Türkiyeli Ermenilerin oluşturduğu sivil toplum inisiyatifi Nor Zartonk'un (Yeni Uyanış) internet sitesinde, 24 Nisan'la ilgili bir metin yayınlandı.
'Türkiyeli Ermenilerden Çağrı: Bak Kardeşim' başlığıyla yayınlanan metinde, 'Sen soykırımcı değilsin kardeşim. 1915’te hayatta değildin ve o cinayetleri işlemedin. Bize kardeşin olarak baktın biliyoruz. Ama hiç mi sorumluluğun yok kardeşim? Bu toprağın insanları olarak, adil bir gelecek inşa edebilmek için inkar politikalarına destek olmamak gibi bir sorumluluğumuz yok mu?' ifadelerine yer verildi.
norzartonk.org sitesinde yayınlanan metin şöyle:
Ermeni Soykırımı’nın üzerinden 100 yıl geçti. Bir halk, ninenin, dedenin birlikte yaşadığı bir halk, devlet tarafından sistematik olarak katledildi. Bundan 100 yıl önce sokakta karşılaşacağın beş kişiden biri Ermeni iken bugünsokakta Ermenilere rastlamak o kadar kolay değil. Ne oldu onlara? Sor kardeşim…
Devlet Baba bizi hain ilan etti, lanetli ilan etti, bir canavarmışız gibi bahsetti bizden. “Farklılıklarımızı fıkralaşacakken” farklılıklarımız bizi birbirimizden ayırma aracına dönüştü. Okulda okuduk, medyada gördük, evde dinledik… Sahte bir tarih ile kandırıldık hepimiz. Nefret ettik birbirimizden. Sistem ne zaman ”error” verse milliyetçilik kapladı ortalığı. Örttü sorunun üstünü. Düştük birbirimize…
Devlet, suçu ile yüzleşmiyor. 100 yıl önce biz birbirimize tıpatıp benzeyelim diye işlediği suç ile yüzleşmiyor. Yüzleşmedikçe ve suç yargılanmadıkça olanlar yapanın yanına kâr kalıyor. Böyle bir ülkede mi yaşamak istiyorsun kardeşim? Öldürenin suçunun yanına kâr kaldığı, adaletsizliğin ödüllendirildiği bir ülke de mi yaşamak istiyorsun? Nerede Hrant’ın azmettiricileri? Nerede Sevag Balıkçı’nın, Maritsa Küçük’ün failleri? Dışarıda, hepsi dışarıda. Yanımızdan ellerini kollarını sallayarak geçiyorlar kardeşim…
Niye onlar ellerini kollarını sallayarak özgür bir biçimde dolaşıyor? Biz 1915 ile hesaplaşamadık, yargılayamadık kardeşim. 1915’te Ermeni öldüren cezasını bulmadı, bulmadıkça da bu durum kendini tekrarladı ve halen devam ediyor. Yüzleşmedikçe biz öldürülüyoruz kardeşim. Biz artık öldürülmek istemiyoruz. Evlerimizden, okullarımızdan, kiliselerimizden, iş yerlerimizden korkarak çıkmak; “başımıza bir şey gelir mi?” diye adımızı gizlemek, saklanmak istemiyoruz. Bu ”güvercin tedirginliği” nereden çıktı sanıyorsun kardeşim? Yüzleşmedikçe, suça ceza vermedikçe suçlar çoğalıyor. 1915’te Ermeni’ye Süryani’ye olan, Trakya pogromunda Yahudi’ye, 6-7 Eylül’de Rum’a, Sivas’ta Alevi’ye, Diyarbakır zindanında Kürt’e, 1 Mayıs 77’de ve bugün hâlâ işçi cinayetleriyle işçilere yapıldı, hepimize yapılıyor. Failleri nerede kardeşim? Niye sormuyoruz? Niye Kardeşim?
Senin yerin bizim yanımız canım kardeşim. İnkar soykırımın son aşaması. Sen inkar edip bu soykırıma ortak olanlardan değilsin. Görüyorsun yokluğu, bir halkın buharlaşmasını. Görmezden gelmiyorsun, umursuyorsun ninenin, dedenin komşusuna yapılanı. Geleceğin için umursuyorsun, adalet için umursuyorsun, kendi çocukların için umursuyorsun kardeşim. Kendi çocuklarına adil bir ülke bırakmak için umursuyorsun…
Sen soykırımcı değilsin kardeşim. 1915’te hayatta değildin ve o cinayetleri işlemedin. Bize kardeşin olarak baktın biliyoruz. Ama hiç mi sorumluluğun yok kardeşim? Bu toprağın insanları olarak, adil bir gelecek inşa edebilmek için inkar politikalarına destek olmamak gibi bir sorumluluğumuz yok mu? İnkarcı partilere oy veriyorsan, inkar edenlere destek çıkıyorsan, yapma kardeşim. Tekrar tekrar öldürme bizi canım kardeşim. Soykırımı sürdürenlere ortak olma…