Mersin'in güzellikleri arasında olan Tarsus Şelalesi, aynı ismi taşıdığı Tarsus ilçesinde bulunmaktadır.
Bizans imparatoru Justinyen (M.S. 527-565) kenti su taşkınlarından korumak için ırmak yatağını değiştirme fikrini hayata geçirdiğinde kuşkusuz böyle bir güzelliğin ortaya çıkacağını düşünmemişti… Tarsus Şelalesi bu yönüyle hayatı entrika ve savaş meydanlarında kan dökmekle geçen birinin sebep olduğu belki de en güzel eserdir. Üstelik tarihi mekanla doğanın bütünleşmesi çeveye ayrı bir hava vermiştir. Çünkü Geç Roma dönemine kadar mezarlık (nekropol) olarak kullanılan bu alanda sular azaldığında kaya mezarlarını görmek mümkündür. Basamaklı ya da rampalı girişi (dromos) olan oda mezarların çok azı insan ve doğa tahribatlarına rağmen günümüze kadar ulaşabilmiştir. Çevredeki birçok mezarsa oyuldukları konglomera kayaların zayıf oluşuyla güçlü akıntılara karşı koyamıyarak yıkılmış veya defineciler tarafından tahrip edilmiştir.
Özellikle bahar aylarında yükselen debisiyle genişliyen göleti ve çağlayanı, güneşin batışıyla birlikte muhteşem bir görüntü oluşturur. Yaz aylarına girildikçe azalan su miktarı görüntüsünü biraz zayıflatır ancak en büyük özelliği olan suyunun soğukluğu hiç bir zaman kaybolmaz. Çünkü gerek beslendiği kaynaklar, gerekse Toroslardan çok kısa sürede ovaya ulaşması suyun hep soğuk kalmasını sağlar.