zaman rüyalarımıza bile girebiliyor değil mi? Uykularımızı haram eden hikayelerin ardından da kendimize gelmekte güçlük çekiyoruz. Siz de geçmiş yıllarda çekilen hayaletli fotoğrafları ve hikayelerini merak ediyorsanız sizi içeriğimize doğru alalım. 👇
Filmde kadının hayaletini gören kişi, kafasını kaldırdığında kimse yoktu ve meslektaşı kendisine inanmadı. Sonrasında ise Lady Dorothy Townshend'e ait olduğu düşünülen hayaletin 1800'lerin başından beri birkaç kez görüldüğü iddia edildi. Lady Townshend 1726'da çiçek hastalığından hayatını kaybetmiş olsa da daha sonra oldukça korkunç efsaneler ortaya çıktı. Başkasıyla cinsel ilişkiye girerken kocasına yakalanmasının ardından odaya kilitlenmesi de bunlardan bir tanesi...
1966 yılında çekilen fotoğrafta merdivendeki silüet dikkat çekiyor. Aynı zamanda, ünlü markaların ve uzmanların da fotoğraf üzerinde oynanmadığını söylediği iddia ediliyor. Bazı insanlar hayaletin 300 yıl önce merdivenlerde ölen bir hizmetçi olduğunu iddia etse de kim olduğu hala belirsiz.
Fotoğrafçının, çektiği filmi yıkamasının ardından Lord Combermere kadrajda bir sandalye otururken ortaya çıktı. Silüetin bacaklarının olmaması ise kazada bacaklarının ağır yaralanmasından kaynaklandığı söyleniyor.
Jackson'ın cenazesinin olduğu gün, kendisinin bulunduğu bölükte bir grup fotoğrafı çekildi ve iddialara göre Jackson öldükten sonra da bölüğünden ayrılamadı. Fotoğraf, 1975'te Jackson'ın filosunda bulunan emekli Subay Victor Goddard tarafından ortaya çıkarılana kadar halka açıklanmadı.
1991 yılında çekilen fotoğrafta, çekim anında etrafta hiçbir şey olmadığı söylense de sonrasında mezar taşı üstünde oturan bir kadının silüetinin görüldüğü iddia edildi.
Kişi, fotoğrafı çektiği sırada yalnız olduğunu ve figürü ancak fotoğraf basımından sonra gördüğünü iddia etti. Aborjinlerle ruhani bir bağlantısı olduğuna inanılan yerde görülen silüetin kime ya da zaman ait olduğu ise bilinmiyor.
Clanton, arka planda beklenmedik bir ziyaretçinin beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmasının hayalet fotoğraflar hakkındaki düşüncelerini sonsuza dek değiştirdiğini söylüyor. Fotoğrafa baktığımızda yerden kalkan siyah şapkalı bir adam varmış gibi görüyoruz.
Eve, gece boyunca çekim yapması için kızılötesi bir kamera kurulmuş. Bu karedeki silüetin ise geçmiş ev sakinleri olan Lutz ailesinin evden taşınmadan önce öldürülen küçük çocukları John deFeo'nun hayaletine ait olabileceği düşünülüyor.
Çoğu kişi, bu kadar sıcak bir ortamda bir canlının alevlere dayanamayacağını belirterek fotoğraftaki garipliğe parmak bastı. Bazı insanlar ise fotoğraftaki kişinin 1677'de yanlışlıkla evini ve kasabanın çoğunu ateşe veren Jane Churn'a ait olduğunu düşündü.
Daha sonrasında dijital çekimlerini inceleyen Sandbach, bir binanın köşesinden bakan bir çocuk figürünü görünce oldukça şaşırdı. Düğün çifti daha sonra çiftlik çalışanlarına tesiste ürkütücü veya olağandışı bir şey görüp görmediğini sordu ve bazı çalışanlar da bu çocuğu gördüklerini iddia etti.
O zamandan beri de Amerika'nın en çok hayalet barındıran mekanlarından biri olarak ün kazandı. Bu görüntü 2006 yılında sanatoryumun harap olmuş salonlarında çekildi. Bazıları, figürün bir doktor tarafından tecavüze uğradıktan sonra hamile olduğunu öğrenip hastanede kendini asan hemşire Mary Lee'ye benzediğini söylüyor.
Kadın, kızının mezarını çektikten sonra fotoğrafı incelediğinde hayalet figüründe bir kız çocuğunun ona baktığını görünce şok oldu. Araştırmacılar, filmin rulosunun başka bir yerinde çocuk resimleri görünmediği için görüntünün büyük olasılıkla çift pozlama olmadığını söyledi.
Kilisede daha önce hiçbir paranormal olayın olmadığı söylense de kilise mimarisiyle bütünleşen uzun yapıdaki hayaletimsi görüntü oldukça korkutucu. Uzmanlar, fotoğrafın gerçekliği hala tartışma konusu olsa da görüntünün çift pozlama sonucu oluşmadığını belirtiyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...