“Her işi ben yapayım”daki gizli kibri sevmem. Ben, benim işimi en iyi yapmakla yorarım kendimi. İsterim ki birileri de bana hadsizlik etmesin. Güvenip teslim olmakla, temkinli olmak arasındaki o ince çizgide cambaz oldum yıllardır ama asla bir lafım, bir diğerini yutacak bir canavara dönüşmez beslenerek. Ben doğrularla öğrenmeleri üst üste koyup inşa ederim içindeki insanı ve hatalarım faydası büyük yolluktur bana.
Bilmem ne kadarını anlatabildim ama bunlardan yola çıkarak, bu ülkede bildiğim ve bildiğimden şaşmadığım şeyler için verdiğim mücadelede yalnız bırakılmak umurumda değil. Çünkü kaç milyon izlenmem olursa olsun bu hayatta, evde iki çift göz var ki onların bana bakınca gördüğü her şeyden mühim. Evlat yetiştirirken kendinizi büyütmeniz gerekiyor önce. Prensip sözcüğünü çok sevmesem de karşılayabilecek o geliyor aklıma birden, ben prensipsiz bir yaşamı da duygudan yoksun biçimde akılcı bir yaşamı da, yaşamak diye tercih etmem. Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişme hadisesi ise bazen yavan kalır hayatta. Değişmen gerekir istemesen de. Çünkü mesele safi yola birlikte çıkmak değil, yolda birbirine inanmak ve yoldaki çukurdan tümsekten birbirini korumaktır biraz da. İçi boş bir vefa duygusu vefa sayılmaz; küçük hesaplarla borçlandırarak geçinmektir olsa olsa.
Yolum güzel. Yolumda bir seçim kazanmak peşinde değilim. Yolumda her kim hak ederse o kalır yanımda. Ve ben payıma düşen herkesi ve her şeyi hak etmeye düşkün bir payda.
Unutursam hatırlatın.
Instagram
Twitter
Web