Sir Arthur Conan Doyle tarafından oluşturulmuş, tüm zamanların en sevilen karakteri, Britanyalı hayali dedektif Sherlock Holmes hakkında birçok bilgi ve teori var. Bir o kadar da doğru bilinen yanlış var. İşte onlardan bazıları.
Sir Arthur Conan Doyle tarafından oluşturulmuş, tüm zamanların en sevilen karakteri, Britanyalı hayali dedektif Sherlock Holmes hakkında birçok bilgi ve teori var. Bir o kadar da doğru bilinen yanlış var. İşte onlardan bazıları.
Yanlış
Birçok insana göre Sherlock Holmes dedektif dünyasının beyaz şövalyesidir. Aklın gücünü kullanarak zor olayları çözerken bu süreçte hiçbir masum insanı incitmez. Fakat herkesin bildiği gibi uyuşturucu bağımlısı olmasının ve tuhaf huylarının dışında bir olayı çözebilmek için her şeyi yapmaya hazır bir dedektiftir Sherlock Holmes. Oynadığı oyunu kolaylaştıracak adımları atmaktan, zaman zaman hileli yollara başvurmaktan çekinmez. Örneğin, “Charles Augustus Milveron Vakası” öyküsünde sadece kötü kahramana yakın olmak ve onun gerçek kimliğini açıklayabilmek için evindeki hizmetçiyle sevgili olur. Olayı açıklığa kavuşturunca da kadından ayrılıverir. Ona herhangi bir açıklama yapma gereği duymaz.
Yanlış
Sherlock Holmes, “Üç Garrideb” öyküsünde siyahi insanlarla zalim ve ırkçı bir şekilde konuşur. Öyküdeki bir kahramana ten rengi yüzünden 'siyah aptal boksör' diye seslenir ve sonra dudaklarının büyüklüğüyle dalga geçer. Öykünün genelinde Afrikalı insanlarla ilgili ırkçı söylemlerde bulunur. Fakat öykünün yazıldığı dönemi düşündüğümüzde bu gibi söylemlerin oldukça yaygın olduğunu görürüz. Elbette bu gerçek, bu söylemleri haklı çıkarmaz ve Holmes’un toplumundan ileri bir insan olduğunu göstermez.
Yanlış
Son dönemde çekilen Sherlock Holmes filmlerinde dedektifin olay yerinden bazı kanıtları aldığı ve polisten sakladığı gösterilir. Böylelikle dedektifimiz polisin birkaç adım önüne geçer ve olayları daha önce çözer. Buradaki yanlış, bunun kitapta tam tersi olarak anlatılmasıdır. Holmes her zaman polise olayı çözebilmeleri için yeterli kanıtı bırakır. Olayın içinden çıkamadıklarında kendi gözlemlerini aktararak polise yardımcı olur.
Yanlış
Sherlock Holmes’un en iyi arkadaşı Dr. Watson’dır, biyografi yazarı ve ekip arkadaşı olan bu adama güvenir. Özellikle çözülmesi zor olaylarda daha da yakınlaşırlar. Fakat bu gibi durumlarda aslında Holmes, Watson’a değil onun tıbbi bilgisine güvenir. Örneğin “Baskerville'lerin Köpeği” öyküsünde Watson’ı, ortamı gözlemlemesi için Baskerville malikâanesine gönderir. Fakat sonrasında arkadaşının anlattıklarına tamamen güvenemeyeceği için kendisi de gizlice malikaneyi izler. Bunu Watson’a söylemez. Böylelikle Holmes’un aslında sadece kendi gözlemlerine ve düşüncelerine güvendiğini görürüz.
Yanlış
Bunu Holmes hakkındaki tüm filmler için söylemek haksızlık olur ama Robert Downey Jr’ın oynadığı filmi düşündüğümüzde bunu Sherlock Holmes’e bir hakaret olarak kabul edebiliriz. Bu filmde Holmes tuhaf, bedenine uymayan, birbirinden alakasız ve pis kıyafetler giyen biri olarak gösterilir. Fakat, kitaplarda bunun aksi bir resim çizilmektedir. Özellikle “Baskerville'lerin Köpeği” öyküsünde Holmes’un kıyafet konusunda ne kadar temiz ve titiz olduğundan söz edilir.
Yanlış
Holmes’un her zaman başında şapkası ve ağzında piposuyla dolaştığı algısı o kadar yaygındır ki bu imaj karakterin sembolü haline gelmiştir. Fakat bu doğru değildir. Bu iki sembol Sherlock Holmes’un tiyatro oyunu için eklenmiş ama hiçbir zaman günlük kıyafetinin bir parçası olamamıştır.
Yanlış
Popüler kültürde Watson ve Holmes orta yaşlarında iki adam olarak düşünülür. Bu adamlar günden güne yaşlanır ve daha deneyimli hale gelir. Fakat elbette bu da yanlıştır. Dr. Watson savaşta görev yapmış, yetenekli bir doktordur. Holmes’un da kendine has bir tanınırlığı vardır. Fakat aslında ikisi de oldukça gençtir. Maceralarının büyük bir bölümünü yirmili yaşlarında yaşarlar. Yaşları birbirine yakındır. Bu kadar genç yaşta nasıl böyle bir başarıya sahip oldukları sorusunun cevabı da nettir; 'Çünkü ikisi de çok zeki.'
Yanlış
Bu düşünce için tamamen yanlış diyemeyiz çünkü dedektifimiz çoğu olayı inanılmaz bir hızla çözer. Gerçekten de erken emekli olmak ister ama hükümetten bir teklif alır ve bir Alman Ajanını araştırması istenir. Böylelikle Holmes son işine başlar.
Yanlış
Sinema ve televizyon sektörü seyircinin ilgisini artırmak için Sherlock’un hayatına biraz aşk katmayı düşündü. Bunu Robert Downey Jr’ın oynadığı filmde de görürüz. Bu filmdeki Sherlock biseksüeldir, hem Irene Adler’e aşıktır hem de Dr. Watson’a. Fakat bu da tamamen yanlıştır. Irene Adler adı sadece “Bohemya'da Skandal” öyküsünde geçer ve Sherlock’a dediği tek şey, “İyi geceler, Sherlock Holmes,” olur. Sherlock daha sonraları Adler’den 'gerçek bir kadın' diye söz eder ama bunun nedeni, kendisinden her konuda daha iyi olan bu kadına duyduğu saygıdır. Irene Adler’in zekasına hayrandır ama ona karşı duygusal bir şeyler hissetmez. Zaten yazar Arthur Conan Doyle da Sherlock’tan 'bir hesap makinesi gibi, insan dışı' diye söz eder.
Yanlış
Hepimizin benimsediği bu yaygın düşüncenin aksine, Moriarty, Sherlock’un tam olarak düşmanı sayılmaz. Moriarty’nin adı tek bir öyküde geçer, “Son Vaka” Bunun dışında “Korku Vadisi” öyküsünde kısaca söz edilir. Sherlock Holmes’le karşı karşıya gelmesi konusunda ise pek fazla bilgi yoktur. Aslında Arthur Conan Doyle, Sherlock karakterinden sıkılır ve farklı şeyler yazmak ister. Böylece Moriarty ve Holmes arasında bir çatışma başlatarak Sherlock’u öldürmeyi amaçlar. Fakat kitabın takipçileri buna büyük tepki gösterince, pek istemese de başkahramanı hikayeye geri getirir.
bunlar güzel noktalar, özellikler irene adler mevzusu. Holmes hiçbir zaman adler ile ilgili romantik olarak adlandırılacak şeyler söylememişti ama olaya lanet bir aşk öyküsü katabilecekleri tek kişi de oydu maalesef. moriarty esasen en büyük düşman olarak sunuluyor kitaplarda da ancak çok az görünmekle birlikte son vaka da diğer hikayelere nazaran bayat bulduğum bir hikaye
9-o kadar yakınlaş, öpüş sonra hiçbir şey hissetme. Tam Sherlock'luk haraket. Yalnız Watson'a aşık olsa şaşırmam tencere yuvarnmış kapağını bulmuş deyiminin canlı örneği onlar
büyük bir Sherlock Holmes hayraniyim ama 5. bilgi yanlış. filmlerini 8 kere izledim. sherlock, mary ile yemek yiyip tanışmak için çok resmi ve harika giyiniyordu. ayrıca 2. filmin son sahnelerinde baloya katilirken de çok iyi giyinmişti. sadece evdeyken garip giyindigi bir kaç sahne var onun dışında pantolon ve gömlek giyiyordu. o garip giyindigi dedigim yer ise sadece pijama ? abartilacak bir şey yok. ayrıca Sir Arthur Conan Doyle, kitapta da Moriarty için Sherlock'un en büyük düşmanı olarak bahsetmiş ve Sherlock'un kendisi ise onu yendiği zaman tüm amaçlarını tamamlayıp zirveye çıkacağını yani işine son verdiğini söylemişti. 2 maddede de yanlışlıklar var.