Nature dergisinde yayımlanan çalışmanın baş yazarı, Varşova Üniversitesi Astronomik Gözlemevi doktora öğrencilerinden Przemek Mroz BBC'ye, 'Uzun süreli gözlemlerimiz sayesinde, yıldızı, patlamadan bir kaç yıl önce ve patlamayı izleyen yıllarda gözlemleyebildik. Bu çok nadir bir gözlem, çünkü novalar sadece en parlak oldukları yani patladıkları sırada farkediliyor' dedi.
Bu şiddetli fakat hakkında fazla şey bilinmeyen gök olayı, dünyamızın Güneşi gibi parlak bir yıldızın ölü kalıntıları olan beyaz cücelerin, daha büyük ve aktif bir yıldızın yörüngesine oturmasıyla başlıyor.
Gök bilimci Mroz, 'Böyle sistemlerde iki yıldız arasındaki mesafe çok küçük, incelediğimiz örnekte, tam olarak büyük yıldızın yarıçapı kadar. Güneşin içinde birbirinin çevresinde dönen iki yıldız varmış gibi düşünebilirsiniz' diyor.
Aradaki mesafe o kadar kısa ki, araştırma ekibinin incelediği sistemde, beyaz cüce, yörüngesini sadece beş saat içinde tamamlıyor. Bu da beyaz cücenin büyük yıldızdan düzenli olarak gaz emebilmesine imkan veriyor.
Emdiği bu gazlar zamanla beyaz cücenin yüzeyinin çevresini sarıyor, ta ki bir termo nükleer reaksiyona yol açıncaya, yani patlayıncaya dek.
Ulan biz ne sansli bir zaman da dunyaya geldik. Bircok seyin sonunu ve ilkini yasiyoruz. Dusun ki, milyon yilda bir olan bir olaya tanik olduk ve belkide ard arda bir kac defa daha tanik bile olabiliriz. Ama eminim ki bizden 10 kusak sonrasinin bile cevaplayamayacagi bir soru var. ''Kadin'' evrenden bile daha fazla sirlara sahip. Can dedigin seyin beden aldigi, bedenlendirdigi bir dogurganlik ve analik gibi bir duygu... Bir erkegin dogal yollardan asla empatisini dahi kuramayacagi bir duygular girdabinin beden almis hali, Kadin! Kadinin bu gercegini o kadar siradan ve basit goruyoruz ki, gozumuzun onunde ki, ''Kutsal Kase'' nin farkinda degiliz. Aslinda varolusumuzun en buyuk sir kapisi ama biz hala en uzaklarda ariyoruz.
gözlem evinin bulunduğu arazide bir tane ağaç yok insan bir kaçtane ağaç diker be
bizde hala kameradan rehbere girelim istemeden.