Televizyonda maske, mesafe ve temizlik üzerine nutuk dinliyoruz. Söylenenlere uyuyoruz. Kimimiz uymuyor o onların bileceği iş. Bazılarına toplum sağlığından filan söz etmeye kalkışmayın; anlamazlar. Sonunda yeterli önlem almayıp faturayı bize çıkaracaklar ben size söyleyeyim. Onlara insan iradesinden bahsetmeyin çünkü kadercidirler ve sürüklenip giderler. Yine de kişisel özen bizi sadece bir yere kadar koruyabilir.
Salgın mavi yakalıları yakasından yakalamış. Neden acaba? Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanımız, Kovid-19'a ilişkin yeni tedbirleri açıkladı. Göstermelik birkaç yasak, o da bilmece gibi, çözmek için matematik gerekiyor. Kabaca şöyle: bin kişi metrobüste yolculuk edebilecek, üç bin kişi AVM’de alışveriş yapabilecek. Sınırlar açık, iş hayatı devam ediyor. Ne kızı verelim, ne de görücüyü küstürelim demişler sanki. Yine de bu kararın bile alınmasında geç kalınmış olabilir. Belki de ister istemez kitle bağışıklığı kartınızı oynuyoruz virüse karşı daha şimdiden.
Zoom başlarda iyiydi fakat ev haline o kadar alıştım ki bana artık misafir ağırlamaktan zor gelir oldu. Oyunculuğun zor bir yanı daha: iş gelinceye kadar evde beklemek ki bunun altı ayı falan bulduğu oluyor. Tam mesleği bırakma zamanının geldiğini düşünürken hop telefon çalıyor. Sonra yine aynı süreç… Şu sıralar da telefonun çalmasını bekliyorum. O yüzden hayatımda pek değişiklik olmayacak. Ama tiyatrocu dostlarım için aynı şey söz konusu değil, ne de işsiz kalacak garsonlar için. Bunca insan işlerine giderken, binlercesi AVM’leri dolduracak ama restoranlar ve tiyatrolar kapalı olacak. Onların faturası kesildi bile şimdiden.