Gör, Duy, Konuş: 8 Mart, Sevgililer Günü Değildir!

KABUL ETME!

8 Mart, Sevgililer Günü değil, ezilen, öldürülen, tecavüz edilen, yok sayılan kadınların günüdür. 8 Mart, tek taş yüzük alıp kutlamak için değil, tek yürek olup “var olmak” içindir.  Çünkü Özgecan, Güldünya ve 14 yaşındaki N.Ç., pembe dizilerin balon karakterleri değil, bu toplumun gerçek kurbanlarıdır.

UNUTMA!

Kadın, kendi gücünü unuttu, unutmayan susturuldu. The Sanat’ın derdi de tam bu noktada başlıyor; unutulanın hafızası, susanın sesi, öldürülenin nefesi olmak için: Gelin birlikte uyanalım!

AFFETME!

Dario Fo ve Franca Rame’nin ölümsüz eseri “Kadın Oyunları”, Füsun Demirel’in güzel Türkçesi ile kadınların sesi olmaya devam ediyor! Fiziksel, ruhsal ve toplumsal şiddete maruz kalmış üç kısa oyun, üç büyük kadın sahneye geliyor: “Tecavüz-Medea-Ulrike!”

OYNAMA!

Usta sanatçı Nesli Meriç Sanioğlu’nun yönetiminde hazırlanan oyun, toplumsal cinsiyetin “biyo-psiko-sosyal” yönden dışavurumunu irdeliyor. Kadının gücünden korkan toplumun, kadının gücünü elinden almak için başvurduğu her türlü şiddeti ve bu şiddetin normalleştirme sürecini gündeme getiriyor. Performatif tiyatro kapsamında tasarlanan oyun, sıradışı oyunculuk anlayışıyla tüm ezberleri bozuyor. Oynamaya değil, yaşamaya davet ediyor.

Kadına yönelik fiziksel, toplumsal ve psikolojik şiddetin gözler önüne serildiği bu oyun ücretsiz sahnelenecek.

Fakat tüm kontenjan dolmuş durumda. Anlatılacak kadın hikayeleri ise şöyle;

Birinci Hikaye: Tecavüz

Bir tiyatro sanatçısı olan Franca Rame, dönemin faşist Mussolini hükümetinin her anlamda baskı ve işkencesine maruz kalmış ve sonunda ise tecavüze uğramıştır. Fakat Farnca, susmak yerine, bağırmayı tercih etmiş ve uğradığı tecavüzü sahneye taşımaya karar vermiştir. 

Gül Şener’in oyunculuğunu üstlendiği “Tecavüz”, fiziksel şiddetin bilinçaltına giriyor.

İkinci Hikaye: Medea

Mitolojide anaerkil düzenin simgelerinden olan Medea, zamanla ataerkil düzen içinde, toplumsal kimliğinden saptırılarak, “güçlü kadın” rolünden “kötü kadın” rolüne dönüştürülmüştür. Hatta Yunanlılar, 'Medea' trajedisinin yazarı Euripides’e 15 gümüş para rüşvet vererek kendi çocuklarını öldüren kadın olarak canlandırılmasını sağlamıştır.

Özlem Yıldırım’ın oyunculuğunu üstlendiği “Medea” ise toplumsal şiddetin izdüşümünü sunuyor.

Üçüncü Hikaye: Ulrike Meinoff

Bir gazeteci olan Ulrike, düşünceleri ve eylemleri nedeniyle sayısız defa fiziksel şiddete maruz kalmış ancak bununla da yetinilmeyip “beyaz oda” adı verilen ve ölümden de beter olan bir hücrede tecrit edilmiştir. Tam dört yıl süren bu psikolojik işkencenin ardından, Alman hükümeti, Ulrike’nin intihar ederek öldüğünü duyurmuştur. Son derece güçlü bir kadın olan Ulrike’nin intihar ettiğine ise Alman hükümetinden başka inanan olmamıştır. 

Usta sanatçı Nesli Meriç Sanioğlu’nun oyunculuğunu üstlendiği “Ulrike”, psikolojik şiddetin, ne denli acımasız olabileceğini gösteriyor.

KÜNYE

Yazan: Dario Fo, Franca Rame

Çeviren: Füsun Demirel

Yönetmen: Nesli Meriç Sanioğlu

Dramaturg: Dicle Çoban

Oyuncular: Gül Şener, Özlem Yıldırım, Nesli Meriç Sanioğlu 

Genel Sanat Yönetmeni: Ali Ömür Ulusoy

The Sanat'ın geçen 8 Mart’ta hazırladığı “Puslu Kadınlar Atlası” projesine buradan ulaşabilirsiniz

Dünya Kadınlar Günü İçin 20 Kadın Sanatçıdan, 20 Ülke ve 20 Sorun: Puslu Kadınlar Atlası

Popüler İçerikler

Yeşilçam'ın Güzellik Abidesi Oyuncuları Genç Halleriyle Günümüzde Yaşasaydı Nasıl Görünürlerdi?
Önceki Şampiyonları Bilen Ünlü Astrolog Meral Güven Şampiyon Olacak Futbol Takımını Açıkladı
Göndermesiz Anket: En Komik Komedyeni Seçiyoruz!
YORUMLAR
09.03.2018

kesin olarak katıldığım bir yazı başlığı olmuş. 9 martı 14 şubat ile karıştırılmış bir duruma geldi... haklar savunulmaktan çok ufak hediyelerle geçiştirilmeye başlanmış.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ