Dünya çapında 120 milyondan fazla satan, bir dönem yasaklanan ve sansürlenen, fakat pek çok otorite tarafından gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biri kabul edilen Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın (The Catcher in the Rye) Amerikalı yazarı J. D. Salinger’ı, aramızdan ayrılışının 6. yılında anıyoruz.
Rivayete göre bu eser Teoman’ın aynı isimli şarkısının en büyük ilham kaynağı. Hatta Teoman’ın, şarkısının sözlerini bu kitabın arka kapağına yazdığı söylenegelir. The Catcher in the Rye, Türkçe’ye ilk olarak Adnan Benk tarafından, “Gönülçelen” başlığıyla kazandırılmıştı.
Yani Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın belki de hiç kaleme alınmadığı ve Salinger’ın bir et tüccarı olarak ömrünü sürdürdüğü bir paralel evren düşünmek mümkün.
Roman editörler tarafından son derece yüzeysel ve yavan bulunuyor.
Chapman, ifadesinde kitabın bütünüyle kişisel manifestosunu oluşturduğunu söylüyor. Neden bu suçu işlediğinin cevabının da yine kitapta saklı olduğunu ifade ediyor. (Mark Chapman, sağda)
Kitabın başına gelen talihsiz vakalar bununla sınırlı kalmıyor. 1980’deki Lennon suikastinin ardından 81’de dönemin ABD başkanı Ronald Reagan’a suikast girişiminde bulunan John Hinckley Jr.’ın dairesinde kitabın bir kopyasının bulunması, 89’da aktris Rebecca Schaeffer’i öldüren John Bardo’nun üzerinden de yine aynı kitabın çıkması, kitabın bir çeşit kült ögesi gibi algılanmasına neden oluyor. Amerikan kamuoyunda ciddi tartışmalara sebebiyet veren bu vakaların ardından, eser pek çok okulda yasaklanıyor veya sansürleniyor.
Salinger, eski sevgilisinin bu evliliğini bir gazeteden öğreniyor.
Onca yıl boyunca kameraların karşısına hiç çıkmayan, tek bir fotoğraf dahi vermeyen, hatta bir dönem evinde çıkan yangına rağmen dışarı adım atmamakta direnen Salinger’ın hayatı, 2010 yılında, 91 yaşında ölene değin bu şekilde sürüyor.
Salinger'in yaşlılık dönemine ait, çok nadir bir fotoğrafı. Jest ve mimiklerinden kolayca anlaşılabileceği gibi, izinsiz çekilmiş.
Bunların arasında Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın kahramanı Holden Caulfield’ın diğer maceralarını konu alan öykülerin de bulunduğu söylentiler arasında.
Bununla birlikte, yazarın dilimize çevrilen diğer eserlerine de erişebilmeniz mümkün.
''Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın Tanrı aşkına? özellikle de hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa.''
kitabın yanındaki kahve ve rulokatlar ilgimi çekti