Hayır yoktan anlamadıkları gibi bir şeyden söz etmeyeceğim. Zira onları ‘var’a alıştırdıktan sonra buna sitem etmeye o kadar da hakkımız olmadığını düşünüyorum. Ayrıca çocuklara bir varlık sunmayı yanlış bulanlardan da değilim. Burada bahsettiğim fark, çocukların yokluğu artık başarısızlık ve isteksizliğe bir bahane olarak kabul etmekten giderek uzaklaştıkları. Çünkü yeni dünya onlara hayal kurma ve bu hayallere ulaşma yolunda daha yaratıcı ve tutkulu olma yollarını gösteriyor, yolları kadar da örneklerini.
Çocuklar, mümkün kılmakla ilgili daha çok fikir sahibiler bana kalırsa şimdi. Biz, başarıları varlığa, başarısızlıkları yokluğa atfeden bir nesildik bence. Bu açıdan tembeldik. Bizim neslimiz, kendi hayalleri için toplumun hayallerinden geçebilecek kadar cesur değildi. Güney yarım kürede yaşama hayalini gerçekleştirebilmek için buradaki eğitimini tamamlayıp bizim toplumumuzda hiç de saygın görülmeyen bir işi yapmaya tüm kalbiyle koşan bir gençle tanıştım geçen hafta mesela. Eskiler olsa bu işin karşısında dururlardı. Benim henüz yaşlanmayan yanım ise bir alkış tutturdu ki sormayın. Kendi imkanlarını yaratmak için yollar bulanlar eskiden de yok muydu; elbette vardı. Ne koşulların içinden ne umulmadık insanlar çıktı. Ama kabul edelim, şimdiki çocukların çok önemli bir kısmı “survivor” olarak devam ediyorlar zaten yaşamlarına. Olmazları olur etmeye son derece muktedirler. Şahsen gururlanıyorum bununla, biraz da üzgün olmakla birlikte.
Bilgiye erişmenin bizim zamanımızda daha zor olduğunu kabul ediyorum ancak bununla övünmemiz bitmeli bence. Çünkü bilgiye bizden daha kolay erişmekle birlikte onu süzme konusunda da daha çok uğraş veriyorlar. Çünkü son derece ayrıştırıcı bir neslin artıklarıyla uğraşıyorlar genelde. Temelindeki hassasiyeti ve ilkeleri kaybetmiş sayısız siyasi ucu birbirine denk getirip özgürlükçü ve demokrat olmaya çalışıyorlar. Yeni bir dünya yaratmaya çalışıyorlar fosilleşmiş düşüncelerimiz üzerine. Adına miras deyip senelerce ilerletmediğimiz okumalarımızı güncellemeye çalışıyorlar. Sivil toplum neymiş, ne kadar güçlü olabilirmiş hepimiz şimdi görüyoruz bence. Görmek zorunda kalmamıza kırılmıyor muyum, o ayrı mesele.