Uçaktan çoktan inmişti ve biz havaalanının önünde bavullarımızı minibüse yerleştiriyorduk. Volga’yı göreceğim, dedim kendi kendime. Sevindim. Peki İdil nerede, dedim. Başkonsolosumuz İsmet Erikan, İdil Volga’nın diğer adıdır, dedi.
Gündüzleri uzun uzadıya sanat galerilerini gezdik. Akşamları da müthiş performanslar izledik.
Meğer Kuğu Gölü balesini Rusya’da izlemek müthiş bir zevkmiş. Eseri, doğduğu topraklarda Rus sanatçılardan izlemek, Rus seyircisiyle bu zevki paylaşmak… Eser hareketlendikçe Ruslar alkış tutuyor. Bunu da çok eğlenceli buldum.
Baş balerini çok beğendim. Başkonsolosumuz İsmet Erikan’dan rica edeceğim benim başımı bağlasınlar. Putin, Erdoğan devreye girsin gerekirse.
Son gün bir Azerbaycan lokantasında kavurma yiyip, saksafon dinledik.
Pandemi Kazan’da yeni artmaya başlamıştı, kapanma kapıdaydı. Mekanlarda QR kodu istedikleri için şöyle gönlümüzce gezemedik ama konsolosluğun bize sağladığı ayrıcalıklardan faydalandık.
Türk ressamların sergi açılışında bulunduk. Babam bir konuşma yaptı. Kültür bakanıyla tanıştık ve Tataristan müftüsü Hazret beyefendiyle. Hazret son derece aktif bir müftü; seneye Everest’e tırmanacakmış. Kendisine başarılar dilerim.
Instagram
Twitter