Şaşkın ve üzgünüm. Hayır çok önemli bulduğumdan falan değil. Yani bu listenin elbette belirleyici olduğu alanlar vardır ancak benim üzüntüm daha genel bir gerçeği hatırlamaktan. Biz genel olarak bizde var olanı korumada ve aslına uygun biçimde geliştirme konusunda pek çok alanda kötüyken mutfak kültürü alanında gayet iyiyiz. Ama orada da PR’dan çakılıyoruz işte. Bunca zenginliğin, dünyanın laf kalabalığı arasında kaybolup gitmesi canımı sıkıyor. Çünkü mutfak kültürümüz çok geniş, zengin ve çok daha iyi yerlere layık. Sofralarımıza oturmuş çok az kişi bunu inkar edebilir.
Yunanistan’la aramızda yıllardır bir mutfak kavgasıdır gider. Bunu son derece anlamsız buluyorum. Zira tarih içinde aynı toprakları paylaşmış, zaman zaman yer değiştirmiş, mübadeleler görmüş, hep komşuluk etmiş iki ülkeyiz. Dolayısıyla hangi bizimdir, hangi onların, artık ayrılamaz olması çok doğal. Kahvesidir, musakkasıdır, baklavasıdır, yoğurdudur; ben onların derdinde değilim. Çünkü bana göre hem onlarındır hem bizim. Aynı yerlerde, aynı dertlerdeydik tarih boyu. Ama nasıl oldu da bu her ikimizde de bulunan lezzetler, hep onların hanesine yazılıverdi? Beyaz peyniri feta peyniri diye dünya literatürüne sokan başarıyı biz neden yakalayamadık? Dünyanın neresine giderseniz gidin yoğurdu Greek yoğurt adı altında satıyorlar mesela, öyle biliyorlar. E bu nasıl oldu, merak etmeyelim mi? Dünyanın Türkiye’ye karşı politik tutumuyla açıklayabileceğimiz bir şey değil bu, bana kalırsa. Elbette etkisi var ama biz neden mutfak konusunda bunca zenginken ibreyi kendimize çeviremedik?
ABD yemekleri mi listenin nasıl yapıldığı anlaşıldı
Bugüne kadar gelen siyasilerin kime hizmet ettiklerini sadece buradan bile çıkarabilirsiniz. Sırf yemek kültürünü tanıtıp sahip çıkabilselerdi deniz doğa turizminin dışında bir o kadar yemeklerimiz için ülkeye gelen olurdu ki bilen geliyor zaten. Yunan yemekleri cidden çok benziyor bizim mutfağımıza ki nasıl benzemesin toprağı insanı sebzesi meyvesi balığı karışmış aynı yerden besleniyor ve 2. sıradalar buradan da anlaşılıyor.